HAKKI KURBAN - SELİM KARAHAN
Avrupa Birliği sürecinde açılan yeni fasıllar, piyasalarda yeni bir heyecan yarattı. Bu kapsamda AB ile müzakerelere edilen "Ekonomik ve Parasal Politikalar" faslının ‘Türkiye'nin Euro'ya geçişi’ni beraberinde getireceği iddiaları yeni bir tartışmayı da beraberinde getirdi.
KENDİ PARANI BASABİLMEK ÖNEMLİ
Analistler, olası bir Euro'ya ciddi maliyetleri olacağı görüşünde birleşiyorlar. Ana konu ise bir anlamda ülke bağımsızlığının ortadan kalkması. Denizbank Menkul Değerler analisti Erhan Aykut, konuyla ilgili şunları söyledi: “AB ülkelerine baktığınızda euroya geçiş etkisinin ne olacağına dair önemli bir fikir elde edebilirsiniz. Kırılganlığı daha düşük olduğu için böyle bir geçişin dış ticarette bazı artıları olabilir. Ancak asıl önemlisi kendi paranı basabilmek.”
ECB'NİN İKİ DUDAĞININ ARASINDA
Bu noktada ECB’ye sözü getiren Aykut, “Bugün Avrupa ülkeleri eli kolu bağlı şekilde ECB’nin iki dudağı arasından çıkacak açıklamalara dikkat kesiliyor. ECB her ne kadar bağımsız bir kuruluş olsa da politikalarını belirlerken Almanya ve Fransa gibi ülkelerin görüşleri kararlara etki ediyor” diyerek ‘bağımsız karar’ mekanizmasına şüpheyle yaklaştığını dile getirdi.
Çıkmayı tartışıyorlar
“AB üyesi olmakla, euroya geçiş aynı şey değil” diyen Gedikli, “Aralarında İngiltere'nin de olduğu birçok ülke, AB üyesi olmasına karşın euroya geçmedi. Sıkıntıda olan bazı ülkeler de eurodan çıkmayı tartışıyor. Çünkü paralarını devalüe edemiyorlar. Bu da AB'nin güçlü ülkeleri lehine bir durum ortaya çıkıyor. Tüm bunların göz ardı etmemesi lazım” ifadelerini kullandı.
Türkiye kendi çıkarlarını gözetir
GEDİKLİ, “Tek taraflı olarak ‘Türkiye, Euro'ya geçecek’ mantığı yanlış. Gümrük Birliği ve Transatlantik Anlaşması'na ilişkin görüşmeler de önemli. Hassasiyetlerimiz gözetilmeli. Türkiye kendi çıkarlarını göz önüne alır. Haliyle euroya geçiş söz konusu olmaz” diye konuştu.
Bölge ticaretine yön veriyor
AK Parti'nin ekonomi kurmaylarından MKYK Üyesi Dr. Bülent Gedikli, bu aşamada euroya geçiş gibi bir durumun söz konusu olmadığını vurgulayarak, "Bazı AB üyelerinin bile geçmediği, kimilerinin de çıkmayı tartıştığı euroya geçiş bir fasla bağlanamaz" dedi ve tam da bu noktada TL’nin başlı başına güçlü bir para olduğunu ve Türkiye'nin bölgesindeki ticaretine yön verdiğine vurgu yaptı. Bülent Gedikli, “Ekonomik ve Parasal Politikalar faslında müzakerelere geçilmesi, her ne şartta olursa olsun euroya geçileceği şeklinde yorumlanmamalı. Türkiye, "Yaptığı ticaretin önemli bir kısmını da TL üzerinden gerçekleştiriliyor. Üstelik euronun aşırı değer kazandığı dönemlerde Türkiye'nin TL'yi kullanıyor olması ihracat anlamında bize önemli katkılar sağladı. Alınacak tüm kararlarda bu hususlar göz önünde tutulacaktır” diye konuştu.
Maliyetini iyi hesaplamak gerekecektir
Bu karar mekanizması içinde AB’nin eski üyelerinin Türkiye gibi yeni katılan bir ülkeye ne kadar söz hakkı tanıyacağı konusunun önemli olduğunu vurgulayan Aykut, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bunca zamandır masada olan ülkeler bize ne kadar söz hakkı tanır kestirmek zor. Buna yanaşmazlar. Dolayısıyla ihtiyaç durumunda ‘benim ihtiyacım var, biraz euro basalım’ deme şansınız olmaz. Bu nedenle kendi parana sahip olmanın önemli olduğunu düşünüyorum. Bunun yanında euroya geçiş tüm finansal sistemleri sıfırdan başlatmak olacağı için bir maliyeti olacaktır."
Moody’s’e sert tepki
GEDİKLİ, Fed'in Fed toplantıları öncesi Moody's’ten yapılan değerlendirmelere de tepki gösterdi. Moody's'in, "Faiz artırımının kararının, Türkiye'yi de içeren bazı ülkelere yönelik risk yaratabileceği" yaklaşımını eleştiren Gedikli, “Muğlak ifadelerle bize 'faizi arttırın' demeye çalışmışlar. Türkiye'yi bir sepetin içine koyup, toptancı zihniyetle değerlendirmeleri yanlış" dedi. FED'in faiz artışının agresif olmayacağını belirten Gedikli, "Çünkü ABD ekonomisi için koydukları hedefleri henüz yakalayabilmiş değiller. Türkiye büyüyecek, reformlarını yapacak ve mali disiplinden ödün vermeyecek” dedi.