ŞENAY BÜYÜKKÖŞDERE
Çatısı altında TÜSİAD da dahil olmak üzere 275 dernek, 30 federasyon ve 40 bine yakın şirket bulunan, Türkiye'nin bağımsız ve gönüllü en büyük sivil toplum örgütü TÜRKONFED'in başkanı Orhan Turan, pandemide tedarik zincirinin kırılmasıyla birlikte, Türkiye'nin avantajlı konuma geçtiğini belirterek, "Üyelerimizin de yatırım iştahı arttı. Bir dönem yönünü inşaat sektörüne çeviren sanayiciler tekrar yuvaya döndü. 2021 Ocak-Mayıs döneminde toplam miktarı 90 milyar TL'yi bulan yatırım teşvik belgelerinin en çok imalat, hizmetler ve enerji sektörüne verildiğini görüyoruz" diye konuştu.
2. ÇEYREKTE BÜYÜME YÜZDE 20'Yİ BULUR
2021'in ilk çeyreğinde Türkiye pandemiye rağmen yüzde 7 büyüdü. Yılın geri kalanında büyümenin süreceğini düşünüyor musunuz?
İlk çeyrekte yüzde 7'lik büyüme yakalandı, ikinci çeyrek için ise baz etkisi nedeniyle yüzde 20 gibi yüksek bir büyüme beklentisi var. Pandeminin zorlu koşullarında büyüme yakalanması önemli olmakla birlikte meselemizin büyüme oranı değil büyümenin sürdürülebilirliği ve kalitesi olduğunu düşünüyoruz.
2021 şirketler açısından nasıl geçiyor... Üye kuruluşlarınızdan nasıl değerlendirmeler alıyorsunuz?
Pandeminin işletmeler üzerindeki etkisi hafifliyor gibi görünse de iş dünyasının nabzını tuttuğumuz araştırmalar bazı sorunların hâlâ devam ettiğini bazılarının ise kronikleştiğini gösteriyor. Firmaların iş hacimlerinde daralmalar devam ediyor. İşletmelerin yüzde 68'i iş hacimlerinde yaşanan daralmaya dikkat çekiyor. Bu oran mikro ölçekli işletmelerde yüzde 70, küçük ölçekli işletmelerde yüzde 73'ü buluyor. Ayrıca bu işletmelerimizin yüzde 57'si iş gücü kaybı yaşadıklarını belirtiyor. Kriz dönemlerinde finansmana erişim işletmeler için hayati bir konu haline geliyor. Eğer bunu sağlayabilirsek, krizler karşısında dayanıklılığı yüksek olan iş dünyamız kayıplarını çok daha hızlı telafi edecektir. İş insanları olarak bu dönüşüm sürecinin risklerini ve zorluklarını göğüslemeye de hazırız.
Sektör bazında hangi alanları daha avantajlı görüyorsunuz?
Sektörlerden bağımsız olarak, iş dünyasının avantaj elde etmesi için ikiz dönüşüm olarak adlandırılan dijitalleşme ve Yeşil Mutabakatı stratejik olarak kurgulaması gerekiyor. Bu değişimin yaratacağı pozitif katkı, ülkemizin her yıl ortalama 20 milyar dolar yüksek teknoloji ürünleri içeren ithalat kaynaklı cari açığını da azaltacaktır. Son beş yılda 100 milyar dolara yakın olan bu açığı, sanayimizi teknolojinin katma değer yaratan ve verimlilik artıran süreçleriyle dönüştürerek çözebiliriz.
FİRMALARIN %41'İ KRİZİ AĞIR HİSSETTİ
Araştırma sonuçlarına göre firmaların yüzde kaçı pandemiden ağır etkilendi?
Firmaların yüzde 41'i krizin etkilerini büyük ölçüde hissettiğini, yüzde 35'i de etkilendiğini söyledi. Mikro işletmelerde etki yüzde 51.
