'Yeni dönemin alternatif üretim üssü Türkiye'

Yeni dönemde güven veren ülkelerin kazanacağını belirten DEİK Başkanı Olpak, “Türkiye, Çin'e alternatif bir üretim üssü haline gelebilir. Özellikle Afrika gibi üçüncü bölgelerde Türkiye-Çin olarak işbirliği yapabiliriz” dedi.

Türkiye’nin pandemi döneminde gösterdiği başarılı performansla hem üretim hem de tedarik alanında gelecek dönemde daha da öne çıkması bekleniyor. Yaşanan gelişmeleri değerlendiren Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu (DEİK) Başkanı Nail Olpak, “Önümüzdeki dönemin yeni parametreleri güven ve tedarik zinciri kavramları olacak. Bugüne kadar ölçek ekonomisini konuşurken bugün geldiğimiz noktada ulaşılabilirlik ve tedarik zincirinin kopmamasını konuşuyoruz. Bu sürecin kazananları ise, muhataplarına güven veren ülkeler olacak. Türkiye, elbette Çin’e alternatif bir üretim üssü haline gelebilir. Ancak süreci doğru okumalıyız, önümüzdeki dönemde özellikle Afrika gibi üçüncü bölge ve ülkelerde Türkiye-Çin olarak işbirliği yapabiliriz” ifadelerini kullandı.

SADECE İŞ KONUŞUYORUZ

“Dünya ekonomisi 2020’yi kayıpla kapatacak” diyen Olpak, “Türkiye’nin yılı az da olsa pozitif büyümeyle kapatacağını düşünüyorum. Devletimizin ve hükümetimizin sunduğu destek paketleriyle hızlı geri dönüşler aldık. Ve kısmi olumsuzluklara rağmen artık sadece iş konuşmaya başladık. Ve en önemlisi de iş dünyası olarak katıldığımız toplantılarda sadece günü değerlendirmiyor, gelecekte neler yapabileceğimizi konuşuyoruz” diye konuştu.

SANAL FUARLAR İŞE YARADI

Bu süreçte iş dünyasının gündemine giren ‘sanal fuarcılık’ konusuna da değinen Olpak, “İş dünyası olarak, Ticaret Bakanlığımızın imza attığı, yeni normal şartlarda dijital ticaret, e-gümrük ve sanal fuarcılık gibi adımlardan son derece memnuniyet duyuyoruz” diye konuştu. 

‘YEŞİL’ STANDARTLARA HAZIRLANMALIYIZ

Nail Olpak, şöyle konuştu: “Önümüzdeki dönemin şartları içinde kamu yönetiminin iş hayatımızdaki ağırlığının daha da artacağını düşünüyoruz. Önümüzdeki dönemde Türkiye’nin dış ticaretteki en önemli konu başlıklarından biri ise ‘European Green Deal’ olacak. Yeşil yaşam olarak da değerlendirebileceğimiz bu konu çerçevesinde; üretimin her alanında yeşil standartları yakalamak için çalışmalıyız. AB ülkeleri çok sıkı şekilde, bu standartlara hazırlanıyor. Türk iş dünyası olarak biz de, en hızlı şekilde bu sürece adepte ve hazırlıklı olmalıyız.”