'Uçak en hijyenik ortam hava trafiği açılsın ilk ben uçacağım'

Pegasus CEO'su Nane, otoritelerden gerekli kararların çıkmasıyla haziran ayında uçuşlara başlayacaklarını öngörüyor. Uçağa binmeyi riskli bulanlara, “Uçak aklınıza gelebilecek en hijyenik ortam hava filtrelenip 1300 derecede ısıdan geçiyor” diyor. Ve ekliyor; “Hava trafiği açılsın ilk ailemle birlikte ben uçacağım.”

ŞENAY BÜYÜKKÖŞDERE

Mart ayında Türkiye’de ilk korona vakasının görülmesiyle birlikte havayolu şirketleri kademeli olarak uçuşlarını durdurmuştu. Birkaç aylık moladan sonra haziran ayında uçuşların tekrar başlaması planlanıyor. Peki tüketici bu virüs travmasını atlatıp, tekrar uçmaya başlayabilecek mi? Diyelim uçmaya karar verdi; eskisi gibi elini kolunu sallayarak havalimanına gidip, uçağına binebilecek mi; oyunun yeni kuralları neler olacak. Gerçekten tahmin edildiği gibi ‘business’ fiyatına ‘ekonomi’ mi uçacağız, her şeyden önemlisi uçakta ne kadar risk altında olacağız… Pegasus CEO’su Mehmet Nane’ye merak edilenleri sordum.

Uçaklar şu anda yerde yatıyor değil mi?

Bakımları yapılıyoruz ki yarın ‘uçuyoruz’ dendiğinde hazır olsunlar.

Ne zaman uçmaya başlayacaksınız?

Haziranda yurtiçi uçuşların başlayacağını öngörüyoruz. Yurtdışı uçuşlar ise sadece bize bağlı değil. İlgili ülkenin de hava sahasını açması gerekiyor. Ama yavaş yavaş yurtdışında da normalleşme başlıyor. Belli ülkelere de haziran gibi belli ülkelere de temmuz, ağustos gibi uçmaya başlarız.

DAHA ERKEN GİDECEĞİZ

Peki nasıl uçacağız. Havalimanlarının, uçakların yeni kuralları olacak mı?

Normalleşme Kurulu tüm sektörlerde bu süreçte uygulanacak kuralları belirleyecek. Havalimanında sosyal mesafenin korunması bunlardan biri. Körük içinde eskisi gibi ense enseye durmamamız gerekiyor. Önce hijyenin bireysel bir sorumluluk olduğunu kabul etmemiz gerek, herkesin maskesinin olması şart. Biz de çalışanlar için siperlik siparişlerimizi verdik. Havalimanında birkaç yerde ateş ölçülecektir. Tüm bunlar da havalimanına çok daha erken gitmemizi gerektirecek.

Yolcu maskeyi nerden temin edecek?

Maskeyi vermek bizim sorumluluğumuz olmamalı. Bunu yönetemeyiz. Masrafını da kaldıramayız.Ama diyelim ki havalimanına geldik, maskemizin lastiği koptu. Böyle özel durumlar için hava meydanda satış olmalı. Uçağın içinde ise ücretsiz verme söz konusu olabilir. Biz her uçağımızda belli sayıda maske bulundururuz.

BOŞ KOLTUK İŞE YARAMAZ

Uçakta ‘orta koltuğun boş bırakılması’ üzerine konuşuluyor...

Orta koltuğun bırakılması güzel bir fikir olarak görünse de pratikte bir işe yaramıyor. Dünya havacılığının yüzde 82’sinin bağlı olduğu IATA da aynı şeyi söylüyor. Sosyal mesafe 2 metre deniyor. Orta koltuk boş olsa da tuvalete giderken sosyal mesafe diye bir şey kalacak mı. Uçağın içinde bu mümkün değil. Ancak her koltuğa bir yolcu alınırsa sosyal mesafeden söz edebiliriz. O zaman da öyle fiyatlar çıkar ki uçmak mümkün olmaz. Fakat eğer biz hijyen zincirini kırmadan uçağın içine gelirsek, uçakta bir sıkıntı olmaz.

