ŞENAY BÜYÜKKÖŞDERE
Nihat Özdemir, 17-25 Aralık’ta hedefteki isimlerden biriydi. 15 Temmuz kanlı darbe girişimi sonrasında el altında dolaşan infaz listelerinde yine onun adı var. 3. Havalimanı, Yusufeli Barajı, Ankara Yüksek Hızlı Tren Garı gibi dev projeleri hayata geçiren Limak’ın patronu Nihat Özdemir, “250 şehidimiz var. Benim canım onlardan kıymetli değil. Cumhurbaşkanımızın dediği gibi ‘bizim kefenimiz’ hazır" diyor. Ve ekliyor: Bir can borcum var, o da Allah’a. Allah onu alıncaya kadar çalışmaya, yatırıma devam. Ama asıl konu bu değil. Biz niye bu listelerdeyiz, onu düşünmek lazım. Türkiye bu projeleri yapsın istemiyorlar!”
Neredeydiniz 15 Temmuz’da, nasıl aldınız haberi?
Ben 15 Temmuz’da İskoçya Edinburg’daydım. Enerji yatırımları yaptığımız Koreli firmayla Çek Cumhuriyeti’nin Skoda firmasının bir daveti vardı. Hem bu davete katılıp, hem ‘beraber bir şeyler yapabilir miyiz’ diye konuşacaktık. Çünkü onlar bizim enerji yatırımlarımızla çok ilgililer. Cuma günü oranın saatiyle 20.30’da yemeğe indim. İstanbul’dan yakın bir arkadaşımdan telefon geldi. ‘Neredesin, köprüler kapatılmış, bilgin var mı’ dedi. Nedir ne değildir diye ilgilenmeye başladık. Bu arada masadaki yabancılar da hemen telefonlarından olayı takip etmeye başladılar. Olayları adım adım izledik. Yemek 10.30-11.00 gibi bitti, odama çekildim. İnternetten Türk televizyonlarını açıp, oradan izlemeye devam ettim. Vahim olaylara şahit olduk. Allah bir daha bunları Türk milletine yaşatmasın.
KORELİLERİN GÖZLERİ BÜYÜDÜ
Akşamdan sabaha yatırım planları değişti mi peki?
Sabah kahvaltıya indik, aynı soruyu orada sordular, ‘Yatırım için düşündünüz mü, devam edecek misiniz’ diye, ‘Tabii ki devam edeceğiz. Biz Türkiye’ye, Türkiye’nin geleceğine güveniyoruz. Evet kötü bir olay yaşandı ama biz bu olayı atlattık. Türkiye çok kısa bir süre içinde normale dönecektir’ dedim. İnanın o anda Korelilerin ve Çeklilerin gözlerinin büyüdüğünü gördüm. Çünkü o anda aslında henüz Türkiye’de tablo tam netleşmemişti.
17-25 Aralık'ta hedefteki isimlerden biriydiniz. Ne kadar doğru bilmiyoruz ama 15 Temmuz sonrası bazı listeler dolaşmaya başladı. Ve yine siz varsınız. Ne istiyorlar sizden?
Evet 25 Aralık listesinde de ben ve ortağım vardık. Aslında o da bir darbe girişimiydi. Yalnız o askeri yolla değil, yargı yoluyla yapılacak bir darbeydi. Ama 15 Temmuz’un bir başka versiyonuydu. O zaman, Başbakanımızın yani şimdiki Cumhurbaşkanımızın dik duruşu ve verdiği mücadele sayesinde bunu atlattık. O zaman 41 kişilik bir liste vardı. O 41 kişiye baktım. Türkiye’de çok büyük yatırımlara imza atan, dev yatırımlara devam eden insanların olduğu bir listeydi. Yani aslında çok bilinçli seçilmiş bir listeydi. O listeyi gördüğümde inandım ki aslında Türkiye’de bu yatırımlar yapılmasın isteniyor. Asıl niyet bu yatırımların önünü kesmek. Ve bugün geldik 15 Temmuz’a. Yine listeler yayınlanıyor. Yine benim ismim var.
BİR ALLAH’A CAN BORCUMUZ VAR
İnfaz listesinde adınız geçiyor. Korkmuyor musunuz?
O gün bu işlerden etkilendiğim gibi bugün de etkilenmiyorum. Geçen hafta Güneydoğu’daydım. Dün Trabzon, Artvin ve Erzurum’u dolaştım. Orada dünyanın en büyük 3’üncü barajını yapıyoruz. Yusufeli Barajı’nı 2018’e nasıl yetiştiririz diye toplantılar yaptık. İnanın ne yurtiçi ne yurtdışı gezilerimde hiç umurumda değil bu listeler. 250 tane vatandaşımızı kaybettik, Erol Olçak’ı, İlhan Varank’ı kaybettik. Benim canım daha mı kıymetli. Onların arasında ben de olabilirdim. Bugün de olabilirim. Biz çalışmaya devam ediyoruz. Bizim bir tek borcumuz var, o da Allah’a can borcumuz. . Sayın cumhurbaşkanımızın 'Kefenimiz hazır' dediği gibi bizim de kefenimiz her zaman hazır. Biz mukadderata inanıyorsak, ona da hazırız. Ama bu listeye bizi niye koyduklarını düşünmek, iyi analiz etmek lazım. Samimi olarak söylüyorum, bu konu işimi de çalışma tempomu da hiç etkilemedi. Öyle ilave güvenlikler de almadık. Ben işime bakıyorum. Ne zamana kadar… Allah benim canımı alana kadar…
Almanya, Fransa zorlanıyor biz çok kolay yapıyoruz
'Türkiye’nin bu projeleri yapmasını istemiyorlar’ dediniz. Neden?
