1
Teknik Direktör Ersun Yanal, Ankara Üniversitesi Spor Bilimleri Fakültesi'nin Perşembe Etkinlikleri kapsamında düzenlediği 'Dünya'da ve Türkiye'de Futbol Gerçeği' konulu panele katıldı. Türk ve dünya futbolunu değerlendiren Yanal, konuşmasında sporun, sanatın ve kültürün birbirini tamamlayan önemli öğeler olduğunu, bu öğelerden birinin eksik olduğunda sporda başarılı olunamayacağını dile getirdi. Yanal, son dönemlerde çok tartışma konusu olan yabancı futbolcu sayıları ile ilgili de değerlendirmelerde bulundu. Türkiye'nin en çok yabancı oyuncu oynatan ülke olduğuna vurgu yapan tecrübeli teknik adam, “Türkiye'de spordan çok skor düşünülüyor. Sporcu geliştirmek yerine sporcular yarıştırılıyor. Bu nedenle de spor kültürü gelişmiyor” ifadelerini kullandı.
"Yeni bir şey üretmek bizim toplumuzda oldukça zor"
Ankara Üniversitesi Spor Bilimleri Fakültesi öğrencilerinin yoğun ilgi gösterdiği panelde, tecrübeli teknik adam Ersun Yanal, öğrencilerin sorularına da yanıt verdi. Yanal, "Spor adamı olmak, başlangıçta sporun rekabetine, doğasına, gerçek değerlerine sahip olmaktır. Bunu toplum karşısında tartışmak, yaşamak oldukça gereksiz. Elbette ki her şeyde mutabakata varamazsınız. Kavgalar, tartışmalar, fikir ayrılıkları olacak. Bunu toplumun önünde tartışmak ve tekrarlamak oldukça gereksiz. Ama şu bir gerçek ki, sporun içerisinde sporun yapıldığı bir organizasyonlarda her görüş ayrılığını açık açık her yerde tartışmak ve kirletmek kötü bir şey. Ben bu konuda tutarlı olmayı yeğliyorum. Hiç kimseyi suçlamadan yaptığımız çalışmaların değerini kamuoyunun takdirine bırakıyorum. Kamuoyunun takdirini de aldığımızı düşünüyorum. Çünkü benim yaptığım organizasyonlarda, çalıştığım takımlarda, yetiştirdiğim oyuncularda, ortaya koyduğum emekte her şey belli, sonuçlar belli. Bunun bedelini her şekilde ben ödüyorum. İşin gerçeği senin aynandır. Yeni bir şey üretmek bizim toplumuzda oldukça zor. Dalga geçildi, alay edildi. Tek başıma bir irade olarak duruş sergileyen benim. Ama bunun arkasında ekipler çok önemli. Kulüplerimiz maalesef skor kültürüne kilitlendiği, sadece skoru düşündüğü, bir takım değerlerden uzaklaştığı için sonuç almak adına bilimsel gerçeklerden ve uygulamalardan hemen anında dönebiliyorlar. Skor işi bittiği, yeni bir süreç başladığı zaman tekrar ona sarılıyorlar. Bu da bizim toplumumuzun spordan uzak olmasının nedenlerinden bir tanesi" şeklinde konuştu.
"Yarışırken her şeyi mubah görüyoruz"
Yeni yönetimin kendilerinin çalışmasını istemediğini anımsatan Yanal, “Medyada bazı arkadaşlar yazdı. ‘Kulüp buldu bıraktı, istikrar olmadı' diye. Ben öyle bir şey yapmadım. Ben 4 yıllık anlaşma yaptım. Profesyonel kariyerimden vazgeçtim. Gerçekleştirmek istediklerimle uygulamada olanlarla ciddi farklar var. Ama en azından bir takımın oluşumunda, organizasyonunda başarı elde ettik. Eğitim kurumunda ciddi bir öncelik sağladık. Çok ciddi sıkıntılar yaşadık. Yarışmacı bir grup vardır, gelişmeci bir grup vardır. Türkiye'de maalesef artık gelişimci kültür tamamen yerle bir olmuştur. Yani geliştirme ile yarıştırmak arasındaki ayrımı ciddi yapmak gerekiyor. Biz orada bu ayrımı ortaya koymaya ve kültürü yavaş yavaş geliştirmeye başlamıştık. Yarışırken her şeyi mubah görüyoruz. 16-17 yaşında yarışan bir çocukla üst tarafta yarışan bir adamı aynı tutuyoruz. Biz de bunu engellemeye çalıştık, ama olmadı. Oyuncu yetiştirmek böyle olmaz. Ekol altta olur. Ekol üreteceksen altyapının ekolünü üste taşırsın ekol olur. Ekol bizde maalesef üstte oluyor. Kültürlerle uğraşmaktan fazla iş yapamadık" diye konuştu.
"90+3'te hakem kötü bir karar verdi, maçı satmış mı oldu?"
Spor adamlığının başka bir şey olduğunu vurgulayan Yanal, “Sözünü ettiğiniz çok büyük bir camia. Değerleri olan bir camia. Almak, satmak kolay bir şey değildir. Bunu ağzınıza alınca birçok şeyin bedelini ödeyerek alırsınız. Eğer bu bedeli ödemeye göze aldıysanız devam edersiniz. Ama bunu toplumun önünde tartışmak, toplumu bu konuda yargı sahibi yapmak sorumsuzluktur. 90+3'de hakem kötü bir karar verdi. Maçı satmış mı oldu? Futbolun doğası bu. Maç satabilir misin? Bu kadar kötü olur mu? Bunu yapmak spor adamlığından uzak, sadece kendini düşünen, bencillik, egoistliktir" değerlendirmesinde bulundu.
"Proje takımı üretemiyoruz"
Proje takımı üretmediklerini kaydeden Ersun Yanal, “Çünkü biz skora bakıyoruz. Her şey skor değil. Sporda yarıştan başka değerler var. Almanya'da olduğu gibi. Bir eğlence ve karnaval hissedersiniz. Biz de biraz skor düşünülüyor. Biz de isteniyor ki oyuncu yetiştir, skor al, şampiyon ol. Bu çok zor bir şey. Ama bunu planlı bir şekilde belli bir vadeye yaymak çok doğru bir iştir. Bunu yapıp karşılığını alan takımlar var. Bizde de skora boyun eğip, skor kültürü oluşturursan proje takımı olmak zor. Dernekler yasasına göre yönetiliyoruz. Spor yasası çıkarsa belki kulüpler başka sorumluluklarla donatılır, spora yatırım yapılırsa belki dediğim projeler olur" dedi.
Panel sonunda Yanal'a katılımlarından dolayı plaket takdim edildi.
(DHA)