‘Tekstilde değişen dünya düzenine ayak uydurmalıyız'

Türkiye'de tekstilin en önemli ve lokomotif sektörlerden biri olduğuna dikkat çeken GAİB Koordinatör Başkanı Ahmet Fikret Kileci, ‘'Evet, içinde bulunduğumuz konjonktürde bazı zorluklarla karşılaşıyoruz. Eski yaptıklarımızdan vazgeçip yeni şeyler yapmamız lazım. Bunun da bir numaralı yolu tasarım, ardından sürdürülebilirlik ve dijitalleşme. Değişen dünya düzenine ayak uydurmamız gerekiyor. Bugün belli bedelleri ödemezsek yarın çok geç olabilir'' dedi.

DURSUN TOPÇU

Güneydoğu Anadolu Tekstil ve Hammaddeleri İhracatçıları Birliği (GATHİB) tarafından Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) koordinasyonu ve Ticaret Bakanlığı desteğiyle katma değerli tekstil ihracatına katkı sağlamak amacıyla bu yıl dördüncüsü düzenlenen ''Doku Kumaş Tasarım Yarışması'' ödülleri Gaziantep'te sahiplerini buldu.

ESKİ ALIŞKANLIKLARDAN VAZGEÇELİM

Dokuma, örme ve baskı olmak üzere 3 kategoride düzenlenen ve toplam 1.9 milyon TL para ödülü dağıtılan törende konuşan GAİB Koordinatör Başkanı Ahmet Fikret Kileci, ''Türkiye'de tekstil bizim için en önemli ve lokomotif sektörlerden biri. İçinde bulunduğumuz konjonktürde işlerimizde bazı zorluklarla karşılaşıyoruz. Burada yapmamız gereken çok akıllıca işler var. Eski yaptıklarımızdan vazgeçip yeni şeyler yapmamız lazım. Bunun da bir numaralı yolu tasarımdan geçiyor. Sürdürülebilirlikten ve dijitalleşmeden geçiyor. Dolayısıyla ben bu yarışmaları çok önemsiyorum. Değişen dünya düzenine ayak uydurmamız gerekiyor. Biz artık üçüncü dünya ülkesi değiliz, olmamalıyız da. Burada bir üst sınıfa geçebilmemiz için bu yenilikleri yapmamız gerekiyor. Minimum zararla bu işten çıkıp yeni sisteme dönüşebilmemiz lazım. Bugün belli bedelleri ödemezsek yarın çok geç olabilir'' dedi.

2 YILDIR ŞOVLAR BİZE ETİK GELMİYOR

Ödül töreni sonrası gazetecilerle bir araya gelen Güneydoğu Anadolu İhracatçı Birlikleri (GAİB) Koordinatör Başkanı Ahmet Fikret Kileci, ödül törenini, GAİB ve tekstil sektörü hakkında değerlendirmelerde bulundu. Doku Kumaş Tasarım Yarışması finalinin geçtiğimiz yıl deprem felaketi sonrasına denk geldiğini belirten Başkan Ahmet Fikret Kileci. ''Öyle bir felaket sonrası ve bugün çevremizdeki savaşlar nedeniyle şovlar bize etik gelmedi. İlk iki sene şovları önde olan bir etkinlik yaptık. Ve kendimizi, bölgemizi tanıttık'' dedi.

BİR KURUŞ FAZLA PARA HARCAMIYORUZ

''Tasarruf tedbirlerinin önemli olduğu günlerden geçiyoruz ama birliğimiz tasarruf tedbirlerini yeni uygulamıyor'' diyen Başkan Kileci, ''Biz bir kuruş fazla, bir kuruş fuzuli para harcamıyoruz. Öyle ki, bundan dolayı karnımız ağrımıyor. Tasarruf tedbirleri tabi ki olması gereken bir durum. Hatta dönemsel değil, yaşam biçimi olmalı'' ifadelerini kullandı.

