Don Kişot Şenol Güneş

''Şenol Güneş 2 sezon bile 3 büyüklerden birinde oynamış olsaydı, 1996’nın ardından %100 İstanbul’dakilerden birinin başındaydı.''

1

Sinan Tural - sinan.tural@aksam.com.tr

Zordur Türkiye futbol ortamında "Don Kişot" olmak. Rüzgara karşı hiç bıkmadan, usanmadan ve belki de biraz inadına doğru bildiği yolda ilerlemek. Her an, her ortamda, her çalıştığı takımda ve her dönemde aynı yerde durmak... Epey bedel ödersiniz, yıpranırsınız. Yıprandıkça da agresifleşir ve daha da sertleşir diliniz, haliniz, tavrınız. Bir de kabul görmeme halidir Şenol Güneş’inki.

Bir türlü 3 büyükler cenahında rağbet görmemiştir. Bu sezon başına kadar 3 büyüklerde futbol oynamamanın büyük ambargosuna takıldı durdu yıllarca. Evet, aynen öyle bir ambargo vardır 3 büyüklerin yazılı olmayan anayasasında. Ersun Yanal nasıl olduysa bir istisnadır.
Yani epey uzun yıllar içerisinde 3 büyüklerin teknik adam tercihlerine baktığınızda, eğer Şenol Güneş 2 sezon bile 3 büyüklerden birinde oynamış olsaydı, 1996’nın ardından %100 İstanbul’dakilerden birinin başındaydı.
Yani neredeyse 20 yıl öncesinden bahsediyoruz. 2002 Dünya Kupası, 2 başarılı Trabzonspor, Bursaspor ve son olarak şimdiki Beşiktaş dönemlerindeki futbol kalitesi ve seviyesini baz aldığımızda çok rahat bir şekilde şu iddia edilebilir ki, Şenol Güneş’in 3 büyüklerle en az 4-5 tane şampiyonluğu olurdu.
Ama ne acıdır ki, anca 63 yaşında bu fırsatı yakalamış oldu. Bir ama daha var burada; ne mutlu ki tırnaklarıyla, futbola dair evrensel doğrularıyla, gıdım gıdım da olsa nihayetinde bu noktada ve Beşiktaş’ın başında. Belki bu yüzdendir her konuşmasında durmadan mesaj ve felsefe dolu sözleri.
Yılların birikimi bir yanda asıl olan da tutarlılığı. Bu tutarlılık duruşunda olduğu gibi, futbol tercihlerinde de net olarak vardır. Yetenekli oyuncu ısrarı bile başlı başına yeter. Oyuncu yönetimindeki başarısı teknik direktörlük kalitesinin en iyi göstergelerinden.
Bunlarla aynı doğrultudaki oyuncular üzerindeki gelişimi onu özel yapan bir diğer temel özelliği. Durmadan transfer bekleyen ve isteyenlere fark attığı bir alandır bu. Sonuç ve rakip kim olursa olsun, güzel ve hücum futbol tercihi ve ısrarıysa büyük saygıyı hak eden bir futbol duruşudur. Son günlerde yaşananlarla ilgili bir eleştiri konusu yapılabilir Şenol Güneş açısından. O da şu; girdiği şampiyonluk yarışında bu gerginlikler kendisine ve takıma yol-su-elektrik olarak dönme ihtimalinin göz ardı etmesi.
Not: Bu yazı 3 Temmuz sürecinin öncesi, sonrası, içi, dışı, etrafıyla yani tüm boyutları dışında tutularak yazılmıştır.