Türk İHA'ları kara kıtada havalandı... Resmen göreve başladılar

Türkiye'nin yerli İHA'ları, savunma sanayisinde devrim yapıyor. Bayraktar TB2 ve Akıncı gibi İHA'lar, yüksek teknolojisiyle hem Türkiye'nin hem de dünya çapındaki askeri operasyonların önemli bir parçası haline geldi. Bu gelişmelerin gölgesi altında Türk İHA'ları kara kıtada yeni bir göreve başladı.

AA

Türkiye, son yıllarda savunma sanayisinde büyük bir atılım yaparak, insansız hava araçları (İHA) alanında küresel çapta dikkat çeken başarılar elde etti.

Türk savunma sanayi, yerli ve milli İHA'larıyla sadece iç güvenlikte değil, aynı zamanda uluslararası operasyonlarda da önemli bir güç haline geldi.

Bayraktar TB2 ve Akıncı gibi ileri teknolojiye sahip İHA'lar, yüksek manevra kabiliyeti, uzun menzil ve gelişmiş mühimmat kapasitesi ile Türk Silahlı Kuvvetleri'nin stratejik gücünü artırırken, bu araçlar dünya çapında birçok ülkenin ilgisini çekiyor.

Son olarak Afrika'da Türk İHA'ları yeni bir göreve başladı.

TÜRK İHA'LARA AFRİKA'DA YENİ GÖREV

İHA teknolojilerinden Türkiye'de geliştirilen çözümler yurt içinde ve dışında yeni görevler üstleniyor.

Türk savunma sanayisi bünyesinde geliştirilen insansız hava araçları (İHA) ZD100 ve ZD200, Afrika'da insani yardım operasyonları için göreve başladı.

ZD100 ve ZD200, sahip oldukları teknik özellikler ve geniş uygulama alanlarıyla öne çıkıyor. ZD100, 80 dakika uçuş süresi, 3 kilogram faydalı yük taşıma kapasitesi ve saatte 130 kilometre hızıyla sınıfındaki araçları geride bırakıyor.

Kompakt ve kullanıcı dostu tasarımı, yüksek performansı ile tercih edilen ZD100, monokok karbon gövdesi sayesinde dayanıklı ve zorlu hava koşullarına uyumlu şekilde farklı coğrafya ve şartlarda başarıyla görev yapabiliyor.

ZD200 ise daha geniş kapsamlı görevler için tasarlanmış bir model olarak dikkati çekiyor. Maksimum 20 kilogram faydalı yük taşıma kapasitesine sahip ZD200, 10 kilogram yükle 25 kilometreyi aşan uçuş menziline ulaşıyor.

ZD200, kritik altyapı denetimlerinden kıyı şeridi haritalama ve maden gözetimine kadar birçok farklı alanda kullanılabiliyor.

Modüler yapısı, özel ekipman entegrasyonunu kolaylaştırarak termal kameralar, LIDAR sensörleri ve çevresel izleme cihazları ile donatılmasına imkan tanıyor.

Dayanıklı karbon gövdesi ve saatte 40 kilometreye kadar rüzgar direnci ile zorlu çevre koşullarında güvenilir bir seçenek sunuyor.