Maske çıktı, makyaj başladı

''Perakende voleybol gibi rakiplere odaklanmıyoruz'' Gratis CEO'su Bülent Gürcan, kişisel bakım sektöründe yaşanan ciddi rekabetten tüketicinin kârlı çıktığına dikkat çekerek, “Uzun süre voleybol oynadım. Perakendeyi de voleybola benzetiyorum. Bizde de amaç rekabetten ziyade müşteriyi kendi sahamıza çekebilmek” diyor.

ŞENAY BÜYÜKKÖŞDERE

Uzun yıllar, rekabetin çok şiddetli olduğu teknoloji perakendeciliğinde yöneticilik yaptıktan sonra, kıran kırana rekabetin yaşandığı bir diğer kategori olan kişisel bakım sektörüne geçerek, Gratis'in CEO'su olan Bülent Gürcan, Türkiye'de çok sağlıklı bir rekabet ortamı bulunduğuna dikkat çekiyor. Uzun süre voleybol oynadığını, perakendeyi de voleybola benzettiğini anlatan Bülent Gürcan, "Voleybolda diğer sporlarda olduğu gibi rakip takımla fiziksel temas olmaz. Bizde de amaç rekabetten ziyade müşteriyi kendi sahamıza çekebilmek" diyor. Gürcan, normalleşmeyle sosyal hayatın başlamasıyla hızlanan kişisel bakım sektöründe büyümenin ilk 9 ayda yüzde 21'i bulduğunu, Gratis'in ise sektörün çok üzerinde büyüdüğünü söyledi.

HİJYEN BİLİNCİ GELİŞTİ

Uzun yıllardır teknoloji perakendeciliğinde çalışıyordunuz. Teknolojiden kozmetiğe geçiş sizin için ne ifade ediyor?

Ben aslında perakendeyi seviyorum. Önümüzdeki yıl bu sektörde 30'uncu yılıma gireceğim ve benim için aslolan perakende. Seni müşteri heyecanlandırıyor. O anlamda baktığınızda çok fazla değişiklik yok. Bir fark olarak, yıllardır kadınların işgücüne katılımları konusunda ciddi çaba sarf eden bir yönetici olarak, Gratis'te bütün mağazalarda kadınların çalışması beni çok heyecanlandırıyor.

Pandeminin etkilerini en yoğun yaşayan sektörlerden biri de perakende. Sektör oyuncuları çok hızlı iniş çıkışlar yaşadı. Sizde durum nasıl gelişti?

Pandemi dönemi tüm perakende sektörünü olumsuz etkiledi. Tabii mağazaların kapalı olduğu süreçte online kanal da imdadımıza yetişti. Müşteriler bu dönemde online taraftan ihtiyaçlarını karşılamaya devam ettiler. Mağazalar açıldığında ise çok yoğun bir ilgi oldu tüketici tarafından. Ancak biz diğer kategoriler gibi çok keskin geçişler yaşamadık. Çünkü kişisel bakım her zaman çok önemli. Pandemi sonrasında hayatımıza temizlik ve hijyen daha çok girdi. Bilinç arttı.

Kriz dönemlerinde dahi kadınların renkli kozmetikten vazgeçmediği söylenir. Pandemide, maskeli dönemde de bu alışkanlık devam etti mi?

Sadece renkli kozmetik değil, kişinin kendini iyi hissetmesi için başka bakım ürünleri de tercih edildi. İnsanlar zor dönemlerinde dahi kendilerine hoşluklar yaptık istiyor. Pandemide rujda daha kalıcı, bulaşmayan ürünler, ojede kalıcı ojeler daha fazla rağbet görmeye başladı.

MASKEYE RAĞMEN KOZMETİK BÜYÜDÜ

Peki sosyal hayat başlayıp, maskeler gevşediğinde renkli kozmetikte bir artış yaşandı mı?

