SELİM KARAHAN
Avrupa piyasalarında son günlerde Deutsche Bank depremi yaşanıyor. Almanya Şansölyesi Angela Merkel’in bankaya herhangi bir mali yardımda bulunulmayacağını belirtmesi zordaki bankanın hisselerinin çakılmasına yol açtı. Merkel’in bunun yanında ABD’den finansal kriz döneminde sorunlu mortgage ürünleriyle ilgili müşterilerini yanılttığı gerekçesiyle 14 milyar dolar ceza alan Deutsche’ye devletin hukuki olarak da destek vermeyeceği ifade edildi. Haziran sonu ABD merkez bankası Fed’in stres testini geçemeyen banka, aynı tarihlerde IMF tarafından dünyada sistemsel açıdan en riskli banka ilan edildi. Bankanın sermaye yeterlilik oranı da bu süreçte yüzde 3’ün altına düştü.
LEHMAN'DAN DAHA KÖTÜ DURUMDA
Lehman Brothers 2008'de iflas ettiğinde söz konusu oran yüzde 3.1 seviyesindeydi. Yani Deutsche aslında iflas ederek tüm dünyayı krize sürükleyen Lehman’dan daha kötü durumda. Geçen yıl 6.8 milyar dolar ceza alan ve sattığı tahvillerin kupon ödemelerini yapamayacağı yönünde endişeler bulunan Deutsche’nin sermaye konusundaki yetersizliği aslında kaderin ilginç bir oyunu oldu. Küresel kriz sürecinde Deutsche Bank yayımladığı bir raporla, IMF’den büyük kredi isteyecek ülkelerin başına Türkiye’yi koymuş ve “Nakit sıkıntısı nedeniyle Türkiye, 90 milyar dolara ihtiyaç duyabilir” iddiasında bulunmuştu. Yabancı gazeteler bu raporu “Türkiye felakete koşuyor” şeklinde haberleştirmişti.
2016’DA YÜZDE 51 DÜŞTÜ
Bankanın hisseleri o günden bugüne kadar yüzde 90 değer kaybetti. 2007’deki zirvesine göre ise yüzde 93 ekside bulunuyor. Bu süreçte bankanın piyasa değeri yaklaşık 142 milyar dolarlık düşüşle 16 milyar dolara geriledi. Deutsche’nin değeri sadece 2016’da yüzde 51 düştü. Bu düşüşte geçen yıl faiz manipülasyonu sebebiyle aldığı 2.5 milyar dolarlık ceza da etkili oldu. Deutsche bu çöküşü yaşarken ‘batacak’ dediği Türkiye’de Merkez Bankası’nın rezervleri 70 milyardan 119 milyar dolara çıktı. Türk ekonomisi de 27 çeyrek üst üste büyüme başarısı gösterdi.
S&P’YE REKOR CEZA GELDİ
2016’da şu ana kadar dünyanın en hızlı büyüyen beş ekonomisinden biri olan Türkiye’yi ‘yatırım yapılabilir’ seviyede görmeyen ama her ne hikmetse Deutsche Bank’a hala 'yatırım' notu veren reyting kuruluşları da zor günlerden geçiyor. ABD’de mortgage krizinin patlak verdiği dönemde bu kuruluşlar, mortgage ürünlerine bol keseden not dağıtmaya devam etmişti. Buysa 2008 krizinin beklenenden çok daha derin yaşanmasına yol açmıştı. Bu sebeple ABD Adalet Bakanlığı S&P’ye şubat ayında 1.5 milyar dolar ceza kesti.
Deutsche, Türk bankası olsa hoşunuza gitmez mi?
Deutsche Bank’ın içine düştüğü durum tüm dünyada gündemi meşgul ederken Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Yiğit Bulut ilgi çekici bir öneride bulundu. Bulut Twitter hesabından Her zaman Almanlar bankaları ele geçirecek değil ! Şimdi onlar için satma zamanı. Üzerinde ciddi bir çalışma yapıp Türk sermayesinin, Türk Varlık Fonu'nun veya Türk Kamu Bankaları Konsorsiyum'unun uygun bir fiyata Deutsche Bank'ı satın alması düşünülebilir” açıklamasında bulundu. Aylardır TV programlarında Türk özel ve kamu sermayesine çağrıda bulunduğunu belirten Bulut "AB ülkelerinde zora düşecek çok iyi şirketler çıkacak, kontrol hisselerini almak için hazır olmalıyız" mesajlarını paylaştı. Daha sonra takipçilerine “Almanya'nın en büyük bankası Türk bankası olsa sizin de hoşunuza gitmez mi” diye sordu. ,
Hazine tahvilleri yine kapışıldı!
Moody's karar açıklamasında Türkiye'nin dış finansman konusunda sıkıntı yaşayabileceğini belirtti. Bu sebeple not indirimi sonrası yapılacak Hazine ihaleleri merakla bekleniyordu. Hazine, Moody's kararının ardından gerçekleştirdiği beş ihaleyle piyasadan 10.4 milyar lira borçlanırken, ihalelere gelen yoğun talep ve beklentilerin altındaki faiz dikkat çekti. Dünkü ihaleler öncesinde yüzde 9,84 seviyesinde olan uzun vadeli tahvilin bileşik faizi ihaleler sonrası yüzde 9,60'a, 2 yıllık gösterge tahvilin bileşik faizi de yüzde 8,99'dan yüzde 8,77'ye geriledi. Analistler, ihalelere gelen yoğun talebi 'Türkiye'ye güven' göstergesi olarak yorumladı.
Yatırımcılara önemli çağrı: Suç işledi, SPK'ya şikayet edin
Sermaye Piyasası Yatırımcıları Derneği (SPYD) Başkanı Arif Ünver, uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Moody's'in 21 Eylül Çarşamba günü yaptığı "Türkiye şokları atlattı" açıklamasından 2 gün sonra gelen not indiriminin piyasaları manipüle etme anlamını taşıdığını belirterek, "Moody's'in bir açıklama yapıp, 2 gün sonrasında tersi bir aksiyon alması çok ciddi bir suç" dedi. Moody's'in yaptığının Sermaye Piyasası Kanunu'nun 107. maddesine aykırı olduğunu belirten Ünver "Özellikle kurumsal yatırımcıların Sermaye Piyasası Kuruluna (SPK) şikayette bulunması gerekir. Raporlardaki tutarsızlık ve alınan aksiyondaki farklılıklar dünyanın hiçbir yerinde cezasız bırakılmaz" dedi.
Yasa 5 yıl hapis cezası öngörüyor
Sermaye Piyasası Kanunu'nun 107'inci maddesinde, "Sermaye piyasası araçlarının fiyatlarını, değerlerini veya yatırımcıların kararlarını etkilemek amacıyla yalan, yanlış veya yanıltıcı bilgi veren, söylenti çıkaran, haber veren, yorum yapan veya rapor hazırlayan ya da bunları yayan ve bu suretle menfaat sağlayanlar 2 yıldan 5 yıla kadar hapis ve 5 bin güne kadar adli para cezası ile cezalandırılırlar" ifadesine yer veriliyor.
TÜRKİYE İLGİSİ SÜRER!
Ernst & Young Türkiye Başkanı Metin Canoğulları, "Para nereye gidecek? Bu kadar fırsat sunan kaç ülke var? Türkiye'den ilgi hiçbir zaman çekilmez" dedi. Türkiye Varlık Fonu projesini ise doğru zamanda yapılan başarılı bir hamle olarak niteleyen Canoğulları, "İfade edilen 200 milyar dolarlık hedefin fazlasına ulaşılacağını düşünüyorum" diye konuştu.