Kâr için değil, halk için ilaç

Yerli korona ilacını üreten Atabay İlaç'ın patronları Zeynep-Doğan Taşkent çifti AKŞAM'a konuştu: “Sırada SMA ilacı gibi ‘yetim ilaçlar' var.”

ŞENAY BÜYÜKKÖŞDERE

Kovid-19 tedavisinde kullanılan Favipiravir isimli ilacın yerli sentezini üreten Atabay İlaç, tedavide kullanılabilecek 4 ilacın molekülleri için daha nefes almadan çalışıyor. Hatta Hidroksiklorokin, ruhsat aşamasına gelmiş durumda. Ekibin başında Atabay’ın kurucusu Bülent Atabay’ın kızı Zeynep Atabay Taşkent, Ar-ge’nin başında ise eşi Doğan Taşkent var. Karı - koca, ocak ayından bu yana gece yarılarına kadar çalışıyor, hatta çiftin yatak odasının duvarlarında bile ilaç formülleri var. Zeynep Atabey Taşkent, bir ilaç şirketi olarak Kovid’i fırsat olarak görmediklerini, kendilerine dert edindiklerini anlatıyor, hızlı test kiti için de çalışmaları olduğunu söylüyor.

NADİR HASTALIKLARDA

Bu aralar şirketin ana odağında koronavirüs var ama geçen hafta Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank’ın tesislerini ziyaretiyle Atabay’ın gündemine ‘yetim ilaçlar’ da girmiş durumda. ‘Yetim ilaç’ tıp literatüründe çok nadir görülen hastalıklarda kullanıldığı için firmaların geliştirme konusunda isteksiz olduğu ilaçlara verilen isim. Bunların başında ise son zamanlarda milyon dolarları bulan tedavi masrafını karşılamak için sosyal medyada bağışların toplandığı SMA hastalığı var. Geçtiğimiz günlerde oyuncu Bergüzar Korel’in de gündeme taşıdığı, özellikle bebeklerde görülen hastalık sadece Türkiye’de değil, dünyada da kanayan bir yara. İşte Bakan Varank’ın Atabey tesislerini ziyareti SMA ve benzeri yetim ilaçlar için de bir umut kapısı oldu. Doğan Taşkent, Varank’ın kendilerine Favipravir gibi başka stratejik ilaçların hammaddelerini üretip üretemeyeceklerini sorduğunu anlatıyor. Ayrıntıları Taşkent çiftinden dinleyelim…

Kamuoyu Atabay’ı koronayla birlikte duydu. Biraz anlatır mısınız şirketi?

Zeynep Atabay: 81 senelik bir şirketiz. Temel yetkinliğimiz ilaç hammaddesini üretmek ve ilaç sentezi yapmak. Parol’ün etken maddesi paresetamolü üreten dünyadaki büyük oyunculardan biriyiz. Bugüne kadar 100’ün üzerinde ilaç sentezi yaptık. Kovid-19 tedavisinde kullanılan Favipiravir’in hammaddesini de Türkiye’de yalnız biz üretiyoruz.

YÜZBİNLERCE KUTU

Ne zamandır üretiyorsunuz, şu anda kapasite nasıl?

Doğan Taşkent: Favipiravir grip için kullanılan bir ilaç. Çinliler, daha ocak ayında “Biz kovidde biz bunu kullanıyoruz” dedikleri anda biz raflardan bu bilgileri indirdik ve senteze başladık. Hatta sadece Favipiravir değil toplam 5 molekül üzerinde çalışmaya başladık. Kayınpederim bu işlere Excel üzerinden değil, etki üzerinden bakar. Biz de bu ilaç için biz 11 milyonun üzerinde yatırım yaptık ve hammadde üretim tesisini kurup haziranda üretime başladık. Şimdi ayda yüzbinlerce kutu üretecek durumdayız.

Neden 5 ilaca birden başladınız?

