Kuruluşunun 80'inci yıldönümüne denk gelen 2024 yılına yönelik sürdürülebilirlik ilke ve hedeflerini açıklayan Ülker, bu konudaki çalışma ve ilerlemeleri anlatan Sürdürülebilirlik Raporu’nun ikincisini yayımladı. Ülker, son iki yılda birim üretim başına su tüketimini yüzde 15 azaltarak, 2024 yılı için hedeflediği yüzde 30 azaltım hedefinin yarısına ulaştı. Ülker, iki yılda 2,1 milyon kişinin günlük su tüketimine denk gelen bir tasarruf sağladı.
Ülker, geçtiğimiz yıl yaptığı çalışmalarla küresel sürdürülebilirlik endeksi olan FTSE4Good Gelişmekte Olan Piyasalar Endeksi’ne girerek, önemli bir başarıya da imza attı. FTSE4Good’un 2016 yılında ilk kez hayata geçirilen “Gelişmekte Olan Piyasalar Endeksi”, şirketlerin çevresel, sosyal ve yönetim konusundaki performansını ölçüyor. Ülker CEO’su Mehmet Tütüncü, 2024 yılına kadar Ülker fabrikalarında “karbon salım artışı” olmadan büyüme, enerji verimliliğini yüzde 25 artırma, ambalaj fire miktarında yüzde 50 azaltım ve esnek ambalajlarda plastik kullanımını yüzde 20 azaltım hedeflediklerini söyledi.
Sürdürülebilirlik ilke ve hedeflerini “Bu Dünya Bizim” söylemi altında birleştiren Ülker, “Sürdürülebilirlik Raporu”nun ikincisini yayımladı. Raporda Ülker’in 2016 yılında sürdürülebilirlik alanında yaptığı çalışmalar, ilerlemeler ve yatırımlar hakkında detaylı bilgi veriliyor.
Ülker, 2014 yılında, kuruluşunun 80'inci yıldönümü olan 2024 yılını işaret eden 10 yıllık Sürdürülebilirlik Hedefleri’ni açıklamış ve bu konudaki çalışmaları da “Çevre”, “Değer Zinciri”, “İnovasyon”, “Çalışanlar”, “Toplumsal Sorumluluk” ve “Liderlik” başlıkları altında toplamıştı. Raporda Ülker’in, 2016 yılındaki sürdürülebilirlik çalışmaları ile küresel sürdürülebilirlik endeksi olan FTSE4Good “Gelişmekte Olan Piyasalar Endeksi”ne girmesine de dikkat çekiliyor. Londra Borsası ve Financial Times’ın ortak sahipliğindeki bağımsız organizasyon FTSE’nin (Financial Times Sustainability Index) 2016 yılında ilk kez hayata geçirilen ”Gelişmekte Olan Piyasalar Endeksi”, şirketlerin çevresel, sosyal ve yönetim konusundaki performansını ölçüyor. FTSE4Good, sorumlu yatırım yapmaya önem veren kurumların kaynak olarak aldıkları dünya çapında önemli endekslerden biri olarak kabul görüyor. Ülker, endekse dâhil olan Türkiye’deki birkaç şirketten birisi oldu.
“Bizi cesaretlendiren sonuçlar aldık”
Kurucusu Sabri Ülker’in “israfsız şirket modeli” üzerine inşa edilen Ülker’in sürdürülebilirlik çalışmalarını, iş hayatının her alanını kapsayacak şekilde ele aldıklarına işaret eden Ülker CEO’su Mehmet Tütüncü, “Hedeflerimize doğru giden yolda bizi cesaretlendiren sonuçlar aldık. Paydaşlarımızla yaptığımız çalıştaylar sonunda ortaya çıkan öncelikli konular Ar-Ge ve inovasyon, gıda güvenliği ve kalitesi, su riskleri ve su yönetimi, risk yönetimi, iklim değişikliği ve enerji ile iş sağlığı ve güvenliği öncelikli konular olarak belirlendi” dedi.
Biyoçeşitlilik ve “Sürdürülebilir Fındık Tarımı” projesi
Tarım yapılan toprağın üretkenliğini etkileyen biyoçeşitliliğin korunmasını öncelikli konular arasında gördüklerini belirten Tütüncü, 2015 yılında Doğal Hayatı Koruma Vakfı (WWF) ile başlattıkları “Giresun’da Sürdürülebilir Fındık Tarımı Projesi”nin ilk etabını tamamladıklarını kaydetti. Türkiye’nin en önemli tarım ihraç maddeleri arasında yer alan ve Ülker’in de ana hammaddelerinden olan fındık tarımını sosyo-ekonomik ve ekolojik açıdan ele aldıklarını ifade eden Tütüncü, “Hedefimiz, kalitesi ile dünyada eşsiz bir ürün olan Giresun fındığının üretiminin doğayla uyum içinde sürdürülmesi için gerekli çözüm önerilerini ortaya koymak. Giresun’da seçilen pilot bahçelerde iyi tarım uygulaması ve kapasite geliştirme çalışmalarına başladık” diye konuştu.