Evet renkli kozmetikte kayda değer bir artış gerçekleşti. Maske takıldığı dönemde de kadınların kendilerini iyi hissetmek amacıyla bu alışverişlerine devam ettiğini gözlemledik ama tabii ki sosyal hayatın artmasıyla birlikte bu ürünlerin kullanım frekansı arttı. Geçen sene benzer dönemde yüzde 17 oranında büyüyen sektör, bu sene yüzde 21 arttı. Bunun da önemli bir kısmı renkli kozmetikten geldi. Biz de bu dönemde pazarın bir hayli üzerinde büyüme kaydettik diyebilirim.

Makyaj, saç ve tırnak bakımı gibi hizmetlerin verildiği Beuty mağazalarımızın sayısı 30'a çıktı. Şu anda 200 civarı sertifikalı ve eğitimli estetisyen arkadaşımız buralarda görev yapıyor. Önümüzdeki yıl da burada büyümeye devam edeceğiz.

KAZANAN MÜŞTERİ OLUYOR

Kişisel bakım zincirleri arasında oldukça yoğun bir rekabet var. Bazen öyle indirimler yapılıyor ki, tüketici karsız sattığınızı bile düşünebiliyor. Kardan feragat ediyor musunuz?

Türkiye'de çok sağlıklı bir rekabet ortamı var. Bu rekabet tüm firmaların kendisine çeki düzen vermesi ve müşteriye daha iyi hizmet vermesi için yollar araştırmasına sebep oluyor. Tüm sektörlere kalite geliyor. Kazanan müşteri oluyor. Ben uzun yıllar voleybol oynadım. ve perakendeyi voleybola çok benzetiyorum. Voleybolda herkes kendi sahasında en iyi işi yapmaya çalışır. Diğer sporlarda olduğu gibi rakip takımla fiziksel temas olmaz. Herkes kendi sahasında en iyi sonucu elde edip, topu bir an önce karşı sahaya atmaya çalışır. Bizde de amaç rekabetten ziyade müşteriyi kendi sahamıza çekebilmek. Tabii ki bunun için kampanyalarda fedakarlıklar yapmak gerekiyor. Tabii tedarikçi firmalar da destek veriyorlar.

FİYAT HASSASİYETİ ARTTI

Son dönemde tüketicide fiyat hassasiyetinin arttığını gözlemliyor musunuz?

Biz ihtiyaç ürünleri sattığımız için tüketiciler alıştıkları markaları almaya devam ediyor. Ama private label'daki büyümemiz de yüzde 57'ye gelmiş. Bu da fiyat hassasiyetinin arttığı anlamına gelir. Fakat kişisel bakım ürünlerini kimse ucuz diye almaz, kaliteli de olmak zorunda.

Yılın son iki ayından beklentiniz nasıl?

Kasım, aralık bizim için çok önemli. Kasım kampanyalar ayı haline dönüştü. Aralık da öyle olacak. Biz de buna hazırlandık. Sürekli kampanya yapan bir markayız ve yılı yine pazarın üzerinde bir büyümeyle kapatacağız.

YANILTICI İNDİRİMLERİN BİTMESİNİ BİZ DE İSTERİZ

Perakende yasasıyla birlikte piyasadaki indirimlere bir düzenleme geleceği de belirtiliyor...

Regülasyon ne emrediyorsa biz de buna uyacağız elbette. Bütün pazar bu şekilde gelişecekse biz de buna uygun davranmak durumundayız. Burada Gratis'in kesinlikle yapmadığı yanıltıcı indirimlere dikkat çekmek gerekiyor. Ürünün fiyatını yükseltip, sonra indirmiş gibi yapmak gibi hareketlere de engel olması için de düzenlemeler yapılması gündeme gelebilir. Ki biz bunu son derece yerinde buluyoruz. Zaten tüketici de bunun farkında. Ve çok bilinçli. Dolayısıyla bizim güvenilir tüccar olmamız gerekiyor. Bunun için biz de perakende yasasını bekliyoruz. Diğer taraftan ürünlerin uygun fiyatlarla tüketiciyle buluşturulması herkesin lehine.