Körfez Köprüsü’nü açtık. İzmir’e kadar uzanacak bu proje dünya ölçeğinde de en büyük işlerden biri. 3. Boğaz Köprüsü’nü 26 Ağustos’ta açıyoruz. Marmaray’la Asya ve Avrupa’yı demiryoluyla bağlamıştık, şimdi Tüpgeçit’le bağlıyoruz. Devletin kasasından 1 lira çıkmadan dünyanın en büyük havalimanını yapıyoruz. Kısa süre içinde Kanal İstanbul başlayacak. Panama Kanalı, Süveyş Kanalı’nın büyüklüğü Kanal İstanbul’un yanında bir nokta kadar. Dünyada hiçbir ülkede böyle projeler yok. Türkiye bunların bir, ikisine değil, 7-8’ine birden başladı. Onun için Türkiye büyük bir ülke. Almanya, Fransa ekonomisi bu projeleri yapmakta zorlanıyor. Biz çok kolay yapıyoruz. Herkes bizi kıskanıyor. Büyüyen Türkiye’ye çelme takmaya çalışıyor.
Bardağın dolu tarafına bakmak zorundayız
Yabancı yatırımcılara Türkiye’yi anlatırken zorlanıyor musunuz, anlayabiliyorlar mı olanları?
Burada yatırımı olan yabancılar benden iyi analiz ediyorlar Türkiye’yi. Ama bir de önyargılı yabancılar var. Sağlam duruşumuzla onların bakışını da değiştireceğiz. Biz işadamı olarak her zaman bardağın dolu tarafına bakmalıyız.
Tüp Geçit’e de 'kanal'a da bakacağız
Kanal İstanbul ilgi alanınıza giriyor mu?
Bizim proje değerlendirme grubumuz var. Eğer fizibıl görürsek değerlendirir ve ihaleye gireriz. İlgileneceğiz, kararı öyle vereceğiz. Tüp Geçit keza öyle. Tabii bunlar çok önemli projeler ve bunları yapınca dünyada açılmayacak kapı yok.
Turizm sektörüne dair beklentileriniz nasıl? Kayıplar telafi edilir mi?
20015’te rekor bir yıl geçirdik. 33 milyon insan Türkiye’ye geldi. Bu yılı Rusya sorunu ve terör olayları nedeniye ne yazık ki sektör için kayıp yıl olarak görüyorum. 2017’de kayıplarımızı telafi edecek bir yıl geçirmeyi umuyoruz.
3. Havalimanı'nda çalışan sayısı 25 bine çıkacak
En çok merak edilen proje 3. Havalimanı. Nasıl gidiyor?
Hiçbir problem yok. Bu yatırımlarda en önemli konu finansman. Finansmanda sorun yaşamıyoruz. 3. Havalimanı şu anda tempo açısından, iş hacmi açısından dünyanın en büyük şantiyesi. Günde 1 milyon metreküpün üzerinde kazı, 750 bin metreküp dolgu yapıyoruz. 5 bin metreküp beton döküyoruz. Kısa süre içinde çalışan sayımız 17 binden 25 binlere ulaşacak. Programımızı projeyi 18 Şubat 2018’e yetiştirecek şekilde yaptık.
GSMH 17-18 bin dolar olacaktı
Eğer bu süreçler yaşanmasaydı Türkiye’de ekonomik tablo nasıl değişirdi?
2013’e kadar Türkiye ekonomisi 29 çeyrek büyüdü. Zaten Gezi olayları da 17-25 Aralık da bunun için oldu.Bunlar olmasaydı bugün gayrisafi milli hasılada fert başına 17 -18 bin dolar seviyesinde olacaktık. Buna rağmen Türkiye ekonomisi geçen yıl yüzde 4.5 büyüdü. Bizi bıraktıkları zaman her yıl yüzde 5-6 büyümeyi yakalayabiliriz.
En zor kısmı geride bıraktık
18 Temmuz'da piyasalarda beklenen sarsıntı olmadı. Ekonomik açıdan işin zor kısmını geride bıraktık diyebilir miyiz?
Zor değil, en zor kısmını geride bıraktık. Çok kolay birkaç hamleyle bunu geride bırakacağız. Herkes üzerine düşeni yapıyor. Türkiye büyük bir ülke, yatırımlara da devam etmeli. Biz de Limak olarak yatırıma asla ara vermiyoruz. Her yıl ortalama 3 milyar dolar yatırım yapıyoruz, yapmaya da devam edeceğiz.