‘İNTİKAM SEYAHATİ’

En çok hangi uçuşlar süreçten etkilenecek?

İş seyahatleri azalacak. Ama keyif seyahatleri devam edecektir. Birçok kişi ‘Mardin’i görememiştim, fırsatım varken göreyim’ diyecektir. Çin’de söz edilen ‘intikam alışverişi’ gibi ‘intikam seyahatleri’ olacaktır.

BUSINESS FİYATINA EKONOMİ

Peki tahmin edildiği gibi ‘Business’fiyatına ‘ekonomi’ mi uçacağız?

Bu, ‘orta koltuğun boş kalması’ hesaplanarak ortaya çıkmış bir söylem. Orta koltuğun boş kalması uçağın 3’te birinin boş olması demek. Tabii bu maliyetlere ciddi anlamda yansır. Biz de bu durumda maliyet hesabı yapıp, artan maliyet oranında bilet fiyatlarının artırılması için bakanlığımıza talepte bulunuruz.

Bir uçuşun kârlı olması için yüzde kaç dolulukla uçması lazım?

Yurtiçi uçuşlarda yüzde 82’nin üzerinde, yurtdışında ise yüzde 77 dolulukla uçmamız gerekiyor. 2020 yılı havacılık için zor bir yıl olacak.

En kötü senaryomuzdan daha da zor bir durumla karşılaştık. 2019 seviyelerine geri dönmemiz 8 aydan fazla zaman alacak. Ama kalben söyleyebilirim ki 2021 bu seneden daha iyi olacak.

3 DAKİKADA BİR HAVA FİLTREDEN GEÇİYOR

Aynı havayı sirküle ettiği için uçaklara en riskli yerler gözüyle bakılıyor. Ne diyorsunuz?

Teknik olarak bunun doğru olmadığı kanıtlandı. Uçaklar hijyen açısından en etkili ortamlar. Uçaklarımızda HEPA filtreleri diye bir sistem var. Bu sistemle 3 dakikada bir uçağın içindeki tüm hava, filtreden geçiriyor. Aynı hava sirküle edilmiyor. Yüzde 60 dışarıdan taze hava alıyor. Bu hava da 1300 derecelik ısısı olan motordan geçip filtre ediliyor. İçindeki virüs, bakteri her şeyi öldürüp tekrar geri veriyor. O yüzden uçaklar aslında en etkin havalandırmanın salandığı en hijyen ortamlar. Ayrıca biz de uçaklarımızı dezenfektan solüsyonuyla dezenfekte ediyoruz.

Siz ailenizle birlikte uçar mısınız bu ortamda?

Tabii uçmayı çok özledim. Uçuşlar başladığında ilk seyahat edenlerden biri olacağım.

SICAK YEMEK, ÇAY-KAHVE YOK

Uçakta yemek işi ne olacak?

Yemek kalkmayacak ama belli bir süre sıcak yemek servisi olmayacak. Biz sadece ambalajlı yiyecek ve içecek satacağız. Sıcak çay kahve olmayacak, paketi açanın ilk kez dokunacağı sandviçler olacak.

Sağlık raporu istenebilir mi?

İç uçuşlarda böyle bir talep olmayacak ama dış uçuşlarda belli ülkelerin böyle uygulamaları olabilir. İlgili terminallerde 5-10 dakikada sonuçlanan testlerin yapıldığı, doktor ve hemşirelerin bulunduğu ünitelerin kurulması söz konusu olabilir. Test sonucuna göre uçaklara kabul söz konusu olabilir. Belki biz de ülke olarak belli ülkelerden gelecek misafirlerden sağlık raporu isteyebiliriz.