Destek Menkul Değerler tarafından yapılan açıklamada görüşlerine yer verilen Çekcen, nisan ayına ilişkin enflasyon verisi sonrası piyasaları değerlendirdi.
Çekcen, enflasyonun beklentilerin üzerinde iyileşme gösterdiğini ve yurt içi piyasalarda TL varlıklarındaki yükselişin devam ettiğini vurgulayarak, şunları kaydetti:
"Bilindiği üzere Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasının (TCMB) ana hedefi fiyat istikrarını sağlamak ve enflasyon ile mücadeleye hız kazandırarak TL varlıklarındaki oynaklığı azaltmak. Bunun için de enflasyon tarafında iyileşme hatta kalıcı bir düşüş gerekiyor ki, TCMB bu iyileşmeyi fırsat bilip faiz indirimlerini hız kazandırsın. Böylece finans piyasasında sağlanacak istikrara bağlı olarak, faiz indirimleriyle de bir yandan reel sektörün desteklenmesi gerekiyor. Son enflasyon rakamlarına baktığımızda yine olumlu bir tablo karşımıza çıkıyor. Nisan ayı manşet enflasyonu son 3 yılın en düşük seviyesine geldi ve yüzde 6,57 ile beklentilerin üzerinde bir iyileşme gösterdi."
Önceki yıllarda gıda enflasyonundaki katılıktan kaynaklı düşmeyen enflasyon tarafında bu dönemde gıda fiyatlarındaki düşüşlerin desteklediğini dile getiren Çekcen, "Geçtiğimiz ay yüzde 1,53’lük düşüşle aylık bazda en fazla düşüş gösteren gıda ve alkolsüz içecekler grubuydu. Bu ayda yüzde 1,48 ile en fazla düşüş gösteren grup olarak yine gıda tarafının ön plana çıkması dikkati çekiyor. Yani başa bela olarak görülen gıda enflasyonu son iki aydır manşet tarafının en büyük destekçisi olarak karşımıza çıkıyor." bilgisini verdi.
Çekcen, enflasyonun beklentilerin üzerinde iyileşme gösterdiğini belirterek, dolardaki düşüş trendi devam ederken TL varlıklarının düşük faiz politikasına rağmen değer kazanmayı sürdürdüğünü aktardı.
Enflasyondaki sert düşüşle beraber TL varlıklarının güç kazandığına işaret eden Çekcen, "Manşet tarafı Mayıs 2013’ten bu yana en düşük seviyede ancak çekirdek enflasyon (I Endeksi) hala yüzde 9'un üzerinde duruyor. Son Enflasyon Raporu sunumunda Merkez Bankası Başkanı Murat Çetinkaya’nın dikkati çektiği ve TCMB’nin para politikaları açısından izlediği çekirdek enflasyon tarafında tam anlamıyla bir iyileşme yok. Enflasyon görünümü ilk etapta pozitif ancak Merkez Bankası çekirdek enflasyonun katılığından kaynaklı agresif faiz indirimine gitmeyebilir." ifadelerini kullandı.
Çekcen, dolayısıyla enflasyonun açıklanmasıyla beraber kurun tekrar 2,7900 üzerinde dengelendiğini kaydederek, "Dolar/TL tarafına baktığımızda ise teknik olarak hala düşüş trendinin korunduğunu görüyoruz. Orta vadede doların tekrardan yükseliş trendine girebilmesi için 2,8300 direncinin aşılması gerekiyor. Dolayısıyla 2,8300 direnci aşılamadığı sürece kurda yeni dip arayışı sürebilir. 2,7900 desteği de kalıcı bir şekilde kırılırsa satışlar 2,7850 ve 2,7500'ler gündeme gelebilir." dedi.
"Zayıf dolar altını yukarı yönlü destekliyor"
Adnan Çekcen, zayıf doların altın tarafını yukarı yönlü destekleyen bir etki yarattığını belirterek, doların değer kaybı sonrası ons altının yıl başından bu yana yüzde 22 değer kazandığını anlattı.
Çin'in üst üste gelen olumsuz verilerinin de sarı metali desteklediğine işaret eden Çekcen, "ABD Merkez Bankasının (Fed) orta vadede faiz artırımına gidememesi ons altını destekleyebilir. Teknik görünümde ons 1.308 direncinin altında dengeleniyor. 1.308 direncinin aşılması durumunda 1.320 ve 1.345'ler gündeme gelebilir. Bu da iç piyasada gram altının sert yükseleceği anlamına geliyor. Altının gramı 115,00 seviyesi üzerinde kalıcı olursa toparlanma devam edebilir. 118,50-120,00 aralığı uzun vadede gündeme gelebilir. Hatta iç piyasada dolar/TL 2.7500 üzerinde kalıcı olursa onsun yükselişine bağlı olarak gram altında 120,00 üzerinde bir yükseliş görebiliriz." yorumunu yaptı.
Çekcen, diğer taraftan doların küresel ekonomideki değer kaybının çok da olumlu karşılanmayabileceğine değinerek, dolar endeksinin son zamanların en sert düşüşünü yaşadığını ancak bu durumun ABD dış ticaretine olumlu katkı sağlayabileceğini dile getirdi.
Doların güçlü seyrinden Fed’in rahatsız olduğuna vurgu yapan Çekcen, "Dolayısıyla doların bir miktar gevşemesi ve belirli seviyelerde dengelenmesi Fed’in aradığı optimum dolar değeri olabilir. Bu da faiz artırımının devreye girmesi için fırsat yaratabilir. Diğer olumsuz etkisine değinmemiz gerekirse, ülkelerin dış ticaretleri açısından değerlendirmek gerekiyor. Çünkü güçlü doların alım gücü yüksekti. Bu da ABD ile dış ticareti yoğun olan ülkelerin bu ülkeye daha fazla ihracat yapmaları anlamına geliyordu. Ancak dolarda düşüşler sertleşirse, küresel ekonomide dış ticareti olan ülkelerin ihracat tarafı olumsuz etkilenebilir." ifadelerini kullandı. (AA)