Ankara Üniversitesi Su Ürünleri Araştırma ve Uygulama Merkezi (ASAUM) Müdürü Prof. Dr. Hasan Hüseyin Atar, yerli balık tüketilmesi çağrısında bulunarak, "Hamsi, istavrit ve sardalya Omega-3 açısından çok zengindir. Kilogramı 80-85 liraya satılan ithal ve kültür balığı somon yerine hamsi gibi yerli balıklarımızı tüketelim." dedi.
Prof. Dr. Atar, beslenmede balığın önemini anlattı.
İnsan vücudunun, vitaminler, mineraller ve omega yağ asitleri gibi besin maddelerine ihtiyaç duyduğunu ve bu maddelerin tamamına yakınını sağlayabilen yegane besin kaynağının balık olduğunu belirten Atar, "Vücudun solunum ve sindirim gibi yaşamsal faaliyetlerinin devamlılığını sağlayan balık, bağışıklık sistemini destekleyen ve göz sağlığını koruyan A vitamini, kalsiyumun kemiklere yerleşmesini sağlayan D vitamini ile kanın pıhtılaşmasında görevli K vitamini de içeriyor. Balık bu vitaminlere ek olarak B grubu vitaminleri yönünden de zengin. Ayrıca iyot, selenyum, magnezyum, fosfor ve çinko mineralleri açısından iyi bir kaynak olarak biliniyor." diye konuştu.
Atar, balığın yüksek kaliteli protein kaynağı olduğuna dikkati çekerek, şöyle devam etti:
"Balık, tam bir kalp dostudur. Beyin ve gözlerin gelişimi için gerekli Omega-3 yağ asitleri de balıklarda yüksektir. Balık tüketimi yaşlılıkta beyin fonksiyonlarındaki azalmayı önler. İnsan ömrünün uzamasıyla birlikte çağın hastalığı olarak gittikçe daha sık görülen alzaymıra karşı haftada iki kez balık tüketmek büyük önem taşır. Balık, depresyonun önlenmesi ve tedavi edilmesine yardımcı olabilir ve bizi daha mutlu yapar. Balık tüketimi, otoimmün hastalık risklerini, kanser riskini azaltır. Balık yiyen çocukların zeka puanlarında artış meydana geldiği ve öğrenme kabiliyetlerinin arttığı görülür."
"Kişi başı tüketim 5-6 kilogramın üstüne çıkmıyor"
Balığın tüm bu faydalarına rağmen kişi başına tüketiminin yıllık 5-6 kilogramın üzerine çıkmadığını vurgulayan Prof. Dr. Atar, tüketim alışkanlığı yaratmak için balığın beslenmedeki öneminin vurgulanması gerektiğini anlattı.
Hasan Hüseyin Atar, kültür balıklarının tüketilmemesi gerektiği ve yemlerinin uygun olmadığı algısının gerçeği yansıtmadığını ifade ederek, "Kültür balıkları üretiminde Avrupa ülkeleri içinde genel olarak ikinci sıradayız ve ürettiğimiz balıklardan çipura, levrek ve alabalığın büyük bir kısmını Avrupa Birliği ülkelerine ihraç etmekteyiz. Eğer balıklarımız sağlıksız olsaydı, ihraç edemezdik. Uzun yıllardır ihraç ettiğimiz yegane hayvansal ürün balıktır." değerlendirmesinde bulundu.
Suları soğuk kuzey denizlerinin balıklarının tüketilmesi gerektiği yönündeki önerileri de eleştiren Atar, şunları kaydetti:
"Burada dikkat edilmesi gereken konu, soğuk denizlerin dünyanın en fazla petrol üretiminin yapıldığı yerler arasında yer alması ve buralarda petrol kirliliğinin bulunması. Ayrıca, buradaki balıklar yapay yemle besleniyor. Yine yanlış bir algı, Omega-3 miktarının bu balıklarda yüksek olduğudur. Gerçekte hamsi, istavrit ve sardalya Omega-3 açısından çok zengindir. Dolayısıyla kilogramı 80-85 liraya satılan ithal ve kültür balığı somon yerine, hamsi gibi yerli balıklarımızı tüketelim."
(AA)