Hint fakiri gibi giyinen iki kişi, gösteri öncesi hazırlık yaparak kırmızı bir bezin içine giriyorlar. Üçüncü bir kişi bunu yaparken dışardan kendilerine yardımcı oluyor. Kimse bezin içinde ne yapıldığını görmüyor. Daha sonra bez aşağıya indiriliyor ve bir adamın, diğerinin üzerinde bağdaş kurarak oturduğu görülüyor. Manzara karşısında şaşkınlığını gizleyemeyenler, dakikalarca karşılarında dikilerek yaşananları izliyorlar. Yüzleri örtülü iki gösterici, saatlerce bu vaziyette dururken yoldan geçenler kendilerine bol bol bahşiş vermeyi de ihmal etmiyorlar. Elinde bir bastonla havada oturan adam gösterisi son dönemlerde Avrupa'nın büyük kentlerinde adeta patlama yaptı. Hint fakiri kılığında gösteriyi yapanlar ise halktan bol bol bahşiş toplamayı başarıyor. Havaya yükselerek veya bir cisime dokunup havada kalma gösterisinden tarihte ilk kez 1830 yılında bahsediliyor. Hindistan'ın Madras olarak bilinen Chennai kentinde 'Shesal ' adlı bir kişinin, yerden 1,2 metre yüksekte oturduğu ve görenleri hayretler içinde bıraktığı ifade ediliyor. Bunu yaparken kişinin, yere teması olan bir cisime dokunduğu belirtiliyor. Bu gösterinin nasıl yapıldığı geçtiğimiz yıllarda bir çok kez gözler önüne serildi. İlizyonun sırrını açıklayan videoları internetteki video sitelerinde bulmak mümkün. Kişinin havada kalmasını sağlayan aslında çelikten bir konstrüksiyon. Alttaki kişi örtüyle gizlenen çelik bir kalıbın üzerinde oturuyor. Adamın çamaşırlarının ve kolunun içinden geçen çelik bağlantı, baston süsü verilmiş çelik sütuna bağlanıyor. Gösteriyi yapan kişilerin özellikle bol kıyafetler giymesinin nedeni de bu. Aynı şekilde üstteki kişinin kolundan geçen bağlantı, üzerinde oturduğu çelik kalıbı havada tutuyor. Yani üstteki kişi aslında sandalye benzeri bir düzeneğin üzerinde duruyor. 1983'te David Copperfield, Özgürlük Heykeli'ni tamamen yok etti. Hile çok basit bir şekilde açıklanabilir. Heykel büyük bir kumaş parçasıyla örtülmüş veya izleyicinin önüne koyulan büyük bir ekranla örtülmüştü. Anıtı aydınlatması dışında anıtın tüm aydınlatması kapandı. Bu basit hazırlık içi boşluk yanılsamasını yarattı ve ışık seti izleyiciyi kör etti. Anıt açığa çıktıktan sonra insanlar görüşlerini göremediler çünkü görüşleri geçici olarak spot ışıklarıyla bulanık kalmıştı. Sihirbaz, izleyiciden birine rastgele bir karta imza atmasını ister. Ardından 4 parçaya böler ve imzalanmış kartı seyircilerin önünde sihirli bir şekilde eski haline getirir. Sırrı oldukça basit: illüzyonist cebinde katlanmış bir karta sahip ve imzalanmış kartı onunla değiştiriyor. Gizli kart yırtılır ve imzalanmış kart mükemmel güvenlidir. İzleyiciler tarafından kuşatıldığında büyük bir kamyon nasıl yok edilir? Kolay! Yapmanız gereken tek şey kamyonun üzerinde özel bir örtü örtmek. Perdeleri çıkardığınızda, kamyon artık yok. Şimdi neden bu numaranın yalnızca TV'de görülebileceğini anlıyorsunuz. Bir sihirbaz, bir eli ayna veya camdan geçirmek için özel olarak kesilmiş eleklere ihtiyaç duyar. Arka ekran 2 ayna panelini kaplar. Performans başladığında, bütün yapı gerçek aynayı arka tarafa kaydırır ve ikinci sahte ayna panelini ileriye doğru hareket ettirir. Şimdi bir eli aynadan sokmak için bir alan var. Performansın sonunda asistanlar gerçek aynayı ön yüze tekrar kaydırdı. Sırrını bildiğinde 1 doları 100 dolara çevirmek o kadar kolaydır. Bir sihirbaz 1 doları özel bir şekilde katlar ve parmaklarının arkasına gizler. Ardından kimsenin görmediği şekilde 100 doları dikkatlice yer değiştirir. Hüner genellikle çamurlu ve bulanık nehirlerde veya yüzme havuzları gibi insan yapımı sularda yapılır. Ana hedef esas olarak izleyicilere görünmeyen, cam veya açık plastik bir platform oluşturmaktır. Kılıcını yutmayı öğrenmek yıllar sürebilir, çünkü son derece tehlikeli bir uygulama. Hile birçok fiziksel ve psikolojik hazırlık gerektirir. İllüzyonist kafasını boğazını ve karnını düz bir çizgi haline getirir ve kılıçtan zarar görmeyecek şekilde konumlandırır.