MÜSİAD Başkanı Kaan yanıtladı: Ticaret savaşlarında Türkiye'nin konumu ne?

Ekonomi alanında attığı adımları sıklaştıran Türkiye, faiz ve konut kredilerinin düşürülmesinin yanı sıra 11. Kalkınma Planı’nı ve Yeni İstanbul Yaklaşımı’nı da hayata geçiriyor. Türkiye ekonomisinin bugünü ve yarınını konuştuğumuz MÜSİAD Genel Başkanı Abdurrahman Kaan, küresel ticarette yaşanan çatışmaların etkilerinden yurt içindeki atılımlara kadar pek çok konuya açıklık getirdi. İşte MÜSİAD Başkanı Kaan’ın Türkiye’nin ekonomisi ve sanayisiyle ilgili değerlendirmeleri...

Türkiye ekonomi alanında hazırlanan reform paketlerini hayata geçirmeye devam ediyor. Peki, reform paketlerinin Türk sanayisine yansıması nasıl olacak? Ticaret savaşlarında Türkiye’nin konumu ne? Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği (MÜSİAD) Genel Başkanı Abdurrahman Kaan, ekonomi alanında yapılan reformları değerlendirdi.

Aksam.com.tr’den Ezgi Aşık’ın sorularını yanıtlayan MÜSİAD Başkanı Kaan, Türkiye ekonomisinin yepyeni motivasyona ve atılıma ihtiyacı olduğunu vurguladı. Kaan, “Küresel ticaret savaşlarının bu derece şiddetlendiği bir ortamda, 2018 yılı genelinde 168,1 milyar dolar ihracat gerçekleştirerek çok önemli bir performans sergileyen Türkiye’nin, bu başarısını sürdürmesi adına, ihraç ürünlerimizin mevcut ve yeni pazarlardaki performansını artırmamız elzemdir.” ifadelerini kullandı.

Bu yıl ekonomi alanında yapılan reform paketlerine en yeni olarak 11. Kalkınma Planı eklendi. Planın, ülke ticaret ve sanayisine nasıl etkisi olur?

11. Kalkınma Planı’nı, gerek muhtevası bakımından gerekse kapsadığı dönem bakımından oldukça önemsiyoruz. Zira dengelenme sürecindeki Türkiye ekonomisinin yeni yol haritasını belirleyecek makro politikaları içermesinin yanında, planın 2023 yılı ile nihayete ermesi, 11. Kalkınma Planı’nın önemini daha da artırmaktadır. Hem politik hem de ekonomik bağlamda stratejik bir yıl olan 2023’e giden bu yolda, 11. Kalkınma Planı’nın çizdiği vizyon çok önemli olacaktır.

MÜSİAD olarak, bu önemli planın hazırlık aşamasında, Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanlığı’na yeni dönem ekonomi politikalarına dair görüşlerimizi ilettik ve aktif bir rol üstlendik. Plan kapsamında yer alan makro ve mikro ölçekli hedef ve politikaların bir yandan Türkiye ekonomisinin gerçeklerine uygun, ayakları yere basan bir yapıda olmasını, diğer taraftan da cesur ve yenilikçi başlıkları içermesini, iş dünyası adına oldukça olumlu karşılıyoruz.

“REEL SEKTÖRE CAN SUYU OLACAK”

Yeni İstanbul Yaklaşımı’nı nasıl değerlendiriyorsunuz? Ekonomiye nasıl katkısı olacak? Borçlu şirketler kendilerini yapılandırabilir mi?

Kârlılık ya da öz kaynaklardaki azalma nedeniyle, firmaların finansman sağlamak için daha fazla borçlanma yolunu tercih etmeleri, orta ve uzun vadede ciddi problemler doğurmaktadır. Zira firmaların daha çok banka kredilerini tercih etmeleri, kredi kullanımı arttıkça da finansman maliyetlerinde yaşanan artış, firmalarımızı maalesef kısır bir döngüye sokmaktadır.

