Fenerbahçe'ye sezon başında Fransa'nın Lille takımından 7.6 milyon bonservis bedeliyle transfer olan Danimarkalı stoper Simon Kjaer, Sarı Lacivertli kulübün yayın organı olan Fenerbahçe Gazetesi'ne röportaj verdi.
İşte Kjaer'in röportajı:
"Eğlenceli olduğunu düşünüyorum"
Fenerbahçe’ye geldiğinde sana Kayer diyorlardı, sonra Keya oldu, hatta Ker diyen bile oldu. Ama ben bunların dışında farklı olması için Simon diye hitap edeceğim. Bu telaffuzlarla ilgili ne söylemek istersin ?
"Her yerde aslında bu konuyla karşılaşıyorum İngilizce olarak bakarsak ismimde 5 harf var gibi gözüküyor ama aslında Danimarka dilinde 4 harfli benim ismim. Çünkü orda a ve e’nin birleştiği bir harf var o Danimarka dilinde terk bir harf. Ama siz baktığınızda onu 2 harfmiş gibi görüyorsunuz bizde o nedenle farklı. Danimarka dilinde baktığınızda Keya diye okunuyor. Ama İngilizce olarak incelediğinizde Kayer halini alıyor. İngilizcede 2 hece Danimarka da tek hece oluyor ama benim için yeni bir şey değil bu röportajlarda çok sık karşıma çıkan bir soru. Kariyerim boyunca da herkes bunu soruyor bana kariyerim boyunca da böyle oldu ama bir yandan da eğlenceli olduğunu düşünüyorum."
"Kazanma baskısını hissetmek istiyordum"
18 yaşında profesyonel oldun, bir yıl Danimarka da oynayıp sonra Avrupa’ya gittin ,Midiland, Palermo, Wolfsburg, roma lil gibi takımlarda oynadıktan sonra da Fenerbahçe’ye geldin. Seni buraya getiren en büyük etken neydi ?
"Beni buraya getiren en önemli etken bir şeyler kazanma olasılığıydı. Aslında her hafta kazanma zorunluluğunu kazanma baskısını hissetmekti, çünkü rakip fark etmeksizin burada her maça kazanma zorunluluğunu hissederek çıkıyorsunuz. Örneğin, Wolfsburg’da oynarken evet orda da bir baskı vardı orası da büyük bir takımdı ama buradaki anlamda bir baskı değildi. Roma'da oynarken de öyle bir baskı vardı ama buradaki ile aynı düzeyde bir baskı aynı şekilde bir baskı değildi burada hep galibiyet bekleniyor ve kariyerimde de bu duyguyu bu baskıyı hissetmek onu denemek istedim. O nedenle tercih ettim."
"Kendi işimize bakıp yolumuza devam etmeliyiz"
Hepimizin bildiği gibi şampiyonluk yarışında artık son düzlüğe girdik. Sende takımın bir parçası olarak bu yarış için neler söylemek istersin?
"Ben isterdim ki şuanda her şey bizim elimizde olsun kendi maçlarımızı kazandığımız takdirde kesinlikle şampiyon olabilecek bir durumda olalım avantaj bizde olsun isterdim. Ama şu anda mevcut durum bu şekilde değil ama yine de önümüze bakmak mecburiyetindeyiz. Kendi maçlarımızı düşünmek zorundayız ben bu şekilde bakıyorum. Hala kendi maçlarımıza kendi işimize odaklanmalıyız. Bence tabii ki şampiyon olabilmemiz için diğer takımında bir hatası bize yapacağı bir yardım gerekiyor mutlaka ama benim konsantrasyonum aynı ben yine kendi maçlarımızı düşünüyorum. Çünkü en önemli maçlar kendi maçlarımız. Bana göre rakip takıma o kadar odaklanmamalı kendi işimize bakıp yolumuza devam etmeliyiz."
"Küçük detaylar çok şeyi belirleyebilir futbol böyle bir oyundur"
Sen her futbolcunun başına gelebilecek bir talihsizlik yaşadın Beşiktaş ve Çaykur Rizespor maçlarında kendi kalene attığın goller için eleştirilmiştin. Sonrasında Sivasspor'a attığın kafa golü ile takımımıza üç puanı kazandırdın bu iki olayla ilgili duygularını paylaşır mısın?
