TCMB Başkanı Çetinkaya: Küresel kriz ezberleri bozdu

Merkez Bankası Başkanı Murat Çetinkaya, 7’nci İstanbul Finans Zirvesi’nde yaptığı konuşmada kredi piyasası hakkında önemli açıklamada bulundu. Çetinkaya, kredi piyasası için 3 hususa önem verdiklerini belirtti.

Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası Başkanı Murat Çetinkaya, İstanbul Finans Zirvesi’ne katıldı. Çetinkaya, küresel krizin ekonomi ve finans alanında birçok ezberi bozduğunu belirterek, “Küresel kriz ekonomi ve finans alanında birçok ezberin bozulmasına yol açtı. Merkez Bankaları tarihte görülmemiş bir biçimde sıra dışı politika araçları tasarlayarak uygulamaya koydular. Ne var ki bu politikaların uygulanmaya başlandığı dönemden bu yana neredeyse 8 yıl geçmesine rağmen hala küresel ekonomideki toparlanmanın hızı ve ekonomilerin kırılganlığı tartışma konusudur.'' dedi.

Çetinkaya şöyle devam etti:

''Böyle bir ortamda para politikalarının sınırlarının da giderek zorlandığını görüyoruz. Tarihsel süreç özünde yapısal nitelik taşıyan problemlerin yapısal olmayan araçlarla çözülemeyeceğini bizlere gösterdi. Nitekim küresel finansal kriz döneminde alınan yapısal tedbirlerin güçlü yapısal reformlarla desteklenememesi aktarım mekanizmalarının tıkanma risklerini de beraberinde getirmektedir. Ekonomide artan koordinasyon ve her boyuttaki yapısal düzenleme çabalarının bu bağlamda uygulamanın oldukça önemli olduğunu vurgulamakta fayda görüyorum” dedi.

İktisadi temellerin öneminden bahseden Çetinkaya, “Bu konunun kritik bir boyutunun da ekonomi politikalarının öngörülebilirliğini ve ikna ediciliğini artırmak olduğunu düşünüyorum. Dolayısıyla bugün bu boyuta be Merkez Bankası perspektifinden katkıda bulunmak amacıyla bazı önemli konulara bakışımızı sizlerle paylaşmak isterim. Öncelikle değinmek istediğim kavram finansal koşullar. Bu son derece önemli fakat iktisadi birimlerce bize göre yeterince vurgu yapılmayan bir konu. Küresel kriz öncesi dönemde Merkez Bankalarının belirlediği kısa vadeli faiz, parasal finansal koşulları büyük ölçüde yansıttığı düşüncesi hakimdi. Küresel krizi takip eden süreçte ise para politikasının duruşuna dair göstergelerin çok boyutlu bir nitelik kazandığını görüyoruz. Finasal tüketicilerin ister kurumsal ister bireysel olsun krediye erişim şartları arasında bulunan diğer unsurlarda maliyet kadar önem taşımaktadır. Sonuç olarak mevcut konjetürde Merkez Bankası’nın faiz seviyesi veya genel finansman maliyetleri kadar genel finansal koşulları da içine alan büyük resmin dikkate alınması büyük önem taşıyor. Daha da önemlisi Merkez Bankalarının istikrar odaklı kurumlar olarak finansal döngüleri büyütücü artırıcı değil dengeleyici yönde hareket ettiğinin de gözden kaçırılmaması gerekir” ifadelerini kullandı.

“Kredi piyasasında 3 hususa önem veriyoruz”

Finansal koşullara niceliksel değil finansal istikrar ve parasal aktarım açısından yani niteliksel bir perspektiften baktıklarını dile getiren Çetinkaya “Birkaç örnekle açıklamaya çalışacağım. Örneğin kredi piyasası açısından bakıldığında üç hususa önem verdiğimizi söyleyebilirim. Birincisi toplumun her kesiminin kredi büyümesinden dengeli bir biçimde pay alabilmesi, ikincisi kredilerin makul koşul ve fiyatlarda sunulması, üçüncüsü ise verimli dağılmasıdır. Ilımlı ölçüde finansal derinleşmeyi de sağlayan bu yapıdaki bir kredi büyümesinin sağlıklı ve sürdürebilir olduğunu düşünüyoruz. Bu yaklaşımı aynı zamanda parasal aktarım mekanizmanın etkin işleyişi açısında da önemsiyoruz. Aktarım mekanizmasının sadece iyi dönemlerde değil ekonomideki yavaşlama dönemlerinde de işlemesi gerekiyor. Zira ekonominin yavaşladığı dönemlerde finansal aracıların işlevlerini sağlıklı bir şekilde yürütmeye devam etmesi para politikasının döngü karşıtı bir politika izleyerek konjektürel dalgalanmaları da yumuşatmasına olanak sağlıyor” dedi.

Çetinkaya son olarak şunları söyledi:

“Bugün küresel ölçekte merkez bankalarının sıra dışı bilanço hareketlerinin ve finansal kuruluşlara dair düzenlemelerin parasal ve finansal koşullar üzerinde ciddi etkilerinin olduğunu görüyoruz. Daha da önemlisi küresel finans sisteminin bu kadar entegre olduğu bir dünyada yurt içi politikaların genel finansal koşulları açıklamakta her zaman yeterli olmadığı görülmektedir. Finansal koşullar para politikasının dışında birçok etkenden etkilenebilir. Örneğin küresel likiditenin oldukça önemli rol oynadığını geçtiğimiz yıllarda gördük. Yakın dönemde yapılan çalışmalarda da gelişmekte olan ülkelerin uzun dönemli faizlerinin en önemli belirleyicisinin küresel uzun vadeli faizler olduğu görülmektedir. Dolayısıyla gelişmekte olan ülkeler için gelişmiş ülke merkez bankalarının kısa vadede alacağı faiz kararları kadar küresel uzun vadeli faizlerin düşük seviyelerde kalıp kalmayacağı konusunun daha da önemli olabileceğine dikkat çekmekte fayda var. Böyle bir ortamda finansal aktarım mekanizması hakkındaki tartışmaların merkez bankalarının kısa vadeli faizler üzerinden yürütülmesi sağlıklı olmayacaktır”.