Sabancı Üniversitesi Kurucu Mütevelli Heyeti Başkanı Güler Sabancı, "Enerji sektörünün dönüştürülmesi, dönüşüme uğraması iklim değişikliği açısından temeldir. Enerji arzı ve talebinde verimliliği artıracak küresel çözümler üzerinde çalışmak zorundayız. Türkiye, enerji üretiminde, iletiminde, dağıtımında ve tüketimindeki devasa verimlilik potansiyelini henüz tam anlamıyla kullanamıyor" ifadelerini kullandı. Sabancı Üniversitesi İstanbul Uluslararası Enerji ve İklim Merkezi (IICEC) tarafından gerçekleştirilen '7. Uluslararası Enerji ve İklim Forumu' dün başladı.
ŞAŞIRTICI TEKNOLOJİLER
Açılışta konuşan Sabancı, şunları söyledi: "Enerji, tüm dünyada hızla değişen bir konudur. Yeni ve şaşırtıcı enerji teknolojileri üretiliyor ve kullanıma sunuluyor. Bu bağlamda Türkiye'deki enerji sektörünün dönüşümünün, talep yönetimi, enerji piyasalarında tüketicinin de söz sahibi olması, dağıtılmış üretim seçeneklerinden daha fazla faydalanılması, akıllı şebekeler ve yeni enerji depolama çözümlerinin geliştirilmesiyle mümkün olacağına inanıyorum. Dinamik nüfusu, etkili enerji yönetimi ve tutkulu enerji şirketleriyle Türkiye, geniş ölçekli enerji dönüşümünde öncü bir rol oynayabilecek güce sahiptir."
Petrolde yüksek fiyat artışı olmaz
Uluslararası Enerji Ajansı (IEA) İcra Direktörü Dr. Fatih Birol da, petrolle ilgili şu değerlendirmeyi yaptı: "Petrol stoku dünyada yeteri kadar var, talep normal seyrinde, bu bakımdan çok yüksek bir fiyat artışı olacağını söylemek doğru değil. Geçmiş 6 aydaki 25 dolarlık artışın aynı şekilde devam edeceğini düşünmek yanlış. Petrol tarihinde ilk defa 2 yıl üst üste petrol yatırımlarında bir düşüş oldu. Bu, önümüzdeki yıllarda zor günlerin bizi bekleyebileceğinin, yağmurlu günlerin bizi bekleyebileceğinin bir habercisi."
Temiz enerjide devrim
Birol, "Özellikle temiz enerji açısından bir devrim yaşanıyor. Hem maliyetlerde düşüş yaşanıyor hem teknolojiler ucuzluyor. Rüzgar enerjisiyle ilgili analizlerimiz maliyetlerin üçte bir azaldığını gösteriyor. Güneş enerjisinde de maliyet yüzde 80 azaldı" dedi.
Yatırım yapmanın tam zamanı
Enerjisa’nın Alman ortağı E.ON’un CEO’su Johannes Teyssen de yaptığı konuşmada, düşük fiyatların yatırım yapmak için bir fırsat olduğunu belirtti. Enerjinin ileride çok daha yerel olacağını anlatan Teyssen, "Gelecekte yerel ağların önemi giderek artacak. Yani amacımız daha çok sermaye kullanmak, sistemi güçlendirerek, yerel ağlara önem vermek" dedi. Türkiye'nin hidroelektriğe de fosil yakıtlara da ihtiyacı devam edeceğine dikkat çeken Teyssen, şöyle devam etti: "Ancak bu sayede yenilenebilir enerjideki üretim değişkenlikleri telafi edilebilecektir. Doğalgaz bu açıdan en esnek yakıt olmaya devam ediyor. Türkiye attığı adımlarda haklı, elbette yerel kaynaklarını devreye sokmalıdır. Biz de Tufanbeyli’de bunu yaptık. Burada önemli olan şey fosil ithalatının ticari denge üzerindeki olumsuz etkisini unutmamak. Bunu dengelemek için yerel kömür kaynaklarından ve hidroelektrikten yararlanmak lazım."
Rüzgar ve güneşte üretim artacak
Güler Sabancı, konuşmasına şöyle devam etti: "Türkiye, karbon emisyonlarını 2030 yılı itibarıyla olağan düzeyden yüzde 21'e kadar azaltacağı yönünde verdiği Ulusal Katkı Niyet Beyanı ile Paris Anlaşması'na katılarak iklim değişikliğiyle mücadeleyi hedefleyen kolektif çabalara katkıda bulunmuştur. Rüzgar ve güneş enerjisi üretim kapasitesinin 2030 yılına kadar büyük oranda artırılması hedeflenmektedir."
Büyük fırsatlar var
Sabancı, global enerji sisteminin çok büyük zorlukların yanı sıra çok büyük fırsatlarla karşı karşıya bulunduğunun altını çizerek, "Bu zorluklar ve fırsatlar ağırlıklı olarak, günümüzün dinamik dünyasının ve global trendlerinin yansımasıdır. Kentleşme, dijitalleşme, konektivite ve elektrikleşme gibi trendler artık enerji sektörünün önüne ve dönüşümüne yeni boyutlar katmaktadır. Enerji sektörünün dönüştürülmesi, iklim değişikliği açısından temeldir."