Kolonya, dezenfektan tamam... Korona günlerinde ihracata devam!

Tokalaşmanın rafa kalktığı, insanların birbirine 1 metreden fazla yaklaşmadığı bugünlerde sınır ötesi ticaret mümkün mü... TİM Başkanı Gülle ‘mümkün' diyor ve ekliyor: Telekonferanslarla, sanal fuarlarla ihracat kendine yeni yol bulacak. Hedeflerde sapma yok.

ŞENAY BÜYÜKKÖŞDERE

Ülkelerin de insanların da içe kapandığı bir dönemden geçiyoruz. Peki markete gitmenin bile lüks sayıldığı, tokalaşmanın rafa kalktığı, insanların birbirine 1 metreden fazla yaklaşmadığı ‘sosyal mesafe’ günlerinde sınır ötesi ticaret yapmak mümkün mü… Sene başında açıklanan 190 milyar dolarlık ihracat hedefi korona’yla birlikte hayal mi oldu… Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkanı İsmail Gülle’ye sordum. Gülle önce masasında duran kolonya ve dezenfektandan ikram etti. Sonra da korona günlerinde ihracatı anlattı: Görüşmelerimize devam ediyoruz ama tokalaşmıyoruz. Yurtdışı seyahatlerimizi durdurduk. Organizasyonlar iptal. Telekonferanslarla, sanal fuarlarla ihracat kendine yeni bir yol bulacak.

İsmail Gülle, röportaj öncesi kolonya ikram etti.

TEMASSIZ İHRACAT

Dünya oldukça zor bir dönemden geçiyor. İhracatçılar nasıl geçiriyor bu süreci?

Korona ilk çıktığında, bu olayın ihracatımıza fırsatlar getireceğini öngörmüştük. Erken alınan önlemlerle bu süreci bugüne kadar başarıyla getirdik. Ocak ve şubatı ihracatta cumhuriyet tarihi rekorlarıyla tamamladık. Marta da çok iyi başladık. Tedarik sistemi aksamadan devam ediyordu. Ancak sonra Irak’ta ve İran’da önlemler nedeniyle bir yoğunlaşma oldu. Şoförlerimiz, ihracatçımız zarar görmesin diye hemen bir kriz masası oluşturduk. Tırların bırakıldığı bir tampon bölge ve Iraklı şoförlerin malı boşaltıp hijyenle tekrar içeri dönüldüğü bir sistem oluşturuldu. Aslında hiçbir ülkenin aklına gelmeyen temazsız ihracat hayata geçirmiş olduk.

Peki şimdiye kadar bir aksama var mı?

Uluslararası bir kriz yaşanıyor. Bizim üretimimizde kesinti yok. Ama bizde kensinti olmaması, karşı taraftaki durumu çözmüyor. Bazı sektörlerin yoğun olarak etkilendiğini de görüyoruz. Birçok ülkede alınan dışarı çıkmama ve alışveriş yerlerinin kapatılması kararı ihracatımızı etkileyecektir. Hazırgiyimde bu etkiler tüketim alışkanlıklarına bağlı olarak görülüyor. En büyük ihracatını Çin’e yapan maden sektörümüzde de sorun var. Biz bugüne kadar çok çeşitli finans krizleri gördük. Ve bu krizleri hep fırsata çevirdik. Ama bu olağanüstü durum. Süreci en az etkiyle atlatacak şekilde çalışıyoruz.

3 OLASI SENARYO VAR

Bundan sonrasına dair tahminler nasıl?

3 farklı senaryo var. İyimser senaryoya göre bu virüs 2 aylık zamanda kontrol altına alınacak. Çin de yavaş yavaş maskeleri çıkarmaya ve üretim kapasitesini devreye alamaya başlayacak. Ve bu süreçte yaşananların etkisiyle dünya ticareti yüzde 1 civarında küçük bir kayıpla olayı atlatacak. İkinci senaryoda orta vadeli bir çözüm öngörülüyor. Ve ekonomideki daralmanın yüzde 2’yi aşabilceceği hesaplanıyor. Kötü senaryoda ise bir küresel resesyon var.

Bu ‘evde kalma’ süreci uzarsa ihracat nasıl etkilenecek?

Bu çok sürdürülebilir bir durum gibi görünmüyor Ama böyle devam ederse de biz de oyunun şartları ne gerektiriyorsa, uyum sağlarız. E-ticaret artık ticaretin önemli bir parçası. Biz de gerekli alt yapıya sahibiz.

2020’yi tamamlayalım, 2021 cumhuriyetin 100. yıl hedeflerinin bile yukarı doğru revize edildiği güzel bir yıl olacak diye düşünüyorum. 

KAYIP TELAFİ EDİLİR, HEDEFLER SAPMAZ

2020 için ihracatta iddialı hedefler belirlenmişti. Türkiye’nin 190 milyar dolarlık ihracat hedefinde sapma olur mu?

Şu ana kadar revizelik bir durum görmüyoruz. Genel olarak dünya bu sorunun 4. ayda çözüleceğine inanıyor. Birkaç haftalık kayıp da bizim ihracat hedeflerimizi etkilemez. Ondan sonraki süreçte bu açıkları kapatabiliriz. Yeter ki dünya normalleşsin, insanlar evlerinden çıksın, hayat başlasın. Şu mart ve nisan ayını yönetelibilelim, biz ihracatçılar olarak yine bu ülkenin yüzünü güldürecek rekorlar üretmeye devam edeceğiz.

TÜRKİYE GÜVENLİ LİMAN OLDU

Bu virüsün dünya ticaretinde nasıl bir değişim yaratmasını bekliyorsunuz?

Üretim ve tedarik mantığının çok değişeceği bir süreçteyiz. Dünya Çin’in tek tedarikçi olmasının ne kadar büyük risk taşıdığını gördü. Her ne kadar büyük bir üretim gücüne sahip olsa da Çin neredeyse her 5 yılda bir çeşitli salgın hastalıkların merkezi olarak karşımıza çıkıyor. Kovid 19’la birlikte, dünya firmaları tek tedarik kaynağıyla çalışınca birden bire hammaddesiz, ara malsız kalabileceği gerçeğiyle yüzleşti. Burada biz Türkiye’nin iyi bir kirz yönetimiyle güvenli bir liman olduğunu ve her şart altında tedarik zinciri içerisindeki görevini yapabildiğini gösterdik. Bir çok sektörde Çin’den sonra en büyük ikinci tedarikçiyiz.

İHRACAT KENDİNE YENİ BİR YOL BULACAK

İhracatçılarda panik var mı, ‘ne yapacağız’ diye?

Telefonlarım sürekli çalıyor. A firması ‘malımı yükleyecektim, bekletiyorlar’ diyor. Öbürü ‘sınırda sıkıntı var’ diyor. Biz de ihracatçıyız. Bunları ben de yaşıyorum. Bu süreç sakin kalarak iyi yönetilmeli. Ne kadar aklıselim içinde karar alırsak o kadrar karlı çıkarız.

İHRACATÇIYA, ‘YURTDIŞINA ÇIKMA’ DEMEK DE ZOR...

Yurtdışına çıkmadan da işleri götürüyoruz. Teknolojiyi daha etkin kullanıyoruz. Çok güzel telekonferans sistemleri var. Ürününü karşı tarafa gösterebileceğin, fabrikanı gezdirebileceğin teknolojiler var. Sanal fuarlar hızlanıyor. İhracat kendine yeni bir yol bulacaktır.