Mavi yakalı maaşı, beyaz yakalıyı geçti

Mobilya, Kağıt ve Orman Ürünleri İhracatçıları Birliği Başkanı Özkan anlattı: ''Ciddi anlamda mavi yakalı personel eksikliği yaşanıyor. Ücretler bazı beyaz yakalıları geçti, yakında mavi yakalı transferleri de başlayacak.''

ŞENAY BÜYÜKKÖŞDERE

Avrupa gaz sorunuyla boğuşup, kepenk indirirken, Türkiye'de sanayi sektörü en hareketli dönemini yaşıyor, gelen talepleri karşılamakta zorlanıyor. Çarklar dönerken üretimde şirketlerin en büyük sorunlarından biri ise 'mavi yakalı' personel eksiği. Mobilya, Kağıt ve Orman Ürünleri İhracatçıları Birliği Başkanı Erkan Özkan, "Üniversite mezunu iş gücü bulma konusunda hiç kimse bir sorun yaşamıyor ama mavi yakaya gelince, işler değişiyor. Zaten şu anda rakam olarak da mavi yakada ücretler bazı beyaz yakalıları geçti. Bu dengeler mavi yaka lehine daha da değişebilir. Göreceksiniz anında transferler de başlayacak" diyor.

■ Hareketli bir dönem yaşıyoruz. İhracatçıların şu anda gündeminde ne var?

Mobilya Kağıt ve Orman Ürünleri İhracatçıları Birliği olarak bizim şu anda gündemimizde birden fazla bir proje var. En önemli gündemlerimizin başında fuarlarımız geliyor. Ticari heyetlerimiz söz konusu. Tek koldan değil, dört koldan çalışıyoruz. Dünyanın birçok noktasına ihracat yapıyoruz. Askerlerimiz yani şirketlerimizin ihracat departmanındaki insanlar durmadan koşuşturuyorlar. Biz de birlik olarak onlara nasıl rahatlık sağlayabiliriz onların peşindeyiz. Diğer yandan yurt içinde de birden çok sorunla uğraşıyoruz. Üretim en önemli meselelerimizden biri. Bir de insan kaynağına ulaşmakta çok zorluk çekiyoruz. Meslek liselerini canlandırmamız lazım. Biz bu konuda ciddi alamda çaba sarf ediyoruz ama yeterli olmuyor. Gençlerin bu sektöre girmesi için motive edilmesi lazım, ailelerinin çocuklarını bu meslek liselerine göndermeleri için motive edilmesi lazım ki çocuklarını emanet edebilsinler.

■ Meslek lisesinden mezun olan bir genç, bu sektörde kolay iş bulabilir mi? Mobilya sektörü ne vaat ediyor gençlere?

Biz sektör temsilcileri olarak kendi şirketlerimizde mavi yaka kadar beyaz yaka da çalıştırıyoruz. Ama beyaz yakada hiç sorunumuz yok. Üniversite mezunu iş gücü bulma konusunda hiç kimse bir sorun yaşamıyor. Ama mavi yakaya gelince, işler değişiyor. Hatta durumun ciddiyetini şöyle ifade edeyim, yakın zamanda mavi yaka transferlerini duymaya başlayacaksınız. Önemli transfer ücretleriyle bir şirketten diğer şirketlere geçişler başlayacak. Hani üst düzey beyaz yakaları arayan, transferlerine aracılık eden beyin avcıları vardır, işte onlar artık şirketler için mavi yakalı eleman aramaya başlayacaklar. Zaten şu anda rakam olarak da mavi yakada ücretler bazı beyaz yakalıları geçmiş durumda. Bu dengeler mavi yaka lehine daha da değişebilir. Ve bu anlattıklarım sadece mobilya sektörü için değil, neredeyse tüm sektörler için geçerli.

GENÇLERE EĞİTİM VE İŞ

■ Peki ne yapmalı, sizin bu konuda öneriniz nedir, işgücünü artırabilmek için. Sizin bu konuda girişimleriniz var mı?

