Türkiye’de yaklaşık 3 milyon kişi tarafından kullanılan yemek kartıyla yıllık yaklaşık 10 milyar liralık işlem yapılıyor.
Teknolojinin gelişmesi ve ihtiyaçların değişmesiyle birlikte restoranlardaki ödeme sistemlerinde de değişiklikler yaşanıyor. Bu anlamda son yıllarda yemek kartı sektörü ve ödeme sistemlerindeki gelişmeler dikkati çekiyor.
Yemek kartı sektörüyle 27 yıl önce tanışan Türkiye'de ilk yıllarda yemek kuponları kullanılmaya başlandı. 2000’li yılların başında büyüme ivmesi yakalayan ve dijital çağa ayak uydurma yarışına giren sektörde, bugün 7 şirket faaliyet gösteriyor.
Yapılan araştırmalara göre, Türkiye’de yaklaşık 3 milyon kişinin yemek kartı kullandığı tahmin edilirken, sektörün her yıl ortalama yüzde 10'luk büyümesine karşın hala ciddi bir potansiyele sahip olduğu belirtiliyor.
Yemek kartlarını dünyada başta Avrupalı ülkeler olmak üzere 40'ın üzerinde ülke kullanıyor. Avrupa'da çok yaygın olan yemek kartı sektörü, Türkiye'de de yerli ve yabancı firmaların rekabet ettiği bir sektör olarak dikkati çekiyor.
"Hem şirketler hem de çalışan için büyük avantaj"
Konuya ilişkin AA muhabirinin sorularını yanıtlayan Setcard Yönetim Kurulu Başkanı Öner Piyade, 1992 yılından itibaren Türkiye'de yemek kuponu (daha sonra kart) kullanılmaya başlandığını dile getirdi.
Şirketin 2001 yılında kurulduğunu ve hem sermaye hem de alt yapı olarak yüzde 100 yerli ve milli bir Türk firması olduklarını belirten Piyade, 450 bin Setcard kullanıcısı ve 34 bin anlaşmalı üye iş yeri ile hizmet verdiklerini ifade etti.
Yemek kartının hem şirketler hem de çalışanlara avantaj sağladığına dikkati çeken Piyade, "Şirketler açısından en önemli avantaj, bu ürün devlet tarafından teşvik edilen, vergi ile desteklenen bir ürün. Çalışanlara da bu sosyal hakları verdiğinizde, yemek olarak verdiğinizde devlet sizin ödeyeceğiniz vergileri destekliyor ve bunu muaf kılıyor. İş veren açısından en önemli konu vergi. Ayrıca yemek kartıyla tek fatura, hiçbir operasyonel yük olmadan, oto kontrolle bu hizmeti sağlayabiliyorsunuz. Bunun çalışan açısından da ciddi avantajları var. Bir toplu yemek hizmeti alan işletmede o gün menüde ne varsa onu tercih etmek zorunda. Ama yemek kartı olduğu zaman menüye bağımlı kalmadan yemek seçebilir. Seçme özgürlüğü çalışanlar için bir ayrıcalık." diye konuştu.
Piyade, özellikle iş dünyasında sosyal hakların maaştan sonra en önemli konu olduğunu ifade ederek, "Yemek kartı bu sosyal haklar içerisinde hem küresel anlamda hem de Türkiye'de en çok tercih edilen sosyal hak. Hem devletler bunu destekliyor hem de çalışanların öncelikli olarak tercih ettiği, çalışanları motive eden bir sosyal haktır." dedi.
"Yeni çıkan yönetmelikle yeni Türk firmaları da yatırım yaptı"
Öner Piyade, yemek kartı pazarının Türkiye'de 1992 yılında operasyonel olarak başladığını dile getirdi.
Sektörde son dönemdeki yapısal düzenlemelerle Türk firmalarının da ciddi yatırımlar yapmaya başladığını aktaran Piyade, "1992 yılından günümüze gelindiğinde yıllık yaklaşık 10 milyar liralık bir hacimle işlem görüyor piyasa. Pazarda 6-7 oyuncu var. Son dönemde yeni çıkan yönetmelikle beraber yeni Türk firmaları da yatırım yaptı, firmalar da kuruldu ama pazarı şimdi yüzde 98'le domine eden 4 firma var. Bunlar içerisinde Setcard pazarda yaklaşık yüzde 20 payla konumu koruyor." diye konuştu.