Z. A.T: Artık insanlar doğadan, hayvanlardan uzak yaşıyor ve bu tip virüslere karşı da bağışıklık kazanamıyor. Dolayısıyla bu tip salgınların yaklaştığını tahmin ediyorduk. Biz uzun zaman önce de antiviralleri temel yetkinlik merkezimiz olalak belirlemiştik. ‘Bu coğrafyanın antiviral üretim merkezi olabilir miyiz’ diyorduk. Çin’de bu hastalık çıkınca hemen çalışmaya başladık. O zaman henüz kimse bu ilaçların hangisinin işe yarayacağını bilmiyordu. Bir savaşa girerken elimde tabanca var diye girmezsiniz. Uçak da koyarsınız, tüfek de... Neye ihtiyaç olursa onu kullanırsınız. Bizim çalıştığımız diğer 4 ilaçtan biri de Türkiye’de kullanılmakta olan Hidroksiklorokin. Şimdi onu da bitirdik, ruhsat aşamasına getirdik.

Taşkent çiftinin yatak odası duvarlarında dahi ilaç formülleri var. 

Bütün dünya bir ‘güneşli gün’ senaryosu yaşarken Kovid-19’la güneşli günler bitti. Artık fırtınadayız. Ve fırtınada amacın gemi batmadan limana gitmektir. Biz de bunun için uğraşıyoruz. 

SMA İLACI 2.4 MİLYON $

Sanayi Bakanı Varank geçen hafta tesislerinizi ziyaret etti. Nasıl geçti görüşmeniz?

D.T.: Üretim kapasitemiz 4 bin ton. Sayın Varank bunu 10 bin tona çıkarmamız ve daha çok ihracat yapmamız gerektiğini söyledi. Başka stratejik ilaçları da belirlediklerinde hammadde üretiminin bizler tarafından yapılması gerektiğini söyledi. “Tabii ki” dedik.

Ne gibi stratejik ilaçlar?

Z.A.T.: Literatürde ‘yetim ilaçlar’ diye geçen, çok nadir görülen hastalıklarda kullanıldığı için firmaların geliştirmede isteksiz olduğu ilaçlar var. Mesela SMA hastalığının tedavisi için 2.4 milyon dolar gerekiyor. Ve firmalar yaptıkları AR-GE’yi ancak yüksek fiyatlarla çıkarabiliyor. Ülkemizde de son zamanlarda bu hastalığa yakalanan çocukları duyduk. Ancak bir hasta için 2 milyon dolar gerekiyor ve bunun altından ne toplum ne de devlet kalkabilir.

Peki bu ilaç Türkiye’de geliştirilebilir mi?

D.T: Bunu geliştirebilme know-how var. Tabii uzun dönemli AR-GE ve tesis yatırımı gerekiyor. Devletin bir satın alma garantisi vermesi şart. Bu konuda çalışmalara başlayacağız. İlk başta stratejik ilaçlar belirlenecek. Sonra ortak çalışılabilecek üniversiteler seçilecek. TÜBİTAK da sürece dahil olacak.  

10 DAKİKADA SONUÇ VEREN TEST

Aşı bulunursa ne olacak, yatırımlarınız çöpe mi gidecek?

Z.A.T.: O zaman bizim ilaçlara talep azalabilir. Azalsın da. Biz zaten bu işe çok para kazanmak için girmedik. Biz de döner başka ilaç üzerine çalışırız, üretim kapasitemizi de oraya kaydırırız.

Peki ilaç çıkarsa?

5 molekülle elimizi taşın altına koyduk. İlaç çıkarsa o konuda da desteğe hazırız. Hatta test kiti konusunda da girişimlerimiz var. Bu konuda çalışan bir start up’a destek veriyoruz, ’Gelin bizim laboratuvarlarımız kullanın’ diyoruz. Tabi biz olan testlerin dışına bir model çalışacağız. Şu anda burundan yapılan testi 10 dakikaya nasıl indiriz üzerine çalışıyoruz.