Bu sene gene hayata geçirilen güzel bir çıraklık sistemi var. Lise birinci sınıftan sonra öğrencilerin tam zamanlı olarak çıraklık eğitimine geçtiği bir sistem bu. Milli Eğitim Bakanlığı 'biz bu çocukları kazanalım, geleceğimize yatırım yapalım' dedi ve bu gençlerin hem sigortalarını ödemeye hem de ücret olarak asgari ücretin üçte birini ödemeye başladı. Biz dernekler ve sektör temsilcileri olarak hemen küçük bir toplantı yaptık, 'geleceğimizi bu gençler kurtaracak' dedik ve biz de asgari ücretin üçtü birini ödemeye karar verdik.

■ Avrupa'nın gündeminde ciddi bir gaz sıkıntısı var. Bunun mobilya sektörüne yansımaları olur mu, şirket evlilikleri olabilir mi?

Avrupa'da farklı bir kültür var. Daha kış gelmeden birden fazla çözüm için çalışmaya başladılar. Yani belki bir kışı sıkıntılı sıkıntılı geçirecekler ama ben ikinci kışı da sıkıntılı geçireceklerini sanmıyorum. Tabii ki şirket evlilikleri güzel şeyler. Sermayenin gelmesi, Avrupa'daki eğitim, üretim kültüründe bizim almamız keyifli şeyler bunlar ama bu kısacık sürede mobilya sektöründe şirket evliliklerinin olacağını düşünmüyorum. Şu anda bir üretim arayışına girmiş değiller. Olayı kendi içlerinde çözmeye, soruna kökten çözüm üretmeye çalışıyorlar.

İHRACAT HEDEFİNİ %20 AŞACAĞIZ

■ Bu yıl için ihracat hedefi nedir sektörün?

Hedefimiz 7 milyar doları geçmekti, geçiyoruz da. 8.5 milyarla kapatmak istiyoruz. Hedefin yüzde 20 üzerine çıkmış olacağız ama bunun için de üretim lazım. Üretim için de İstanbul'un Avrupa ve Anadolu yakasına birer organize sanayi bölgesi istiyoruz. Eğer bizim bir ihtisas OSB'miz olsaydı paydaşlarımızla da bir arada olabilirdik. Yani eğer orada bir kümelenme varsa bizim ham maddecimizde orada olacak. Bu da İstanbul'a daha az trafik demek, daha az akaryakıt demek, zamandan tasarruf demek. Emin olun biz İstanbul'un 2 ucuna bu OSB'leri yapsak, çok kısa sürede kendini amorti edecektir. Neden bizim alt üreticilerimizin, fasoncularımız, ham maddecilerimiz aynı sitede yer alıp hızlıca her şeyi yapmasın. O sitelerimizin içinde meslek eğitim okulları yer almasın. Bunlar aslında çok zor şeyler değil.

■ 'Kapasite artırabilsek, daha fazla ihracat yaparız' mı diyorsunuz?

İnanın, bir bu kadar daha kapasitemiz olsa yine satış sorunu yaşamayız. Ürettiğimizi rahatlıkla satarız. Üstelik mobilya cari açık vermeyen nadir sektörlerden biri. İthalatımız yok denecek kadar az.

ÇİN KAPANINCA BİZE TALEP BAŞLADI

■ Peki Türkiye'de üretim seçenekleri gündeme geliyor mu?

Üretim konsunda girişimler var. Çin'in kapanmasıyla birlikte zaten böyle bir süreç başlamıştı fakat Amerika'da fiyat yakalamak çok zor. Çin kadar ucuz mal vermemizi bekliyorlar ki bu mümkün değil. Avrupa'da ise Almanya bizim için büyük bi pazar. Onun da yanı başında bir Polonya gerçeği var. Bizim ise gelen talepler için üretim yapabilmemiz lazım. Bunun için de krediye ulaşabilmemiz lazım.

RUSYA'DA DEVASA İTALYAN BOŞLUĞU

■ Peki Rusya- Ukrayna savaşı mobilyacıları etkiledi mi?

Rusya pazarında Avrupa'yla yaşadıkları sıkıntılardan kaynaklanan bir pazar boşluğu var. Rusların bir İtalyan mobilyası düşkünlüğü vardır. Ama artık mobilyalarını oradan almayacaklar. Bu da bize Rusya'da yepyeni bir pazar açıldığı anlamına geliyor. Çünkü bugüne kadar Rusya'nın bizden mobilya ithalatı yok denecek kadar azdı. Bu pazara sahip çıkmalıyız. Orada devasa bir pazar var.