2013’ten beri Gezi olayları ile başlayan süreçte son dört yılda Türkiye türlü operasyonlarla diz çöktürülmeye çalışılıyor. Gezi’nin ardından 17-25 Aralık ve 15 Temmuz darbe girişimleriyle de istediklerine bir türlü ulaşamayan malum çevreler 2017’de artan bir şekilde Türkiye’yi ekonomi silahıyla vurmaya çalışıyor. Türkiye yılın ilk çeyreğinde yüzde 5, ikinci çeyreğinde ise yüzde 5.1 büyüyerek dünyanın en hızlı büyüyen ekonomileri arasında yer aldı. Haftaya açıklanacak 3. çeyrek büyümesinin de en az yüzde 7 gelmesi bekleniyor.
EKONOMİK TEMELİ YOK
Genel büyümenin yanında ihracat ve turizmde de yeni bir atılım dönemine girilmiş durumda. Eldeki bu verilere rağmen FETÖ ve uzantılarının çabalarıyla Türk ekonomisine operasyonlar düzenlenmeye çalışılıyor. Bu operasyonların en belirginleştiği alan ise döviz kurları. Özellikle dolar/TL’de sık sık Türk piyasaları kapandıktan sonra akşam saatlerinde Londra merkezli işlemlerin etkisiyle yukarı yönlü sıçramalar yaşanıyor. Bu da dolarda ekonomik gerçeklerle uyuşmayan şişkinlikler yaratabiliyor. Döviz üzerinden yapılan yanlı yorumlarda Türkiye’de bir kriz varmış algısı yaratılmaya çalışılıyor.
Bir haftada 2 kat arttı
Ancak güneş kati surette balçıkla sıvanamıyor. Ne operasyon yapılırsa yapılsın yatırımcı kazanç sağlayacağını düşündüğü Türkiye’ye yatırım yapmaya devam ediyor. Merkez Bankası’nın açıkladığı son verilere göre yabancı yatırımcılar 24 Kasım ile biten haftada Borsa İstanbul’da tam 183 milyon dolarlık net hisse alımı yaptı. ABD’deki ‘Reza Zarrab’ davası üzerinden Türk bankalarına yönelik yapılan spekülasyonlara kulak asmayan yabancı yatırımcıların net hisse alımları önceki haftaya göre neredeyse 2 kat arttı.
10.2 milyar doları aştı
24 Kasım ile biten haftada yabancı yatırımcılar sadece hisselere değil Devlet İç Borçlanma Senetlerine (DİBS) de hücum etti. Söz konusu haftada 87 milyon dolarlık net DİBS alımı yaptılar. Bu son alımlarla beraber türlü operasyonlara şahit olduğumuz 2017 genelinde yabancıların net hisse senedi alımlar 3 milyar 43 milyon dolara, DİBS alımları ise 7 milyar 183 milyon dolara ulaştı. Yani net portföy alımları 10 milyar 225 milyon doları buldu. Bu alımlar yabancı yatırımcının Türk ekonomisine güveninin en iyi göstergesi oldu.
Notçuları dinleyen yok
Yabancı yatırımcıların Türk ekonomisine güveni kredi derecelendirme kuruluşlarının etkisinin giderek azaldığının da güzel bir kanıtı oldu. Türkiye’nin notunu yatırım yapılabilir seviyenin altında tutmaya devam eden S&P büyük bir yükseliş yaşayan Türkiye’nin notunu artırmak bir yana geçtiğimiz günlerde Zarrab davasını bahane ederek not tehdidinde bile bulunmuştu.
Dünya birinciliği için geri sayım
Yabancı yatırımcının bu güveninin altında Türk ekonomisinin herkese parmak ısırtan performansı yatıyor. İlk iki çeyrekteki yüksek büyümenin ardından IMF, Dünya Bankası, OECD gibi kuruluşlarla BBVA, Barclays, Goldman Sachs gibi finans devleri Türkiye’nin 2017 büyüme tahmninlerinde artırıma gitti. Geçen ay Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci de, “12 Aralık günü Türkiye’nin üçüncü çeyrek büyüme rakamları açıklanacak. Rakamlar açıklandığında Türkiye dünyada 1 numara olacak” demişti.