Piyade, şöyle devam etti:
"Türkiye'de yemek kartı sektörü serüveninde geçmişten bugüne kadar 11-12 Türk firması kuruldu ama maalesef bu sektörde hem finansal yetkinliğinizin hem bilgi işlem alt yapınızın hem de pazarlama gücünüzün eş zamanlı iyi olması gerekiyor. Bu yüzden 11-12 firmadan günümüze bu kadar uzun soluklu olarak Setcard'ın dışında bir firma kalmadı. Yeni kurulan 2-3 yerli firma var. Bunlar da 2-3 yıl içerisinde kuruldu. Bu süreç içerisinde ya firmalar piyasadan çekilmek zorunda kaldılar ya da uluslararası firmalar tarafından satın alındılar. Pazara giriş sürecinin de son çıkan yönetmelikle önü açıldı. Yeni firmaların son dönemde pazara hızlı şekilde girmesinin sebebi de bence bu. Yabancıların pazardaki payı yaklaşık yüzde 75 civarında. Bunun temel sebebi sistem Fransa merkezli ve bundan 70 yıl önce kuruldu. Tabii, pazara Fransız firmalarının erken girmesi bir avantaj."
"Sektör her yıl yüzde 10 büyüyor"
Devlet açısından bakıldığında da sistemin vergi konusunda şeffaflık sunduğunu anlatan Piyade, "Bizim sistemlerimiz elektronik kayıt içine alıyor. Her satış her tutar kayıt altında. Biz de dolaylı olarak aslında devlet adına vergi toplayıcısıyız. Eğer bu sistem nakit olsaydı bahsettiğimiz bu tutarların yüzde 60'ı ve ya 70'i vergi dışında kalabilirdi." ifadelerini kullandı.
Piyade, sektörün her yıl yüzde 10 büyüdüğünü kaydetti. Sektörde direk istihdam edilen yaklaşık bin 500 personel bulunduğunu dile getiren Piyade, "Ama ben dolaylı istihdam sayısının bunun 7-8 kat fazlası olduğunu düşünüyorum. Çünkü yemek kartı şirketleri sağladıkları ciroyla, aldıkları hizmetle hem yemek kartı tarafında hem de ödeme sistemleri tarafında ciddi bir istihdamı destekliyorlar. Burada en önemli konu şu aslında; restoranlar açısından ciddi bir likit akışını sağlıyor." dedi.
Restoranlarda "dijital cüzdan" dönemi
Sektörde rekabet etmek için Ar-Ge ve inovasyona yatırım yapmanın şart olduğunu vurgulayan Piyade, bu kapsamda tüm pos altyapılarını temassız platform ve kare koduyla (QR) ödeme yapabilir sisteme göre revize ettiklerini ve mobil uygulama üzerinden de çeşitli indirim ve kampanyalar düzenlendiklerini dile getirdi.
Piyade, yemek kartlarının mobile entegre edilerek kullanım oranının 5 yıl içerisinde giderek aratacağını belirterek, şunları söyledi:
"Cüzdan artık elektroniğe dönüyor. Klasik cüzdan aslında bir alışkanlık sebebi ama artık dijital cüzdan önem kazanıyor. Özellikle telefon alışkanlığımız bu işi hızlandırıyor ve tetikliyor. Günümüzde ATM'lerde olduğu gibi Setcard'da da on binlerce kullanıcımız hiç kartını ele almadan yalnızca telefonuyla ödeme yapabiliyor, anında ödeme tutarını görebiliyor, kartı kaybolduğu zaman anında kartını kitleyebiliyor. 400 bin üzerinde kullanıcımız var. Ödeme sistemleri tarafında bir alışkanlık süreci var. Şu an yaklaşık yüzde 20 civarında kullanıcı mobil ödeme yapıyor. Bu bir alışkanlık süreci. Bu pratikliğe bu rahatlığa alışan her kullanıcı faz faz geçiyor. Tahmin ediyorum 5 yıl içerisinde kullanım yüzde 60-70'i bulacaktır."
Yemek kartıyla alışveriş
Öner Piyade, yemek kartlarının bazı marketlerde alışveriş için kullanılıyor olmasına ilişkin ise şu değerlendirmelerde bulundu:
"Ülkemizde verilen bu sosyal hakkın yemek olarak kullanılabileceği bölgeler var, yemek olarak tüketmenin verimli olmadığı, bunun günlük iaşe olarak alındığında ailesiyle paylaşıldığında verimli olacak yapılar var. Fiili uygulamada böyle bir esneklik var. Yemek kartlarının market tarafında, tüketim ve hazır gıda tarafında kullanılması sektör açısından artı. Buna ilave düzenlemeler ve belli çerçeveler getirilebilir. Ama kullanıcılar açısından yemeğin ve beraberinde alışverişin olduğu bir platform herkes tarafından kabul edilen ve istenilen bir durum."
(AA)