Turizm yatırımı tam da şimdi yapılır!

Erkan Güral, turizm ve sanayide devam eden 800 milyon TL'lik yatırımları bulunduğunu belirterek “Pandemi moduna hiç girmedik. Ne satışımız yavaşladı, ne yatırımları durdurduk. Ülkemiz cennet gibi. Bugünler gelir geçer. Bu süreç yarın biter. Turizm yatırımı tam da şimdi yapılır” dedi.

ŞENAY BÜYÜKKÖŞDERE

Kütahya Seramik ve Porselen markalarıyla bilinen sanayici Güral Ailesi, NG markalı 2 oteliyle turizm sektöründe de faaliyet gösteriyor. Korona öncesi turizmde büyüme kararı alan ve yeni otel yatırımları için düğmeye basan grup, oluşan panik havasından hiç etkilenmedi. Bu dönemde aksine vites büyüttüklerini anlatan NG Kütahya Seramik Porselen Turizm A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Erkan Güral, “Biz pandemiyi sadece duyduk. Hiç yaşamadık, hiç o moda girmedik. Durduğunuzda, tekrar hareketlenmek zordur. Hiç durmadık, yavaşlamadık” diyor.

Turizmde yatırım planlarınız vardı, sürüyor mu?

Evet devam ediyor. Sapanca’daki ikinci otelimiz bitme noktasına geldi. Antalya Göynük’te bir otel yatırımımız var. Onu da önümüzdeki yıl turizm sezonuna hazır etmeyi planlıyoruz. Bir de İstanbul’da Basın Ekspres Yolu’nda hayata geçecek ve Marriot markasıyla işletilecek bir otelimiz var. Şu anda devam eden 800 milyon TL’lik yatırımımız var. Biz yatırımlarımızı durdurmadık, yavaşlatmadık da.

HİÇ PİŞMAN DEĞİLİZ

Sektör koronayla sarsılmışken, bu kadar turizm yatırımı yapmak riskli değil mi, pişman mısınız yatırıma başladığınız için?

Şu an turizm yatırımı yapmak gayet mantıklı. Başladığımıza hiç pişman değiliz. Hatta biri Kapadokya’da diğeri Bodrum’da planlamasını yaptığımız 2 otel daha var. Ülkemiz cennet bir ülke. Coğrafyasına, tarihi eserlerine, doğasına baktığında her yeri ayrı özel ve güzel. Bu süreçler bugün başlar, yarın biter. Hiçbir şey kalmaz. Biz pandemiyi sadece duyduk. Hiç yaşamadık, hiç o moda girmedik. İyi ki de öyle yapmışız. Çünkü çarklar durduğunda tekrar hareketlenmek çok zor oluyor.

Peki tüketicinin tepkisi nasıl, talep var mı otellere?

Sapanca’daki otelimizde açılır açılmaz yüzde 50 doluluğa ulaştık. Bodrum’da da sezonu açanlar olduğunu görüyoruz. Bunları görmek güzel.

Fabrikalarda son durum nasıl?

Biz hem Kütahya Porselen’de hem Kütahya Seramik’te üretime tam kapasite devam ettik. Tabii tüm tedbirleri aldık. Kargoları direkt ambara alıyoruz, 1 gün bekletiyoruz. Dışarıdan misafir almıyoruz. Ofisler dezenfekte ediliyor. Servisler yüzde 50 kapasiteyle çalışıyor. Sıfır vakayla günümüze kadar geldik. Bu konuda Kütahya Organize Sanayi Bölgesi’ndeki tüm işletmelere de rol model olduk.

Peki talep düştü mü bu süreçte?

İlk 4 ay itibarıyla Türk seramik sektörü yüzde 30-40 daraldı. Bizde ise siparişlerde yavaşlama dahi yok. Bu vesileyle öğrendim ki doğru satış politikaları gerçekleştirmişiz, doğru ürün grupları üretmişiz. Bu süreçten bütün dünya etkilendi ama biz hâlâ bütün dünyaya mal satıyoruz. Amerika’da kan gövdeyi götürüyor ama hâlâ bizim en önemli pazarlarımızdan biri. Rusya ve Avrupa’da da çok güçlüyüz. Mesela İspanya bir seramik ülkesidir. Ve biz Türkiye’den açık ara en fazla seramik ihracatı yapan şirketiz. Tereciye tere satmaya devam ediyoruz. Bence burada asıl önemli olan yarattığımız katmadeğer. Başka sektörler gibi 100 TL’lik ihracat için 90 TL’lik ithalat yapmıyoruz, 100 liralık ihracatın yüzde 10’u maksimum ithal.

