AKŞAM GAZETESİ
Akşam Gazetesi, "Türkiye'nin Gazetesi" vizyonuyla 107 yıldır yayın hayatını sürdürürken, 21 yıldır sektörel geleceğe ışık tutan özel projesi Future&Trends Dergisi'yle önemli zirvelere imza atıyor. 2025 yılı son günlerinde düzenlenen Future&Trends Summit zirvesi bu yıl "Dönüşüm Çağı" temasıyla gerçekleşti. Zirve, iki ana oturumdan oluştu; ilki inşaat ve şehircilik alanındaki dönüşümü ele alırken, ikinci ve kapanış oturumu savunma sanayiindeki değişimi masaya yatırdı. 24 TV ve AKŞAM TV'den canlı yayımlanan oturumda, verinin ve yapay zekanın savunma sanaiine getirdiği teknolojik dönüşüm ile geleceğin stratejik adımları tartışıldı.
DENGEYİ DEĞİŞTİRİYOR
Oturumun açılış konuşmasını yapan SAVTEK Dergi Genel Yayın Yönetmeni Yusuf Alabarda, "Düşük maliyetli ancak yüksek etkili yapay zekâ destekli insansız sistemler, asimetrik güç dengeleri yaratarak büyük devletlerin dahi stratejik tesislerini tehdit edebilir hale geldi" dedi. Alabarda moderatörlüğünde gerçekleşen oturumda Türkiye Araştırmaları Vakfı Araştırmacısı Bekir İlhan, Blitz Teknoloji Genel Müdürü Kadir Doğan ve TÜBİTAK Uzay Teknolojileri Enstitü Müdürü Mehmet Nefes konuşmacı olarak yer aldı. Panelistler, yapay zaka destekli otonom sistemlerinin savaş alanındaki rölü ve sivil teknolojilerin savunma sanaiine enterasyonuna dikkati çekti.
KONSEPTLERİ KÖKTEN DEĞİŞTİRDİ
Sanayi Devrimi ile bireysel gücün yerini seri üretim alırken, bu dönüşümün savaş alanlarına da doğrudan yansıdığını belirten SAVTEK Dergi Genel Yayın Yönetmeni Yusuf Alabarda, "1945'te nükleer silahların devreye girmesiyle savunma sanayiinde "caydırıcılık" kavramı öne çıktı ve Soğuk Savaş boyunca "dehşet dengesi" büyük çaplı savaşların önüne geçti. 1990'larda Soğuk Savaş'ın sona ermesiyle bastırılmış gerilimler yeniden gün yüzüne çıktı. Aynı süreçte küresel üretim yapısı da köklü biçimde değişti. Çin, Hindistan ve Güney Kore gibi ülkelerin dünya üretim zincirine dahil olması, sivil ve askeri teknolojilerde maliyetleri düşürdü. Bu dönüşüm savunma sanaiine de yansıdı ve ileri teknolojiler belirli ülkelerin tekelinden çıkmaya başladı" dedi. 2000'li yıllardan itibaren insansız sistemlerin erişilebilir hale gelmesinin yüksek etki üreterek asimetrik güç dengeleri yaratığını aktaran Alabarda, "Elektromanyetik harp, yapay zekâ, uzay sistemleri ve ağ merkezli savaş anlayışı yeni dönemin belirleyici unsurları olarak öne çıkıyor. Çift kullanımlı sivil teknolojiler, savunma konseptlerini kökten değiştiriyor.
İNSAN KAYNAĞI HÂLÂ KRİTİK UNSUR
Savunma sanayiinde yaşanan süreç bir "devrim"den ziyade uzun soluklu bir dönüşüm olarak okunması gerektiğini söyleyen Türkiye Araştırmaları Vakfı Araştırmacısı Bekir İlhan, askeri tarihte son 300 yıldaki en büyük kırılmanın ateş gücüyle yaşandığını, günümüzdeki değişimin ise veri, yazılım ve otonom sistemler üzerinden ilerlediğini belirtti. İlhan, platformların tek başına değil sistem bütünlüğünde değerlendirilmesi gerektiğini ifade etti. Rusya-Ukrayna Savaşı'nda dronların büyük kayıplara yol açtığını ancak tek başına savaşın kaderini değiştirmediğini belirten İlhan, başarının farklı unsurların birlikte kullanılmasından geçtiğini söyledi. İlhan, veriyi değerli hale getiren asıl unsurun hâlâ nitelikli insan kaynağı olduğunu bu nedenle kritik önemde olduğunu kaydetti.
GELECEĞİ SİVİL TEKNOLOJİ BELİRLİYOR
Blitz Teknoloji Genel Müdürü Kadir Doğan ise savunma sanayinin geleceğini sivil teknolojilerin belirlediğine dikkat çekti. Günümüz muharebe sahasında hız ve ölçeklenebilirliğin en kritik faktörler olduğunu vurgulayan Doğan, sivil alanda geliştirilen işlemcilerin ve haberleşme altyapılarının savunma sistemlerine yön verdiğini söyledi. İHA ve FPV dronların büyük ölçüde sivil teknolojilerden türediğini belirten Doğan, 4G ve 5G altyapılarının sahada yüksek çözünürlüklü görüntü ve hızlı veri aktarımı sağladığını ifade etti. Ancak her teknolojik çözümün karşı hamleler doğurduğunu da kaydeden Doğan, "Güçlü bir savunma sanaii için geniş bir ekosistem ve KOBİ'lerin sürece dahil edilmesi şart" dedi.
24 SAATİN MALİYETİ 1,5 MİLYAR DOLAR
TÜBİTAK Uzay Teknolojileri Enstitüsü Müdürü Mehmet Nefes ise uzayın savunma ve ekonomi açısından kritik rolüne vurgu yaptı. Uzaydan elde edilen verilerin 24 saat kesilmesinin küresel ölçekte 1,5 milyar doların üzerinde ekonomik etki yaratabileceğini belirten Nefes, navigasyon, haberleşme ve hava durumu gibi alanların bu verilere bağımlı olduğunu kaydetti. Alçak irtifa uydu sistemlerinin kriz bölgelerinde bile kesintisiz iletişim sağladığını vurgulayan Nefes, şunları söyledi: "Bu açıdan Türkiye'nin Milli Uzay Programı kapsamında bağımsız sistemler geliştirmesi stratejik önem taşıdıyor. Hız, seri üretim ve nitelikli insan kaynağının geleceğin uzay ve savunma yarışında belirleyici olacak."