Yeni İstanbul Yaklaşımı’nın, borçlarını ödemek isteyen firmalara borç yapılandırma imkânı sunması ve gerekli görüldüğü takdirde firmaların yönetim yapısı ve mali yapısında da yapılandırma fırsatının sunulması, reel sektöre yönelik can suyu niteliği taşımaktadır.

Firmalarımız yüksek borçluluk oranının sürdürülebilir bir şekilde çok daha makul seviyelere çekilebilmesi için borca değil, ortaklığa dayalı bir piyasa yapısının tesis edilmesi gerektiğine inanıyoruz. Bu yolda atılan adımların orta ve uzun vadede karşılığının alınacağına, yönetim ve ortaklık sürecinde yer alacak iş insanları sayesinde, girişimci ve tasarruf sahiplerine yeni fırsat kapılarının aralanacağına inanıyoruz.

“İÇ TALEBİN CANLANMASINA SEBEP OLDU”

Konut kredilerinde faiz oranlarının düşürülmesini nasıl değerlendiriyorsunuz? Faiz oranlarının düşürülmesi sizce devam eder mi? Bütün bu gelişmeler emlak sektörüne nasıl yansır?

T.C. Merkez Bankası’nın politika faizine yönelik almış olduğu indirim kararı ve bunun piyasa faizlerine yansımaları, iç talebin canlanmasına yönelik etkileri bakımından, oldukça olumlu bir gelişme olmuştur. Konut kredilerinde gerçekleşen düşüşün hemen ardından rekor düzeyde başvurunun gelmesi, emlak sektöründe ciddi bir canlanma olacağını göstermektedir.

Önümüzdeki dönemde de kademeli bir şekilde daha alt seviyelere çekilmesini beklediğimiz faiz oranlarının, reel sektöre olumlu yansımalarının süreceğini tahmin ediyoruz. Bununla birlikte, MÜSİAD olarak üzerinde yoğun bir çaba sarf ettiğimiz Faizsiz Konut Finansmanı Sistemlerini de kesinlikle göz ardı etmememiz gerektiğine inanıyoruz.

Tüketicinin önceden kararlaştırılmış belirli bir süre mevduat tutması karşılığında, konut kredisi veya diğer gayrimenkul kredilerini alma hakkı elde ettiği bu sistem, konut finansmanında çok önemli bir alternatif niteliği taşıyor. Güvenilir ve istikrarlı bir tasarruf aracı olmasının yanı sıra ulusal tasarruf seviyesini artırma, konut finansmanı için kaynak sağlama, orta ve uzun vadede finansal istikrara katkı, dar gelirliler için uygun konut edinme imkânı gibi faydalar da içermesi bakımından, Faizsiz Konut Finansmanı Sistemini oldukça önemsiyoruz.

“ÜRETİM ODAKLI POLİTİKALARIMIZI ARTIRMALIYIZ”

Türkiye ticareti, dünya ticareti arasında nasıl bir konumda? Yapılan reform paketleriyle nasıl bir yol izliyoruz? Ticaret savaşlarının olduğu dünya ekonomisinde Türkiye olarak nasıl bir profil çiziyoruz?

2008 küresel krizinin ticaret politikalarına olumsuz etkilerinin tamamen aşılamadığına ve bunun bir neticesi olarak; uluslararası ticaretin yeniden düzenlenmesi ve yeni kuralların ortaya çıkışının, küresel sistemi “ticaret savaşları” olarak adlandırılan gerilime sürüklediğine şahit olduk. Bu bağlamda korumacı politikaların arttığı küresel kriz sonrası dönemde, ülkelerin ticarete ne şekilde müdahale ettikleri oldukça hassas bir şekilde takip edilmesi gereken bir meseledir.