Pek çok şirket koronaya göre yol haritasını şekillendirdi, yeni stratejiler belirledi… Grup olarak ve bireysel anlamda nasıl dersler çıkardınız bu dönemde?

Tüketim yoksa petrolün bile değersiz olduğunu gördük. Amerika, Rusya hep süper güç olarak anılır. Bunların süper güç olmadığını öğrendik. Çok gelişmiş, çok eğitimli olarak bildiğimiz AB ülkelerinin tamamen sınıfta kaldığını gördük. Rakamlara baktığımızda bu krizi en iyi yöneten ilk 3 ülkeden biri Yeni Zelanda ve Almanya’yla birlikte Türkiye. Az vaka ve az ölüm olması dünyadaki konumumuzla ilgili çok şey anlatıyor. Türkiye turizmi de bundan fayda sağlayacak.

Sizin hedeflerinizde sapma olur mu bu yıl?

2020 bütçemiz, 2019’un yüzde 20 üzerindeydi. Belki onu yakalayamayabiliriz ama en kötü senaryoda geçen yılki rakamlara ulaşırız. Biz önümüzün açık olduğunu düşünüyoruz. Geçen yıl 1.5 milyar TL ciro yapmıştık. Bunu bu yıl yakalarız.

Türkiye seramikte Avrupa’da 3, dünyada 5’inci büyük üretici. İlk sıralarda ise Çin vardı. Fakat Çin’den tedarik düşecek. Perakende devleri Türkiye’yi daha fazla tercih edecek.

BU YAZ TATİL BİRAZ DAHA PAHALI OLUR

Bu sene farklı bir turizm sezonu yaşayacağız değil mi?

Tabii kapasiteler yüzde 50’ye inecek. Spa, masaj, havuz gibi alanlarda çok daha az insan bir arada olacak. Maksimum hijyen, minimum temas diyebiliriz. Tabii eskisi gibi açık büfeler de olmayacak. Servisi otel görevlisi yapacak.

Tabii bunlar maliyet artışı demek. Bu tüketicinin cebine yansır mı?

Bu maliyet artışları misafirlere de bir miktar yansıyacaktır. Oran ne olur bilemiyorum ama işletmeler artan maliyetlerin tamamını karşılamakta zorlanabilir. Hepsi olmasa da bir kısmı misafire yansıtılacaktır. Yeni dönemin başlangıç süreci biraz meşakkatli olacak, bunu kabul etmek lazım.

TURİZMDE SUNİ TENEFFÜS YILI

Yaşanan süreç sonrası turizm sektörü bu sene yaralarını sarabilir mi?

Bu yıl yaralar pansuman yapılır ama tam tedavi olmaz. Çünkü Türkiye’nin 3 ana pazarı Rusya, İngiltere, Almanya. Ve bu ülkelerin tamamında sorun var. O yüzden çok beklenti içine girmemek lazım. Biraz tatsız tuzsuz bir sezon olacak ama sektör nefessiz de bırakılmayacak. Bu yıl bir suni teneffüs olsun seneye tekrar güçlü bir başlangıç yaparız.

BEN PANDEMİ ORTADA YOKKEN DE ‘SOSYAL MESAFELİ’ YAŞIYORDUM

‘Sosyal mesafe’ durumu ne kadar sürecek sizce. Bu tesisler için sürdürülebilir bir şey mi?

Sanıyorum böyle olması gerekiyor. Ben kendi adıma zaten hep sosyal mesafeli yaşayan bir insandım. Pandemi ortada yokken de hijyene maksimum özen gösteriyordum. Kapı kollarını elimle tutmam, tuzlukları ellemem, birinin dokunduğu ekmeği yemem, bir başkasının çatalını alıp bırakmışlığım yoktur. Ben zaten kişisel olarak böyle yaşıyorum. Ve bundan sonra da böyle olması gerektiğine inanıyorum. En azından aşı bulunana kadar böyle olmalı.