“Ana hammaddemizin yarısını buğday oluşturuyor”
Kakao, fındık ve buğdayın tarladan tüketiciye ürün olarak ulaşmasını sağlayan değer zincirinin sürdürülebilirlik konuları arasındaki en önemli maddelerden biri olduğuna dikkat çeken Tütüncü, şöyle devam etti: “Sürdürülebilirlik ilkeleri bu yolculuğun her aşamasında çalışma şeklimize yön veriyor. Ürünlerin tüketicilere ulaşana kadar ambalajlanma, taşınma ve dağıtım safhalarında çevresel, sosyal ve ekonomik etkilerini gözetiyoruz. Tedarik Zinciri Politikası oluşturarak, tedarikçilerin de sürdürülebilir iş pratiklerini benimsemesi için ilk adımı attık. Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO), BirleşmişMilletler Küresel İlkeler Sözleşmesi gibi uluslararası anlaşmalara dayanan politikamız, tedarikçilerin uluslararası sertifikasyon sistemlerine katılımlarını destekliyor ve teşvik ediyoruz. Özellikle gıda ve ambalaj satın alımı yaptığımız tedarikçilerin uluslararası standartlara uyumunu değerlendirerek denetimler düzenliyoruz. Denetimler sayesinde gelişime açık alanlarda iyileştirmeler talep edebiliyor, tedarikçilerin küresel üretim standartlarına uygun üretim yapmasını güvence altına alıyoruz.”
“Ar-ge yatırımlarımızı bir önceki yıla göre yüzde 40 artırdık”
Ar - Ge ve inovasyonun önemine vurgu yapılan açıklamada, “Artı değer üretirken sürdürülebilir bir büyümenin sağlanması adına inovasyon kritik önem taşıyor. Tüketicilerin istek ve ihtiyaçlarına cevap veren çözümler üretmeye odaklanıyoruz. İnovasyonu 2024 sürdürülebilirlik hedeflerimize uzanan yolda sosyal ve çevresel performansımızı geliştirecek bir araç olarak kullanıyoruz. Ar-ge yatırımlarımızı bir önceki yıla göre yüzde 40 artırdık. Ar-ge birimi çalışmaları kapsamında bu yıl yeni ürün geliştirme, mevcut ürün iyileştirme, proses ve kalite geliştirme gibi alanlarda 1000’in üzerinde projede çalıştık. İnovasyon süreçlerimize tüketicilerin yanı sıra her birim ve seviyeden tüm çalışanları dahil ediyoruz. Bu yıl çalışanlarımızdan 8.373 öneri aldık. Bu önerilerin yüzde 8.3’ünü hayata geçirdik. Geçen seneye göre öneri sayısında yüzde 3 artış oldu. Çalışanlardan gelen fikirler doğrultusunda Cocostar üretim prosesinde yapılan iyileştirme sonucunda 270 dakika olan hazırlık süresi 70 dakikaya indi. Böylece hem işçilikten hem de enerjiden tasarruf sağlandı. pladis Türkiye Çikolata Ar-Ge Departmanı, Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’ndan “Ar-Ge Merkezi” belgesi aldı” denildi.
Çöp sahalarına giden atık oranı düşüyor
Açıklamada şu ifadelere yer verildi: “Doğal kaynak verimliliğini sağlamada, sürdürülebilir üretim ve tüketim alışkanlıklarının yaygınlaşmasında atık yönetiminin önemli bir yeri olduğuna inanıyoruz. Daha az atık oluşturarak ve atıkları geri dönüştürerek doğal kaynak kullanımını azaltmayı hedefliyoruz. “Yüzde 100 geri dönüşüm ile düzenli depolama sahalarında sıfır atık” hedefiyle çalışmalarımıza devam ediyoruz. Her sene daha fazla atığı geri dönüştürüyor ve atık sahasına daha az çöp yolluyoruz. Çöp sahalarına giden atık oranı yüzde 9’a düşürüldü.”
2016’da neler yapıldı?
Birim üretim başına su tüketimi yüzde 10 azaldı. Böylece iki yıllık su tasarrufu yüzde 15’e ulaştı. Ar-Ge yatırımları, yaklaşık yüzde 40 artırıldı. pladis Türkiye Çikolata Ar-Ge Departmanı, Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’ndan “Ar-Ge Merkezi” belgesi aldı.
2016 yılında her kademedeki Ülker çalışanlarından 8.373 öneri toplandı. Bu önerilerin yüzde 8.3’ ü hayata geçti. Geçen seneye göre öneri sayısında yüzde 3 artış oldu. Ambalaj kullanımı konusunda yenilikçi uygulamalar geliştirilerek 1 milyon TL’nin üzerinde tasarruf sağlandı. Çalışan başına eğitimler ortalama 17 saatten 22 saate çıktı. Sevkiyatlarda tır kullanma yüzde 78’den yüzde 82’ye, çift katlı tır kullanma ise yüzde 35’ten yüzde 43’e yükseldi. Çöp sahalarına giden atık oranı yüzde 9’a düştü. FTSE4Good Gelişmekte olan Piyasalar Endeksi’ne girildi. 2015 yılında ilk gıda şirketi olarak dahil olunan Borsa İstanbul (BIST) Sürdürülebilirlik Endeksi’ndeki yer almaya devam edildi.
2024 sürdürülebilirlik hedefleri
Salım artışı olmadan büyümek, birim üretim başına karbon salımını yüzde 40 azaltmak, enerji verimliliğini yüzde 25 artırmak, birim üretim başına su kullanımını yüzde 30 azaltmak, yüzde 100 geri dönüşüm ile düzenli depolama sahalarına sıfır atık göndermek, Lojistik kaynaklı karbon salımlarını yüzde 20 azaltmak, Kişi başı eğitim saatini yüzde 40 artırmak, Koli ve kutularda kâğıt kullanımını yüzde 20 azaltmak, Gün kayıplı iş kazalarını sıfırlamak, Alanında lider kurumlarla toplum sağlığı ve geleceğine yönelik proje ve işbirliklerine devam etmek, Personel değişimini yüzde 3.5 seviyelerine düşürmek, Çalışan bağlılığını yüzde 85 seviyesine yükseltmek.