Savunmada hedefi yerli üretimle vuracağız

Güdümlü mühimmatların hedefini bulmasına yardımcı olacak yerli ürünler geliştirildi. ANDAR İş Geliştirme Müdürü, savunma sanayiinde yurtdışından teminde zorluklar yaşandığını, bu zorlukların yerli üretimle aşıldığını belirtti. 

1

Savunma ve havacılık sektöründeki ana yüklenici firmaların dışa bağımlılığını azaltmak ve küresel pazarda rekabetçi çözümler yaratmalarına katkı sağlamak amacıyla faaliyet gösteren teknoloji firması ANDAR, elektromekanik hareket sistemlerine odaklanıyor. Çalışmalarını ODTÜ Teknokent’te sürdüren ANDAR Elektromekanik Sistemler, servo eyleyiciler ve bunların bileşenlerini geliştiriyor. Şirketin yoğunlaştığı konulardan birini “güdüm kontrol eyleyicileri” oluşturuyor. Eyleyici, “bir mekanizmayı veya sistemi kontrol eden veya hareket  ettiren eleman” olarak tanımlanıyor. Roketler ve güdümlü mühimmatlar kullanım alanına göre su altı, havadan havaya, havadan yere gibi farklılık gösterse de ortak özelliklerini güdüm sistemlerinde elektromekanik servo eyleyiciler kullanılması oluşturuyor.

İHA’LARLA BAŞLADI 

Mühimmatların şekli itibarıyla gövde içindeki hacmin darlığı ve alt sistemlerin bu hacmi ortak kullanmaları sebebiyle yerleşim zorluğu diğer bir ortak nokta olarak dikkati çekiyor. Hava araçları için geliştirdiği teknolojileri kullanarak fark yaratan çözümler üreten ANDAR, tüm bu kısıtlılıklara çözüm olarak hafif, yüksek performanslı güdüm kontrol eyleyicileri geliştiriyor. ANDAR, söz konusu ürünlerin elektrik motoru, aktarım elemanları, kontrol elektroniği, mekanik yapısını yerli olarak üretiyor. Şirket söz konusu çalışmalara İHA’lar üzerindeki servo eyleyicilerle başladı.

KABİLİYETİNİ GELİŞTİRDİ 

Motor, sürücü ve hareket mekanizmasından oluşan bu ürünlerin sürücü ve hareket mekanizmalarını kendisi tasarlayan şirket, motoru yurtdışından temin ediyordu. Belli sayıdaki motor arasından yapılan tercih nedeniyle tasarımda kısıtlamalar yaşanıyordu. Ayrıca geliştirilen ürünlerin çeşitli parametrelerinin de bu motorlara göre ayarlanması gerekiyordu. Başlangıçta söz konusu motorları yurt dışından temin eden şirket, teknolojik kabiliyetlerini geliştirerek hem tasarım hem da ihracat kısıtlamalarından kurtulmaya karar verdi. 

STRATEJİK BİR ADIM

Motor teknolojisine sahip olmanın stratejik bir adım olacağını değerlendiren şirket, önce mevcut ürünlerle aynı performansı yakaladı, ardından daha uygun geometrilerde, daha küçük ve hafif motorlar üretmeye başladı. Şirket, bu süreçte, üretimde kullanılan makinaları da kendisi tasarladı. ANDAR İş Geliştirme Müdürü Gökhan Koyuncu, son dönemde adı konmasa da özellikle savunma sanayisine yönelik ürünlerin temininde çeşitli zorluklar yaşandığını söyledi. 

Savunma ve havacılık sektöründeki ana yüklenici firmaların dışa bağımlılığını azaltmak ve küresel pazarda rekabetçi çözümler yaratmalarına katkı sağlamak amacıyla faaliyet gösteren teknoloji firması ANDAR, elektromekanik hareket sistemlerine odaklanıyor.

Rekabetçi bir ürün 

Koyuncu, ürünün, birtakım değişikliklerle insanlı, insansız hava platformları, kara sistemleri, su altında torpidoları gibi bir dizi alanda kullanılabildiğini bildirdi. Geliştirmeyi yaparken bazı unsurlara da karar verdiklerine değinen Koyuncu, “Aslında hem ürünü hem de üreteceğimiz tesis ve ekipmanları bir arada tasarlıyoruz“ dedi. Koyuncu, rekabetçi bir ürünle uluslararası pazarlarda yer almayı hedeflediklerini kaydetti.

Kısıtlama hissi doğdu 

Birçok savunma şirketi tarafından alınıp kullanılan, yerlileştirilmesi düşünülen bir stratejik ürün ürettiklerini belirten Koyuncu “Kimse bizim kadar ileri bir noktada olmadığı için ambargo hissi doğduğunda kapımız çalındı ve talepte bulunuldu. Geliştirdiğimiz ürünleri hem kendi çözümlerimizde kullanmaya hem de doğrudan ürün olarak vermeye çalışıyoruz” dedi. Gökhan Koyuncu mühimmat konusunda bir ihtiyaç olduğu için ürünü geliştirdiklerini söyledi.

Seri üretime başlanıyor 

Koyuncu sözlerini şöyle sürdürdü: “Ürünümüz, güdüm sisteminde arkadaki kuyrukların hareket ettirilmesine dolayısıyla mühimmatın istenilen yere gitmesine olanak sağlıyor. Ayrıca yurtdışına satılacak ürünler açısından ihracat kısıtlılıklarından kurtulmak gerekiyordu. Yıl sonuna kadar mühimmatlara entegre sistemlerle testlerin tamamlanması ve gelecek yıl seri üretime geçilmesi planlanıyor.”