ŞENAY BÜYÜKKÖŞDERE / LONDRA
2004 yılında aramızdan ayrılan merhum Sakıp Sabancı’nın bir hayali gerçek oldu. Yaşamı boyunca sanata verdiği destekle bilinen Türkiye’nin en sevilen iş adamlarından Sakıp Sabancı'nın en büyük isteklerinden biri hat koleksiyonunun Londra’da sergilenmesiymiş. Bu koleksiyon henüz Londra’ya gitmedi ama vefatının 12’inci yılında Sakıp Sabancı bizzat kendi portresiyle, hatta hayatına bir şekilde dokunduğu on binlerce insanla birlikte Londra’ya gitti. Sanatçı Kutluğ Ataman’ın, Sabancı’nın anısını yaşatmak için hayata geçirdiği ‘Sakıp Sabancı’nın Portresi’ isimli eseri, S.Ü. Sakıp Sabancı Müzesi ve 56. Venedik Bienali’nin ardından bu kez Londra’da dünyanın en köklü sanat kurumlarından Royal Academy of Arts’ın Yaz Sergisi’nde sergilenecek. 13 Haziran’da başlayacak sergi, 21 Ağustos’a kadar devam edecek.
TAVANDAN ASILI, CANLI BİR ESER
Eser fotoğrafları kullanılan kişilerin aileleri de dahil olmak üzere 30’binden fazla kişiden izin ve imza alarak yaratılmış. Serginin tavandan asılı tek eseri olarak dikkat çeken Sakıp Sabancı’nın Portresi, içindeki vesikalık fotoğrafların an be an değişmesiyle aynı zamanda hareketli, yaşayan bir eser konumunda. Henüz kamuya açılmadan sergiyi birlikte gezme fırsatı bulduğumuz Sabancı Holding Yönetim Kurulu Başkanı Güler Sabancı eserin tam da Sakıp Bey’in karakterini yansıttığını şu cümlelerle anlattı: “Biz Sanatçı Kutluğ Ataman'dan Sakıp Bey’in kişiliğini yansıtan, aynı zamanda da ileriye dönük ve teknolojik bir eser istedik. Öyle de oldu. Fabrika çalışanlarından kamyon şoförlerine kadar Sakıp Bey’in hayatının kesiştiği on binlerce insan eser için fotoğraflarını verdi. Sonuçta Sakıp Bey’in canlı, renkli, pozitif kişiliğini, insanlarla olan kucaklayıcı ilişkisini yansıtan bir eser meydana geldi.”
Heyecanla kabul edildi
Royal Akademi’nin eseri büyük bir heyecanla kabul ettiğini ve çok değerli bulduğunu anlatan Güler Sabancı, “Sakıp Bey hayatında sanata hep çok önem verdi. Hayattayken kendi koleksiyonunun Londra’da sergilenmesini istiyodu.Şimdi Sakıp Bey kendi hayatını anlatan eseriyle Kraliyet Ailesi’nin Akademisi’ne girdi. Bu eserin burada yer alması bizim için büyük mutluluk” dedi.
Yalnız olmayı sevmiyorum
Geçtiğimiz günlerde yayınlanan Forbes’un dünyanın en güçlü 100 kadını listesinde Güler Sabancı yine tek Türk kadın olarak dikkat çekti. 64’üncü sıraya yükselen Sabancı’nın bu konuda yorumu şöyle oldu: "Bu listede Türkiye’den birinin olması iyi ama ben yalnız olmayı sevmiyorum, hiçbir konuda sevmiyorum. Daha çok kadın olmalı. Uzun süre pek çok noktada tek kadın bendim, sonra bunun normal olmadığını anladım. TÜSİAD’da ilk kadın, European Round Table’da ilk kadın… Gelişme olduğunu görüyürum. Ama yeterli değil.”
Soyadım Sabancı olmasaydı…
Sabancı Holding’de son 1 senedir yeni işe girişlerde ve terfilerde yüzde 50’nin üzerinde kadın olduğunu dile getiren Sabancı’nın kadınların çalışma hayatında daha fazla yer alacağına dair inancı tam. “İnanıyorum ki bu tek olma durumu değişecek, arkadan geliyor kadınlar. Ancak daha hızlı olsun istiyordum” diyen Güler Sabancı “Peki soyadınız Sabancı olmasaydı…” sorusuna işe şöyle yanıt verdi: “Ben gene iyi bir yerde olurdum, ondan hiç kaygım yok. Onu çok gençken, yıllar önce test ettim çünkü, biliyorum. Ama Sabancı soyadı bana çok hız kazandırdı o başka.”
En pahalısı 1.2 milyon pound
- Yaz Sergisi’ne bu yıl 12 bin eser arasından 1242 eser seçildi.
- Sergideki eserlerin fiyatları 70 pound’dan başlıyor. Serginin en pahalı eseri ise Anish Kapoor’a ait. Fiyatı 1.2 milyon pound.
- Sergideki eserlerin çoğu satılık ancak Sakıp Sabancı’nın Portresi de dahil olmak üzere bazı eserler, özel koleksiyon kapsamında. Ve satılık değil.