" Kendi kalemize attığımız gollerin olduğu anlar kötü durumlar teşkil ediyor. Bu benim için bir anlamda çok da sorun olmuyor sadece ona takılıp kalmıyorum futbolda olabilecek şeyler. Sizin de söylediğiniz gibi ama benim işime engel olmasın, benim için önemli olan bu, önüme bakabileyim. Hafızam beni yanıltmıyorsa arkamda bir adam vardı, Çaykur Rizespor’la olan olayda ben atmasaydım golü o atacaktı. Pozisyonu daha sonra izlediğimde bunu gördüm. Beşiktaş maçında olan gol de ofsayttı bir anda oradaki oyuncu beni itti ve itmesiyle beraber kendi kaleme topu gönderdim ama bunlar maalesef olabilen şeyler.
Futbolda az önce sizin de belirttiğiniz gibi ve maalesef sene başında yaşadık bunları eleştiri almamız normaldir. Bir stoper olarak savunmada sizin işiniz gol atmaya engel olmakken kendi kalenize gol gönderdiğiniz taktirde eleştiriler olacaktır. Bende izledim pozisyonları daha iyi nasıl pozisyon alabilirdim neler yapabilirdim bunlara baktım oradan bir şeyler öğrenmeye ders almaya çalıştım ama futbolda bunlar olur bir andan da şanssızlık diye değerlendiriyorum. Dediğim gibi çok fazla takılmamaya çalışıyorum öyle anlara sadece tek bir pozisyona değil tüm maçı değerlendirmemiz gerektiğini düşünüyorum ve bu şekilde bakıyorum işime.
Sivasspor'a attığım kafa golü ile ilgili olarak da aslında diğer pozisyonlarda ne kadar şanssızsam o pozisyonda da o kadar şanslıydım. Kaleci topa çıktı yüzüme vurdu topa da vurdu top daha sonra bana çarpıp kaleye gitti ve golle karşı karşıya kalmak durumunda kaldı. Kaleci orada biraz şanssızdı benim de şanslı olduğum bir andı, futbolda bunlar var futbolda bazen işler isteğiniz gibi gider bazen istediğiniz gibi gitmez. Benim için çok bir şey değiştirmiyor aslında. Çünkü sadece bir andır o bir ana bağlı olarak gelişen olaylardır tabii ki gol olduğu için o anı hatırlar her zaman insanların hafızasında bu kalır. Örneğin bir maçta bir hata yaptınız %100 lük bir gol pozisyonuna neden oldunuz yaptığınız hatayla eğer gol olmazsa maçın sonuna kadar herkes hatırlar.
Ertesi gün insanlar artık unutmaya başlar daha sonraki günlerde kimse hatırlamaz bile. Ama eğer gol olursa herkesin aklında kalır futbolun doğasında böyle bir durum var. Tabii ki attığım golden dolayı mutlu oldum çok önemli de bir gol olduğunu düşünüyorum aynı zamanda. Bir stoper olarak bir defans oyuncusu olarak gollerle katkı vermeniz de önemlidir ki bu sene çok fazla sayıda gol atamadım bu konuda kendimi geliştirmem gerekiyor bunun da farkındayım, ama futbolda bazen küçük şeyler küçük detaylar çok şeyi belirleyebilir futbol böyle bir oyundur. En önemlisi denemenizdir ve işlerin sizin lehinize gitmesini ummanızdır."
"Böyle geri bildirimler almak harika bir duygu"
Taraftarlarımızın da takdir ettiği gibi sahada bitmek bilmeyen bir enerjin var. Savaşçı ruhunla, hırsın ve soğukkanlılığınla takım arkadaşlarını da ateşliyorsun. Tam bir defans oyuncusu olarak yaratılmışsın. Bunları neye borçlusun?
"Evet aslında bir stoper olarak bir savunma oyuncusu olarak doğduğum kısmına bir yandan da katılıyorum, çünkü benim babam da Danimarka’da stoper olarak oynuyordu. O yüzden dünya ya belki de bir stoper olarak geldiğimi kabul edebilirim. İnsanların böyle düşünmesi etrafındaki insanların bunları söylemesi benim için çok güzel. Eğer takım arkadaşlarımı da biraz olsun ateşleyebildiğimi düşünüyorlarsa ben kendimi daha da maç içerisinde ateşlenmiş hissediyorum, daha da motive oluyorum.. Ben hep %100'mü vermeye çalışıyorum. Saha içerisinde rakip farketmeksizin bazen işler daha kolay oluyor, bazen daha zor oluyor ama ben her zaman elimden gelenin en iyisini yapıyorum. Galatasaray derbisi olsun veya ligde oynadığımız başka bir takımla herhangi bir deplasman maçı olsun veya kendi sahamızdaki bir maç olsun farketmez ben hep motivasyonumu ve duygularımı en üst düzeyde tutmaya çalışıyorum ve insanların da böyle düşünmesinden son derece mutlu oluyorum. Bunu öğrenmekten de son derece mutlu oldum. Benim için gerçekten çok önemli böyle geri bildirimler almak ve bu harika bir duygu bunları duymak."