Küresel ticaretteki hangi tür uygulamaların ülkemizin ihraç ürünleri üzerinde en fazla kısıtlayıcı etkiye yol açtığını çok iyi tespit etmeliyiz. Küresel ticaret savaşlarının bu derece şiddetlendiği bir ortamda, 2018 yılı genelinde 168,1 milyar dolar ihracat gerçekleştirerek çok önemli bir performans sergileyen Türkiye’nin, bu başarısını sürdürmesi adına, ihraç ürünlerimizin mevcut ve yeni pazarlardaki performansını artırmamız elzemdir. Bu performansın aşılması ve sürdürülebilir bir yapıya kavuşabilmesi için, üretim odaklı politikalarımızı artırarak yola devam etmeliyiz.

“EKONOMONİN YENİ MOTİVASYONA VE ATILIMA İHTİYACI VAR”

Ülke ekonomisini nasıl değerlendiriyorsunuz? Piyasanın beklentileri neler? Yapılan reform paketleriyle Türk ekonomisi tekrar büyüme sürecine geçebilir mi?

Türkiye ekonomisinin yepyeni bir hikâyeye, motivasyona ve atılıma ihtiyacı vardır. Bunun başarılmasını sağlayacak reform sürecinin en önemli ayakları; söylem, politikalar ve bu politikaların uygulamaları olacaktır. Bu bağlamda dengelenme sürecindeki Türkiye ekonomisinin, yeni yönetim sisteminin dinamik yapısı sayesinde, hızlı bir kalkınma sürecine gireceğine inanıyoruz.

2019 ve 2020 yıllarını kapsayan iki yıllık dönemi, kalkınma yolunda oldukça kritik görüyoruz. Açıklanan bir dizi reform paketinin yanı sıra kademeli bir şekilde devam edeceğine inandığımız faiz indirimlerinin de etkisini artırmasıyla birlikte ekonomi yönetimince iç talebi canlandırmaya yönelik alınan bütün önlemlerin, bilhassa yılın son çeyreğinden itibaren ekonomiye olumlu yansıyacağını düşünüyoruz.

“TÜRKİYE’YE YATIRIM YAPANLAR İÇİN ÇALIŞMALARIMIZ VAR”

MÜSİAD Başkanı olarak yakın gelecekte hayata geçirmeye çalıştığınız projeler nelerdir?

MÜSİAD olarak biz, adına tazelenme dediğimiz yeni bir yapılanma içine girdik. 29’uncu yılımızı tamamladık, yeni bir anlayış, yeni bir felsefeyi Türkiye’ye oturttuk. Yeni bir yönetim modeli yaptık, ismine de güneş sistemi dedik. Dünyada ilktir, bunun Türkiye’ye model olacağını düşünüyorum. Yine merkezi bir yapı var, ama daha proje odaklı, felsefesi olan bir çalışma.

Burada iş geliştirme, iş ortamı geliştirme, ana felsefesi altında. Aynı zamanda planlama ve uygulama başlığında, altında meclis ve saha diye ayırdığımız yeni bir yapılanma modeliyle üst kurulların yine içinde olduğu, fakat onlara bağlı olarak da tematik ve yarı tematik, isimler altında, yeni bir anlayışı Türkiye’ye getirdik.

MÜSİAD INVEST diye tabir ettiğimiz bir çalışmamız var. Bunu özellikle yatırımda birleştirici güç yani yurt dışında, Türkiye’ye yatırım yapanlar için bir çalışmamız var. Yine tazelenme süreci ile ilgili olarak, çok ciddi yatırım yapmak için gelenler var, onlarla buluşuyoruz. Hatta onların, Türkiye’deki ikametlerine kadar o alanda çalışıyoruz. MÜSİAD AKADEMİ ile nitelikli iş insanı yetiştirme konusunda çok ciddi çalışma yapıyoruz. MÜSİAD’ın bir sermaye üssü olarak, her yönüyle projelerimizle hem üyesine kazandıracak, geliştirecek hem de ülkesine hizmet edecek, aynı zamanda dünyadaki bu entegrasyonla birlikte gelecek yatırımcıyı da biz yerlileştirme olarak yapıyoruz.