YARIŞMAYA BİN MÜRACAAT OLDU

GAİB'in ilk günden bu yana bir akademi gibi çalıştığına dikkat çeken Başkan Kileci, ''Yarışmaya yaklaşık bin müracaat oldu. Yarışmada yer alan gençlerin eserlerini bir veri bankasında tutuyoruz. Çocukların eserlerini daha yarışmadayken satın alan firmalar var. Bu çocukların tasarımlarını, desenlerinin içinde olduğu dosyayı teslim ettiği gün eser otomatik olarak kendisine tescilleniyor. Biz yarışmada yer alan gençlerimizle sürekli irtibat halinde olup, önümüzdeki sene inşallah, özellikle finalistlerin, derece yapanların, ödül alanların katılımıyla farklı bir etkinlik daha yapmayı planlıyoruz. Bu çocuklar şu anda piyasada, tasarım atölyelerinde çalışıyor. Biz onları da takip ediyoruz. Bu sene tasarruf tedbirleri nedeniyle yok ama geçmişte her kategoriden 5'er kişiyi yurt dışı fuarlara götürdük. Yarışma sürecinde çocukların sahada, işinin başında olması büyük deneyim. Sahada bu işin tozunu yutuyor. Özellikle pandemide çok ciddi eğitimler verdik. Herkesin evlerinde oturduğu günlerde Biz bir oturumda 7 bin kişiye ulaştık.

ÜRETTİĞİNE TALEP OLACAK

Türkiye'de sadece tekstil sektörünün değil birçok sektörün kendini yeniden dizayn etmek zorunda olduğunu söyleyen Başkan Ahmet Fikret Kileci, ''Eğer bunu yapmazsa yarın çok daha büyük bedeller öderiz. Bu değişim dönüşüm, mutlak suretle bir fedakârlıkla olacak. Ben şu sektör batacak, şu çıkacak demiyorum. Bunu yaparsak kimseye bir şey olmaz, doğruları buluruz. Bugüne kadar Türkiye'de yapılan bütün işlerde, hep gözümüzle, mantığımızı çalıştırmadan, kolay olanı, başkasının yaptığını takip ederek üretim yaptık. Artı bizim kendi özelliklerimiz var ama biz kendi güzelliklerimizi bu alanlarda kullanmadık. Yatırımlarımızı kontrol etmedik. İnsanlar, ''Şu sektör böyle, bu sektör böyle, burada bu kadar fabrika var'' diyor. Bunları konuşmadan önce bu kadar fabrikanın gerekli olup olmadığını tartışmamız gerekiyor. ''Niye bu kadar var'' bunu tartışmamız gerekiyor. Bir kapasite var, bir de bunu satabileceğin pazarın, bir arz talep dengesi var. Sen şimdi istediğin kadar arz et, talep olmazsa hiçbir işe yaramaz. Dolayısıyla bu hesabı iyi yapıp ona göre göre yatırımlar yapılması gerekiyor'' bilgisini paylaştı.

TÜRKİYE'DE TEK İŞ TEKSTİL DEĞİL

Tekstil dışında Türkiye'de yapılacak çok iş olduğuna değinen Başkan Kileci, ''Biz bir yeri görüyoruz ve oraya odaklanıp gidiyoruz. Ama dünya hiç böyle değil. Hele bundan sonra hiç değil. Bu hatayı da bir tek biz yapmıyoruz. Bizim seviyemizdeki ülkelerin hemen hepsi bu hatayı yapıyor. Zaten bu hatayı yapmayınca da gelişmiş ülke oluyorsunuz. Siz gazeteci olacaksınız, o iş adamı, bir başkası ise kalifiye eleman olacak, işte bunu planlamak gerekiyor. Askeri düzenle, polisiye tedbirlerle, yasaklarla insanları bir şekle sokmak, yönetmek değil. Bu planlama devletin en asli görevi. Burada önemli olan devletin kaynak yönetimidir. Burada planlamadan kastım, insan kaynağı da var, mali kaynak, yatırımlar, tabi çevresel şartlar var, yapabileceklerimiz, yapamayacaklarımız da var. Yani bu planlamaya hepsi giriyor'' diye konuştu.

