HADİ BABA EVE GİDELİM

Alen MARKARYAN
alen.markaryan@aksam.com.tr

1

"Bu stadın akustiği müthiş. 

Arena'dan kimse sağ çıkamaz. 
Bu sahada puan kaybetmeyiz" diye diye... 
'Okudular'! 
Konuşa konuşa nazar değdirdiler takıma. 
Takımın puan kaybetmesi ayrı ve kocaman bir mevzu zaten de 
Bakalım stat görsel güzelliğinin ötesinde 
"Akustik" mi? 
"İtiyor" mu? 
Ve o müthişlik sadece dolulukla mı kendini ifade etmekte? 
***
Akustik dedikleri 
Tribünden çıkan sesin 
Net 
Billur 
Eş oranda 
Ve tek parça halinde sahaya inmesidir. 
Böyle bir ortam oluşturabilmek için de 
Stadın daha doğrusu tribünlerin 
Üstünün ve arkasının kapalı olması 
İçindeki taraftarın da 
Arkası kapalı yerden saha zeminine doğru eş orantıda yayılması lazımdır. 
Ses 
Arkası kapalı ve tavana yakın yerden 
Kütle halinde çıkmalı 
Daha ikilemeden 
Zemine yakın yerde daha geniş bir kitle tarafından yakalanıp 
Sahaya bir tokat gibi inmelidir. 
-
Eski İnönü'yü düşünün. 
Kapalı'daki "Kutu" dediğimiz yerin en üstü 
Bir üçgenin ucu gibiydi adeta. 
Oradan çıkan 500 kişilik ses 
Bırakın alt tribünü 
Stadı bile hareketlendirmeye yetiyordu. 
Hatta "Topçuları" bile... 
Stadın mimarisi öyle yapılmıştı ki 
Örneğin kapalı tribün 
İçe doğru yay biçiminde gelmekteydi. 
Dolayısıyla merkez noktada duran vatandaş 
Tribünün her noktasını rahatlıkla görebilmekteydi. 
Göz kontağı mükemmeldi. 
Buna bağlı olarak da tribün refleksleri çok hızlıydı. 
Öyle ki 
Tartışmalı bir pozisyonun ardından 
Tekrarını izleyen loca sahipleri 
Benle göz göze geldiklerinde 
Tribün de benle göz temasına giriyordu. 
Hareketlerim müspetse eyvallah 
Yok menfi ise 
"Pozisyon penaltı…!" 
Sloganı öyle çıkmıştır mesela. 
-
Peki şu anda durum ne? 
Bir kere en başta ve öncelikle 
Stadın sırtı açık. 
Tribünden bağırılan sesin %50'si oradan uçup dışarı gitmekte. 
Hâlbuki stat yapılırken o bölümlerin 
Reklam levhalarıyla kapanıp izole edilmesi konuşuluyordu. 
Sonra ne düşündüler de o bölümleri açıkta bıraktılar, bilmiyorum. 
Bir ikincisi 
Tribüncülerin bölüm olarak konuşlandığı yer 
NASA istasyonu gibi mübarek. 
En üstteki vatandaş 
Talisca ile Atiba'yı ayırt edemez bence. 
Çocuklar 'taaa' oradan yırtıyorlar kendilerini. 
Ses stadın arkası açık olduğundan dağılıyor. 
En alttaki adama tezahüratı duyurabilmek için 
İki-üç kere tekrar ediyorlar besteyi. 
Aşağıdaki anca duyup eşlik etmeye başladığında ise 
Bu sefer yukarıdaki yorulup bırakıyor. 
Ve ses bir türlü tek parça inmiyor sahaya. 
-
Tabi üçüncü bir şık daha var ki 
Dilim söylemeye varmıyor ama 
Müşteriye dönük ve dönmüş sistem 
Kanser gibi sarmış her yanı. 
Tribüncü adam bile oraya doğru mutasyona uğramış durumda. 
Konumuz dışında ama yeri gelmişken söyleyeyim: 
Babasıyla maça gelen 8-9 yaşında çocukları maça almıyorlar. 
Çocukları kapıda bekletiyorlar. 
Bir sürü sorun. 
Ağlayanlar, korkanlar, 
Görevlilerle tartışan babasına 
"Boş ver baba hadi eve gidelim" diyenler. 
Affedersiniz ama biz bu çocukları nasıl Beşiktaşlı yapacağız? 
Bir bilen var mı? 
Sonra 
Deplasman taraftarına ayrılan bölüm. 
Orayı da locası olmayan tek tribüne reva görmüşler. 
Yani 
O tribüne loca yapılmadığına göre 
Tribüncü dediğimiz kısmı oraya düşünmüşler. 
Takıma destek açısından en kuvvetli yere yani. 
Eee, ne yapılmış peki? 
En kuvvetli dediğimiz yeri rakibe ayırarak 
Ev sahibine ortak çıkartmışlar. 
Pöh! 
Hem de iki katlı tribünün üstünü vermişsin rakibe. 
Alt tribünü de kendi taraftarına!!! 
-
Yani uzun etmeyeyim. 
Deplasman tribünün yeri değişmeli diye düşünüyorum. 
Eski açık dediğimiz yere 
Numaralının bitişiğine 
Ve alt kısma. 
Üste de kendi taraftarını monte etmelisin. 
Bilmem anlatabildim mi! 
Bir değişmesi gereken yer de kapalı tribünde. 
Amigoların görevini yapabilmesi için hazırlanan set dediğimiz yer 
Hem de acil. 
Tribünü tam ortalayıp 
Üst tribünün en altına inmesi gerekiyor. 
Ve birazcık da yüksekte olmalı ki 
Bütün üst tarafı kucaklayabilesin. 
Bunları yazarken amacım asla eleştirmek değil. 
Bir eve girersin de zamanla eksiklerini 
görürsün ya 
O… 
Gerçi bu stat daha maketken 
Birçok söylemişliğimiz var da 
Neyse! 
Sevgiyle kalın...