Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın (TCMB) Türkiye’de birçok ükede olmadığı kadar bağımsız olduğunu ve bu bağımsızlıkla ilgili adımları atma konusunda süreci devam ettireceğini söyledi. Reuters’a verdiği söyleşide Albayrak, bankacılık sektörünün Türkiye ekonomisinin en güçlü taraflarından biri olduğunu belirterek, “Bankacılık ve finans sektörü bu yıl da sağlam ve güçlü duruşunu sürdürüyor... Sektörün yabancı para net açık pozisyonu yok. Kârlılık açısından ise akran ülkelere kıyasla olumlu performansını sürdürüyor” diye konuştu.
BANKALARLA SIKI İŞBİRLİĞİ
Albayrak, şöyle konuştu: “Bankacılık sektörünün ne kadar önemli bir sektör olduğunun bilincindeyiz. Gerek bankalarımızla gerekse BDDK ile sıkı bir işbirliği ve koordinasyon içindeyiz. Sonuçta bankalarımız iyi olursa ülke ekonomimiz iyi olur, ülke ekonomimiz iyi olursa bankalarımız da iyi olur. Bankacılık sisteminde bir sorun beklemiyoruz ama olması durumunda da altını çizerek söylüyorum piyasa kuralları içerisinde ve milli bir duruşla her türlü desteği veririz.”Bakan Albayrak, para politikasını belirlemede TCMB’nin gerekli adımları atmakla sorumlu olan kurum olduğuna dikkat çekerek, şöyle konuştu:
TL’ye destek önlemleri
“Son dönemde BDDK’nın swap işlemleri üzerinde almış olduğu bir takım önlemler kurlardaki yukarı yönlü seyri baskıladı. Yine bu yönde TCMB, TL ve döviz likidite yönetimindeki etkinliğin artırılması amacıyla banka bünyesinde döviz karşılığı TL swap piyasasının açılması kararı aldı. Albayrak, “TCMB’nin sıkı para politikasıyla uyumlu hareket etmekteyiz. OVP ile yeni önlemlerimizi de açıklamış olacağız. Bundan sonraki dönemde de para ve maliye politikası uyumunun artarak devam ettiğini göreceksiniz” dedi. Kamu net borç stokunun milli gelire oranının yüzde 28 düzeyinde olduğunu belirten Albayrak, “Gelişmekte olan ekonomilerde yüzde 49, OECD ortalaması ise yüzde 111. Özel sektörde borç stokunun milli gelire oranı ise yüzde 65 ile oldukça düşük. Bu, gelişmekte olan ülkelerde yüzde 95. Hane halkı borcunun milli gelire ortalamasında ise Türkiye yüzde 17 ile, yüzde 36 olan gelişmiş ülkeler ortalaması ve yüzde 59 olan dünya ortalamasının çok gerisinde” dedi.
Tasarruflar artacak
Albayrak, önümüzdeki süreçte kamu harcamalarının azaldığı ve tasarrufların artırıldığı bir dönem olacağının altını çizerek, tüketime dayalı büyüme modelinin olmayacağını söyledi. Albayrak, bütçeye asgari 35 milyar TL katkı sağlanacağını kaydetti.
Enflasyonla topyekûn mücadele gerekiyor
Albayrak, enflasyonu sınırlamak ya da düşürmek için ne tür adımlar atmayı planladıkları sorusuna, şöyle yanıt verdi: “Kısa vadede enflasyonda geçici artışlar olması normaldir. Bununla birlikte, gelinen seviyelerin enflasyonla topyekûn mücadele gerektirdiğini düşünüyoruz. Bu doğrultuda enflasyonla mücadelenin programımızın çok önemli bir bileşenini oluşturduğunu vurgulamalıyım. Maliye politikasında ciddi tasarruf tedbirleri alıyoruz. Güçlü mali politikalarla Merkez Bankası’nı bu alanda destekleyeceğiz.”
Kur üzerindeki baskı azalacak
OVP’de kamu harcamalarında verimliliği artırmayı ve kayda değer tasarruf gerçekleştirmeyi hedefleyen kapsamlı bir paket ortaya koyacaklarını kaydeden Albayrak, “Bu tedbirlerin de desteğiyle cari dengenin hızla iyileştiğini ve kur üzerindeki baskının azaldığını göreceksiniz” dedi.
Halkbank’a ceza beklemiyoruz
Albayrak, ABD Hazinesi’nin Türkiye’ye Halkbank’a yönelik bir ceza bildiriminde bulunup bulunmadığı sorusuna da, “Biz Halkbank’la ilgili bir ceza beklemiyoruz. Zira böyle bir şey ABD’de artık hukuk sisteminin farklı saiklerle hareket ettiğini düşündürür. Eğer hukuki perspektiften bu resme bakıyorsanız Halkbank burada tertemiz bir şekilde bu süreçten çıkacak. Aksi tamamen siyasi bir karar olur” cevabını verdi.
Gümrük Birliği ABD’nin politikalarına cevap olur
İngiltere ziyaretine de dikkat çeken Albayrak, Fransa ve Almanya’dan Türkiye’ye gelen desteğin AB ile ilişkilerde yeni bir döneme vesile olabileceğini söyledi. Albayrak, Avrupa ülkeleriyle temaslardan Türkiye’nin ne gibi kazanımları olduğu sorusuna, Fransa ve Almanya ziyaretlerinin yaklaşık iki yıldır ivme kaybeden Türkiye-AB ilişkilerinde ‘yeni bir dönemin açılmasına vesile olabileceğini’ karşılığını verdi. “Bu anlamda somut bir adım olarak Gümrük Birliği’nin güncellenmesi gündemimizde” diyen Albayrak, Gümrük Birliği’ni genişletmek için çaba harcayacaklarını ve bunun Türkiye ile AB arasındaki ekonomik entegrasyonu ‘bir üst seviyeye’ taşıyacağını ifade eden Albayrak, “Bu tür bir adım, ayrıca ABD yönetiminin devreye soktuğu korumacı politikalara çok güzel bir cevap olur” dedi.
IMF’ye gitme planımız yok
Bakan Albayrak, Türkiye’nin IMF’ye başvurmak gibi bir planının olmadığını, doğrudan yabancı yatırımı çekmeye odaklandıklarını kaydederek, kaynak piyasasının Avrupa ve ABD olmaya devam edeceğini, çeşitlendirme kapsamında Çin’e ihraç gerçekleştirileceğini ifade etti.
Bu kararlar ABD’yi yalnızlaştırır
Albayrak, ABD ile Türkiye arasındaki stratejik ortaklığın devam ettiğini belirterek, iki ülke ilişkilerinin normalleşmesi için üst düzey temasların sürdüğünü söyledi. Albayrak, “Bu kararlar ABD’yi yalnızlaştıracak bir sürecin adımları. Elbette ABD ile stratejik ortaklığımız devam edecek” dedi.
Kurun şirketlere etkisini izliyoruz
Albayrak, kurdaki yükselişin reel sektör üzerindeki etkilerini değerlendirirken, şöyle dedi: “Reel sektörün kısa vadede yabancı para pozisyon fazlasına sahip olduğu görülmekte. Kur kanalından oluşabilecek bilanço etkilerini de dikkatle takip ediyoruz. Firmaların krediye erişimleri ve ihtiyaç halinde kredi yapılandırmalarına ilişkin adımlar atılmakta. Bu adımlar kararlılıkla atılmaya devam edecek.”