DÜNYADA EN ÖNEMLİ ŞEY BİLGİ

''İş yapmak, insanı, hatta devleti yönetmek, toplumları bir yerden bir yere götürmek öyle sanıldığı kadar kolay bir iş değil'' diyen Başkan Ahmet Fikret Kileci, ''Bir defa bunu yapmak için çok iyi hesap yapman lazım. Bilgileri toplamak lazım. Dünyada şu anda en önemli şey bilgi. Sonra bu topladığımız bilgiyi, doğru değerlendirmemiz, bu bilgilerden doğru sonuçlar çıkarmak gerekiyor. Doğru sonuç çıkarmadan kastım işin doğruluğu ya da yanlışlığı değil. Yanlışı tespit etmek de bir doğrudur. Bunun yanlış olduğunu tespit edebiliyorsan doğru bir iş yapıyorsun demektir. Bunları iyi analiz edip, bunları raporlayıp sonraki adımda o hataları yapmamak adına daha iyi şeyler yapmak demek. Data, bilgi şu anda dünyada en kıymetli şey. İnsan beyninin bu bilgiyi toparlaması ya da analiz etmesi ancak bir yere kadar. Ama günümüzde yapay zekâ var. Yapay zekâyı doğru yerde kullanırsak işine yarar. Sistemin en önemli ve kritik noktası da burası. Bu bilgiler yanlış insanların eline geçtiğinde ortaya çıkacak tahribat çok büyük olur. Ortada bir kaynak, bir materyal, alet ve edevat var. Balta örneği veririm hep, 'doğru kullanırsan ağacı, kullanmayı bilmiyorsan kendini kesersin.' Bu değişmez bir kural. Yapay zekâya da emir ve talimatı veren biz doğruysak iyi sonuçlar alırız'' ifadelerini kullandı.

ÇEVRECİLİKTE ALGISI YÜKSEK BİR SEKTÖRÜZ

''Tekstil sektörü kötü yerlere mi gidiyor sorusuna Başkan Kileci, ''Bir kere bizim sektör çevrecilik konusunda algısı en kötü sektör. Zannediliyor ki bütün dünyayı tekstilciler kirletiyor. Evet, var ama asla yaratılan algı kadar değil. Bizim burada yapmamız gereken şey, bir defa, tekstil sektörünün envanterinin çıkarılması. Ne makinelerimiz var, hangi seviyedeyiz, teknolojiyi ne kadar kullanıyoruz. Trend ürünler neler, bunların hangisini yapabiliyoruz, hangisini yapamıyoruz. Bölgesel şartlar, beşeri sermaye. Herkesi tekstil mühendisi yapmaya çalışıyoruz. Hâlbuki önce hesap yapacaksın, benim kaç mühendise ihtiyacım var, o kadar sayıda mühendis yetiştireceksin. Benim kaç ton ipliğe ihtiyacım varsa, o kapasiteye göre üretim planlaması yapmamız gerekiyor. Bugün başarılı işletmelerin bir numaralı silahı planlamadır. Adam planlamasını doğru yapıyorsa, doğru sonuçlar alır. Doğru yerde doğru kaynağı kullanır. Bütün bunları yapacağız. Önümüze feci bir tablo çıkacak, ben biliyorum. O tabloya göre de ne yapacağız ya da ne yapmayacağız. Bir plan yapıp fazlalığımız varsa onu çıkmak için, eksiğimiz varsa tamamlamak için, 3, 5, 10 ya da 20 sene neyse. Gerçekçi anlamda bir plan yapmalıyız. Ondan sonra bizim elimizde çok önemli bir silah var. Tekstil Türkiye'nin en iyi bildiği işlerden birisidir. Dünyada söz sahibi olduğumuz sektörlerin başında gelir'' cevabını verdi.

OYUNUN DIŞINDA KALABİLİRİZ

Başkan Ahmet Fikret Kileci sözlerini şöyle sürdürdü: Az sermayeyle bu kadar büyük işler yapılan çok az sektör vardır. Mesela hazır giyimcilerin yatırımı çok büyük değildir. Ama büyük işler yaparlar. Türkiye'de bir hazır giyim, bir de, tekstil ve ham madde ürünleri var. İkisinin toplamda 33 milyar dolarlık bir ihracatı var. Bunun yaklaşık 12'sini ham madde tarafı yapıyor, 21 civarını ise hazır giyim tarafı. Bu katma değerin ne kadar önemli olduğunu gösteren bir rakam. Ham maddecinin ise şöyle bir tarafı var, satarsınız malzemenizi ama karınız her zaman limitlidir. Ama mamulü yapan adam daha karlı satar. Dolayısıyla bütün bunları doğru tespit etmeliyiz. Bugün hiç satış yapmamız gereken yerlere satış yapıyoruz. Gerek yok ki. O coğrafyada o ürün tüketilmiyor ki. Bunu bileceğiz ve boş yere uğraşmayacağız. Müslüman mahallesinde salyangoz satmaya gerek yok. Gereksiz pazarlarla zaman kaybetmemeliyiz. Sonuç olarak tekstilde çok iyi bir hesap dökümü yapmalı, bilançomuzu çıkarmalıyız ve ona göre sürdürülebilirliğin göbeğine koyarak ve tabi dijitalleşmeyi, yeniden yapılanmaya gitmeliyiz. Aksi takdirde oyunun dışında kalırız.