"Son derece özel bir andı aslında ilk defa değildi"
Senin ailenin sıkı bir Liverpool taraftarı olduğunu biliyoruz. Danimarka – İngiltere maçında baban için Steven Cerrard forması almıştın. Böylelikle bir futbolcunun forması istemek zorunda kaldığını duyduk bu olayın anısını anlatırmısın?
"Babam için ve ailem için Liverpool çok önemli. Onlar Liverpool ile büyüdüler. Liverpool onlara çok şey ifade ediyor. Gerçekten gönülden destekledikleri bir takım. Ama tabi profesyonel oldukça, profesyonel dünyaya girdikçe bu tutkunuz mutlaka azalıyor ama kendi desteklediğiniz takımınız böyle bir formasını almakta onlar için son derece özel bir andı aslında ilk defa değildi. Benim forma aldığım daha önce de önemli oyunculardan kendime güzel bir hatıra olsun diye formalar istemiştim. O an da benim için son derece özeldi. Çünkü Steven Gerrad gerçekten harika bir oyuncu hem Liverpool için hem de dünya futbolu için çok büyük anlamlar ifade eden bir oyuncu. O nedenle benim için güzel bir gündü babam için de o formayı aldığımdan dolayı büyük bir mutluluk yaşadım. Güzel de bir tecrübeydi benim için."
"Herkes elindeki en iyi kartı oynamak istiyor"
Türkiye ligi’nde rakiplerimiz daha çok defansif anlayışla ve oyunu bozmaya yönelik futbol oynuyorlar. Deplasmanlarda ise çoğu zaman zeminlerin durumu da iyi değil. Bu konuda düşüncelerin nedir?
"Futbol bu, futbolun içinde bunlar var açıkçası bunu kabul etmek zorundayız. Herkes elindeki en iyi kartı oynamak istiyor saha içerisinde ve bunları yapmaya çalışıyorlar. Her zaman ama futbol oynamaları gerekse belki o takımların topa sahip olmaları alanlar arasındaki bağlantıları kurmaları ve rakip kaleye bu şekilde gidip gollerle taçlandırmaları gerekse bence hep kaybederler. Oynadıkları karşılaşmaları o yüzden belki onların da futbola adaptasyon şekli bizim de buna iyi bir adaptasyon süreci geçirmemiz gerekiyor o rakiplerle oynarken açıkçası. Belki biz de Barcelona ile oynasak bizde aynı şeyi yapmak durumunda kalırız biz de daha kapalı bir savunma halinde oynamak zorunda kalırız. Fenerbahçe Türkiye’nin en büyük kulübü ve oynadığı her maça favori olarak çıkıyor sahaya ve futbol tarzı rakiplerimizin de bu şekilde olunca bazen boşluklar bulmak kolay olmuyor. Ama bir anlamda iyi savunma yaptıkları için bazı rakipleri de gerçekten takdir etmek gerekiyor ve gerçekten çok iyi savunma yapan takımlar var. Örneğin, Konyaspor iyi savunma yapan bir takım bazen futbol adil olmuyor dediğim gibi hayatta zaten bu şekilde gelişiyor futbol."
"Onların bu sevgisini, bu takdirlerini, bu övgülerini korumaya çalışacağım"
Son olarak, taraftarlar senin için “Fenerbahçe cumhuriyeti savunma bakanı" diye bir pankart açtılar. Seni çok seviyorlar. Onlara nasıl bir mesaj göndermek istersin?
"Mutluyum gerçekten onların bana verdiği destekten onların bana göstermiş olduğu bu övgülerden dolayı ilk günden beri onların kollarını bana sonuna kadar açıp beni burada sıcak bir şekilde ağırladıklarını hissediyorum. Gerçekten onların bu sıcaklığı beni çok mutlu ediyor. Benim için çok önemli aslında bir andan da benim için bir hedef oluyor bu seviyede kalabilmek için onları hep mutlu edebilmek için bir hedef koymuş gibi oluyorum çünkü ben burada olduğum süre boyunca hep en iyisini yapmaya çalışacağım aynı zamanda birazda ayrıcalıklı hissediyorum. Gerçekten kendimi ve bunu korumayı deneyeceğim. Çok hoşuma gidiyor bu durum ve onların bu sevgisini, bu takdirlerini, bu övgülerini korumaya çalışacağım."