Müstakil Sanayici ve İş Adamları Derneği (MÜSİAD) Ramazan Bayramı’nda borç sahibi vatandaşları sevindirecek bir uygulama başlattı. ‘Askıda ekmek’ ve ‘Kumanya’ gibi Osmanlı döneminde zenginin mağrur olmadan vermesini, fakirin mahcup olmadan almasını sağlayan bir gelenek olan ‘Zimam Defteri Satın Alma’ uygulamasını yeniden gündeme getiren sivil toplum kuruluşu, vatandaşın veresiye defterindeki borçlarını siliyor.
Uygulamayı 86 şube ye yayacak
Bir grup gazeteciyle Balat, Eyüp ve Topağacı bölgesindeki birkaç bakkal esnafını ziyaret eden MÜSİAD Genel Başkanı Nail Olpak, veresiye desterindeki borçları ödeyerek defteri satın aldı. Uygulamayı Türkiye genelindeki 86 şubesine de yaymayı planlayan Olpak, böylece bayram öncesinde hem vatandaşa hem de esnafa katkı sağlamayı ve toplumdaki dayanışma ruhunu yeniden canlandırmayı planlıyor. Bu tür hayır uygulamaların 'sadaka taşı' gibi toplumsal dayanışma vesilesini de ortaya çıkardığını anlatan Olpak, şunları kaydetti: "Biz de bu geleneği hatırlatmak amacıyla, üyelerimize bayram hediyesi olarak, bu güzel âdetin yaşadığı dönemde hayırsever zenginler tarafından satın alınmış bir ‘Zimem Defteri’ nüshasını gönderdik."
Yardımlar gizli tutuluyor
İstanbul’da gerçekleşen MÜSİAD Geleneksel iftar programında MÜSİAD Genel Başkanı Nail Olpak tarafından Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a orijinal Zimem Defteri takdim edilmişti. Zimem Defteri ile ne zengin kime yardım ettiğini, ne fakir kimin yardım ettiğini biliyor.
Osmanlı döneminde de uygulanıyordu
Zimem, zimmet kelimesinin çoğuludur ve 'borç' anlamına gelir. Zimem Defteri, Osmanlı esnafının kullandığı borç defteri, yani aslında veresiye defteriydi. Veresiye, yani ileriki bir tarihte ödemek üzere yapılan alışveriş, günümüzde devam ediyor. Osmanlı döneminde, toplumsal hayatı ilahi emir ve tavsiyeler üzerinden biçimlendirmeye çalışan bir medeniyet bilinci yürürlükte olduğu için; Ramazan ayında zenginlerin tebdil-i kıyafet gezerek farklı mıntıkadaki esnafları dolaşıp yoksulların borcunu kapatması halen anlatılan bir geleneğe dönüşmüştü. Bu gelenek, zenginin mağrur olmadan vermesini, fakirin mahcup olmadan almasını sağlayan bir gelenektir ve ancak paranın bir araçtan başka bir şey olmadığını kavramış bir idrakin başarabileceği bir zarafeti ortaya koyuyor.
UNUTULAN GELENEĞİ TEKRAR CANLANDIRDI
90’lardan sonra kredi kartlarının yaygınlaşmasıyla defterle veresiye alışveriş uygulamasının yavaş yavaş terk edildiğini ifade eden MÜSİAD Başkanı Nail Olpak, “Bu tarihten sonra büyük marketlerin ve giderek alışveriş merkezlerinin açılmasıyla birlikte artık mahalle esnafı perakende satışı büyük ölçüde terk ediyor, Veresiye defterinin yerini kredi kartı alıyor. Fakat İstanbul’un ve Anadolu’nun belirli bölgelerinde hâlâ büyük sermayelerin uzanmadığı yerler var. Veresiye adeti devam etmekle birlikte, borç sildirme adeti ortadan kalkmıştır. Biz yeniden bu geleneği canlandırmak ve vatandaşa bir bayram hediyesi vermek istedik” diye konuştu.
Üyelere 'sandıklı' dayanışma
MÜSİAD’ın Ramazan'da gerçekleştirdiği bir diğer uygulama ise, Karz-ı Hasen Sandığı. Karz-ı Hasen, 'Güzel Borç' demek. MÜSİAD, üyelerinden aldığı borçla, diğer üyelerinin borcunu kapatacak. Olpak, şunları söyledi: "Karz-ı Hasen Sandığı, yaralar için merhem biriktirdiğimiz, bir Ecza Dolabı olacak. Belirli bir aidatla sandığa giriş yapan üyelerimiz, bu uygulamadan yararlanacak. Vefat eden üyelerimizin ailelerine yardım sağlayacağız."