MARKALAŞMAK ÇOK ÖNEMLİ

Türk tekstil sektöründe markalaşmanın da hayati önem taşıdığına dikkat çeken Başkan Kileci, ''Bunu herkes yapamayacak, yapmamalı da zaten ama yapanlar da bize yetecek. Bu ülkede herkes tekstilci olmak zorunda değil. Daha önce de belirttim, bu ülkede yapılacak yüzlerce iş var. 30, 40 yıl tekstile emek vermiş insanlarımız var. Birisi paraşütle gelip gelir gibi havadan bu sektöre girmemeli'' dedi.

İHRACATIMIZI 60 MİLYAR DOLARA ÇIKARMALIYIZ

Törende konuşan TİM Başkanı Mustafa Gültepe ise ''Tekstil, 33 milyar doların üzerinde bir ihracatı sahiplenmiş, 1 milyon kişinin üzerinde bir istihdama kavuşmuş, ihracatı Türkiye'ye öğretmiş geleneksel sektörlerin başında geliyor. Katma değer diyoruz, bu yarışmalar bu yüzden düzenleniyor. Tasarımla, tasarımcılarımızla, gençlerimizle, yeniliklerle dünyadaki değişime ayak uydurduğumuz sürece başarılı olabiliriz. Özellikle gençlerimize dokunarak kilogram başına 1.5 dolar olan ihracatı dolar üzerine çıkarmalıyız. 33 milyar dolar olan ihracatı bizim en kısa zamanda 50, 60'lara çıkarmamız lazım. Sektörde bu potansiyel var'' diye konuştu.

1,9 MİLYON TL ÖDÜLLÜ YARIŞMA

Tekstil ve moda tasarımı öğrenci ve mezunlarının özgün tasarımları ile katılabildiği Doku Kumaş Tasarım Yarışması, önceki yıllarda olduğu gibi dokuma, örme ve baskı olmak üzere 3 ayrı kategoride düzenlendi. 30 tasarımcının katıldığı ve 120 tasarımın finalde yarıştığı Doku Kumaş Tasarım Yarışması'nda Sürdürülebilirlik Özel Ödülü de yer aldı.

BİRİNCİLERE 300 BİN TL

Dokumada Emir Nur Sakar, örmede Gizem Akyol, baskıda Sümeyye Bulut birinci olarak 300 bin TL almaya hak kazandı. Dokumada Büşra Çeltikçi, örmede Zeynep Özmen, baskıda da Tuğba Kahyeoğlu ikinci olarak 200 bin TL, dokumada Zeynep Lara Köroğlu, örmede Sena Köroğlu, Baskıda ise Elif Demirağ üçüncü olarak 100 bin TL ödülün sahibi oldular.

YURT DIŞINDA EĞİTİM İMKÂNI

Ayrıca 150 bin TL tutarındaki "Sürdürülebilirlik Özel Ödülü'' Tuğçe Kelemci'ye gitti. Her kategorinin birincileri Ticaret Bakanlığı tarafından yapılacak olan değerlendirme sonunda uygun görülmeleri halinde 1 yıl süre ile uluslararası düzeyde kabul görmüş yurtdışındaki tasarım okullarında eğitim görme imkânına sahip olacak.

GAİB Hizmet Binası'ndaki törene Ticaret Bakan Yardımcısı Mustafa Tuzcu, TİM Başkanı Mustafa Gültepe, GAİB Koordinatör Başkanı Ahmet Fikret Kileci, milletvekilleri, çok sayıda birlik, oda başkanı, bakanlık ve kamu kurumu temsilcileri katıldı.