1
SELİM KARAHAN
Seçim sathındaki Türkiye'de son günlerin en popüler başlığı yine ekonomi oldu. Türkiye’nin son 30 yılına bakıldığında tek başına iktidar dönemleri, ülke açısından 'zenginlik dönemi' olarak görünüyor. ‘Zenginleştik mi’ sorusunun cevabı içinse Türkiye’nin dünya pastasından aldığı paya bakmak gerekiyor.
Payımız 12 yılda katlandı
Dünya Bankası verilerine göre 2002 sonunda dünya ekonomisinin büyüklüğü (toplam gelirler) 34.3 trilyon dolar, Türk ekonomisinin büyüklüğü ise 232.5 milyar dolar seviyesindeydi. Bu süre içinde Türkiye’nin pastadan aldığı pay yüzde 0.67’ydi.
232 MİLYARDAN 800 MİLYARA
AK Parti iktidarıyla geçen 12 yıl; yani 2014 sonu itibarıyla dünya ekonomisinin büyüklüğü 22 trilyon dolardan 77.8 trilyon dolara çıktı. Bu sürede Türkiye'de rakam ise 232 milyardan 799.5 milyar dolara fırladı.
DÜNYADAN HIZLI BÜYÜDÜK
Söz konusu sürede, küresel ekonomik büyüklük yüzde 126,6 artarken, Türkiye ekonomisinin yıllık bazdaki artışı yüzde 244’ü buldu. Özetle, Türkiye’nin dünya ekonomilerinden aldığı pay 2014 sonunda yüzde 1.02’ye çıktı. Diğer bir deyişle Türkiye, diğer ülkelere göre gelirini daha hızlı artırıp, zenginleşti. Koalisyonlarla geçen önceki 12 yılda ise farklı bir tablo karşımıza çıkıyor. 1990’da dünya ekonomisi 22.5 trilyon dolar, Türkiye ekonomisi ise 150.7 milyar dolar seviyesindeydi. Türkiye’nin payı bu rakamlara göre 1990’da da 2002’de olduğu gibi yüzde 0,67’lerde seyretti. Yani hem politik hem de siyasi anlamda iniş çıkışlarla geçen 1990-2002 yılları arası, Türkiye için kelimenin tam anlamıyla ‘kayıp yıllar’ olarak tarihe geçti.
1991-2002 arası: 12 yıllık kayıp dönem!
1984 -1990 arasına bakıldığında tek başına iktidarlarla Türkiye’nin zenginleşmesinin bir anlamda gelenek olduğu anlaşılıyor. Anavatan Partisi (ANAP) döneminde serbest pazara geçişi hızlandıran önemli reformlar hayata geçti. Bu süreçte ülkeye önemli bir sermaye girişi gerçekleşti, hızlı büyüme yakalandı. 1984'te Türkiye’nin dünyadan aldığı pay yüzde 0,47'yken bu oran altı yıldayüzde 0,67’ye çıktı. Fakat 1990’dan 2002’ye kadar geçen koalisyonlar döneminde Türkiye, dünya ekonomisinden aldığı bu 0.67’de takıldı kaldı. 1990-2002 arasını kapsayan bu 12 yıl, ‘kayıp yıllar’ olarak hafızalara kazındı.