Şirketlerin yatırım yapmayı planladığı alanlar genellikle üretim, ürün geliştirme, insan kaynağı, tesis yatırımı olurken, Kovid-19 ile dijital teknoloji yatırımlarının büyük şirketlerde ivmelendiğini gözlemliyoruz.
SONBAHARDA PANDEMİYİ ÇÖZERSEK 2022 İYİ GEÇECEK
Sanayi sektöründe son dönemde yatırımların hızlandığını görüyoruz. Üye kuruluşlarınızda benzer bir tablo söz konusu mu?
Yatırım iştahında bir artış olduğunu biz de gözlemliyoruz. Geçtiğimiz yıllarda sanayicilerin inşaat sektörüne girmesi bir trenddi. Şimdi bu trend bitti. İbre tekrar sanayiye döndü. İş dünyasının yatırım heyecanını yitirmediğini söyleyebiliriz. Yüzde 56'lık bir oran ile iş dünyası gelecek çeyreklerde yatırım yapacağını belirtiyor. Aslında olması gereken de buydu. Ben son 5-6 yıldır sanayicilerin gayrimenkul işi yapmaması gerektiğini söylüyorum. Ama sanayide katma değer üretilmiyordu. Son 2 yıldır imalat sektörü genel olarak iyi gidiyor. Kârlılıklar artıyor. Sanayicinin iştahı da artıyor. Ama iş dünyasının genel olarak yatırım iştahının artması için ileriyi görebilmesi lazım, borçlanma maliyetlerinin daha düşük olması dövizin de öngörülebilir olması lazım. 2021'in sonbaharında bu işi çözersek, 2022'nin hem dünyada hem Türkiye'de daha iyi olacağını düşünüyorum.
SAĞLIKTA, AMBALAJDA VE GIDADA ŞANSIMIZ YÜKSEK
Pandeminin Türkiye iş dünyası açısından kazanımları da oldu mu, neler?
Pandemi süreci tedarik zincirinde aksamalara neden olmaya devam ediyor. Global tedarik zinciri kırılmış durumda. Bugün otomotiv firmalarının parça tedariki yapamadığı için zorunlu tatillere çıktıklarına şahit oluyoruz. Aslında bu durum dünya ekonomilerine, tedarik zincirini tek bir ülkeden veya kaynaktan elde etmenin ne denli riskli olduğunu gösterdi. İşte bu noktada büyük avantaj sahibiyiz. Çünkü günümüzde Viyana Kapısı'yla Çin Seddi arasında Türkiye'yle üretim anlamında, tedarik anlamında baş edebilecek bir ülke yok. Yeter ki Türkiye'de iş dünyasının önünü açalım, yatırım ortamını iyileştirelim. Ben önümüzdeki dönemde Türkiye'nin yıldızının daha da parlayacağına inanıyorum. Gıda, sağlık, ambalaj gibi ihracata yönelik sektörlerde şansımız yüksek.
2 MİLYAR EURO 'KARBON VERGİSİ' RİSKİ
Yeşil Mutabakat konusunu sürekli gündemde tutuyorsunuz. Şirketler için ne ifade ediyor mu konu?
Pandemi sonrasında dünyanın en önemli gündemi iklim krizi olacak. Avrupa'nın Yeşil Mutabakat kapsamında hazırladığı Sınırda Karbon Düzenlemesi, şirketlere ciddi anlamda ek karbon vergisi getirilmesini öngörüyor. Ülkemizde KOBİ'lerin ne yazık ki bu konuda farkındalıkları düşük. Ancak eğer KOBİ'lerimizi yeşil mutabakata uygun hale getirmezsek ülke olarak ihracatta 1.8 – 2 milyar euro ek vergi maliyet yüklenmiş olacağız. Hatta bu KOBİ'ler, büyük şirketlerin tedarik zincirinden çıkma riskiyle karşı karşıya kalacak.