Kılıçdaroğlu'nun lafları 'Şeker' gibi yalan

Bol keseden atan CHP lideri, ‘sosyal özelleştirme’ yaklaşımıyla sözleşmelere hem üreticiyi hem de çalışanı koruyan hükümler koyulmasına rağmen şeker fabrikalarının satışında da yalana sarıldı. Her yalanı yüzüne vurulan Kılıçdaroğlu, toplumsal huzursuzluk çıkararak terör örgütlerinin ekmeğine yağ sürme peşinde.

YALAN: Özelleştirmeyle şeker üretimi düşecek ve üreticiler mağdur olacak

GERÇEK: Şeker fabrikalarının özelleştirilmesinde üretici koruyan hükümler de özenle hazırlandı. Fabrikalar özelleştikten sonra 5 yıl boyunca Türkşeker’in yaptığı bütün kota anlaşmaları geçerli olacak. Fabrikada üretimin devamlılığını zorunlu kılacak özel hükümler getirildi. Kota dahilinde üretim yapılması garanti altına alınıyor.

GELİR KAYDEDİLECEK

Bunun altında üretim yapılırsa baştan verilen teminat gelir kaydedilecek. Kotadan düşük üretim yaparak kullanmadığı kota hakkı hiçbir işleme gerek kalmaksızın tekrar Türkşeker’e geçecek.  Yani üretimi düşürmek 'mantıksız' olacak. 

YALAN: Şeker fabrikaları özelleştirme sonrasında şirketlerce kapatılacak. 

GERÇEK: Özelleştirme İdaresi Başkanlığı (ÖİB), 20 Şubat’ta 14 şeker fabrikasının satışı için ihale duyurusu yaptı. Cuma günü Bor ve Kırşehir Şeker Fabrikası için ihaleler gerçekleştirildi. CHP’lilerin ihale salonunu basarak engellemeye çalıştığı ihalede fiyatlar başlangıç fiyatının iki katı üzerinde oluştu.

KAPATMAK İÇİN İHALE Mİ ALINIR?

Bor Şeker Fabrikası’nın ihalesinde en yüksek teklifi 336 milyon TL ile Doğuş Yiyecek İçecek verdi. Kırşehir fabrikası içinse 330 milyon TL ile en yüksek teklif Tutgu Gıda’dan geldi. 'İhaleyi kazanan bu firmalar fabrikaları kapatmak için mi milyonlarca lira verecek' sorusu akla geliyor. Ayrıca bu firmalar yeni yatırımlar yaparak hem üretimi artıracak hem de ek istihdam yaratacak. Dolayısıyla söz konusu özelleştirmelerin ekonomiye bir çok açıdan katkıda bulunması bekleniyor. 

YALAN: Şeker fabrikalarının özelleştirilmesiyle çalışanlar zarar görecek...

GERÇEK: Çalışan ve üreticinin zarar göreceği yalanının yanıtı ise ihalelerden günler önce birçok kez hükümet yetkilileri tarafından kamuoyuyla paylaşıldı. Meclis’te milletvekillerinin şeker fabrikalarının özelleştirilmesiyle ilgili sorularına şu yanıtı vermişti: “Günlerce, aylarca dinleye dinleye, bütün tarafların ihtiyaçlarını karşılayacak, herkesin beklentilerine uygun özelleştirme modeli ürettik. ‘ Anahtarı bize verin gerisine karışmayın’önerileri geldi. Şeker fabrikaları 80 milyonun malı. Böyle bir yaklaşım doğru değil.”

ÇALIŞAN HAKLARI İÇİN ÖZEL HÜKÜM

Şeker fabrikalarında çalışanların haklarının korunması için özel hükümler getirildi. Memurlar diledikleri takdirde Türkşeker’e ait diğer fabrikalarda çalışacak. İsterlerse özlük hakları da ödenerek diğer kamu kurum ve kuruluşlarında istihdam edilebilecek. Daimi ve geçici işçilerle ilgili de koruyucu hükümler getirdik. Emeklilik hakkını elde etmemişse Türkşeker’in diğer fabrikalarında çalışabilecek. Bunları da seçmeyip yeni yatırımcıyla çalışmak isteyen işçilere, emekli olana kadar istedikleri zaman tekrar kamuya gelme hakkı verildi. 

BALIKESİR SEKA ATAĞA KALKIYOR

 YALAN: Balıkesir SEKA özelleştikten sonra kapandı. 

GERÇEK: Kılıçdaroğlu, şeker fabrikalarının özelleştirilmesine karşı çıkarken büyük bir gafa imza atıp Balıkesir SEKA’nın özelleştikten sonra kapandığını iddia etmişti. Ancak Albayrak Grubu bünyesine katıldıktan sonra SEKA’ya tam 900 milyon lira yatırım yapıldı. SEKA kağıt fabrikası şimdi yıllık 450 milyon dolarlık üretime hazırlanıyor. Tesis tüm birimleriyle faaliyete geçtiğinde Türkiye’nin en modern ve önemli kağıt üreticilerinden biri olacak. Fabrikada ilk kağıt üretimi 2018 yılının son çeyreğinde başlayacak. Fabrikanın üretime geç başlamasında da CHP’nin parmağı bulunuyor. Balıkesir CHP örgütü tarafından özelleştirme sonrası dava süreci başlatılmış ve üretim geciktirilmişti. Fabrikada çalışan 500 kişi var. Bittiğinde fabrikanın yan sanayii tedarikcisiyle birlikte çalışan sayısı da 2 bin olacak.

İLK GAYRİMENKULU KENDİSİ SATMIŞTI

YALAN: SGK gayrimenkul satıyor, batıyor… 

GERÇEK: Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Julide Sarıeroğlu,  bu iddia ile ilgili olarak şu açıklamayı yapmıştı: “Çok ilginçtir, ‘SGK gayrimenkul satıyor, batıyor’ diyenlerin geçmişine baktığımız zaman SGK’de ilk gayrimenkulü satan Kemal Kılıçdaroğlu. Yani gayrimenkul satışı onun döneminde başlamış, belgesi var ve yönetim kurulu üyelerinin şerhine rağmen. O günden bu yana bu rutindir. Elimizde çok fazla gayrimenkul var, çok fazla arsa, binalar söz konusu. Sosyal Güvenlik Kurumumuzun 81 milyon vatandaşımızın tamamına en iyi şekilde hizmet etme konusunda, gelecek planlarını da güçlü şekilde yapmasına imkan veren, diğer taraftan tüm kesimlerin beklenti, ihtiyaç ve talepleri konusunda da yine bunlara cevap verilebilecek nitelikte şu anda sürdürülebilir, planlamalarımızı yapabileceğimiz iyi bir yapısı söz konusu. Bununla ilgili ortaya atılanların hepsinin altı boş, spekülasyondan ibarettir.”