YAŞAR KIZILBAĞ
Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu (TMSF) yönetiminde bulunan ve bünyesinde Pierre Cardin, Cacharel, U.S. Polo Assn. markaları ile Aydınlı ve Aymerkez mağazalarını barındıran Aydınlı Grup, gelenekselleşen Vizyon Toplantıları’nın beşincisini dün İstanbul’da yaptı. Buluşma sonrası Aydınlı Grup Yönetim Kurulu Başkanı Şeref Safa ve yönetim kurulu üyeleriyle birlikte basınla sohbet toplantısı düzenleyen TMSF Başkanı Muhiddin Gülal, Aydınlı Grup’un, 2019’u hazır giyimde yüzde 27 büyümeyle kapattıklarını söyledi. Özkaynak büyüklüğünde ise 3 yılda yüzde 243’lük artış sağladıklarını anlatan Gülal “Aydınlı Grup’un öz kaynak büyüklüğü biz devraldığımızda 712 milyon lira idi, şu an 2,4 milyar lira seviyesine ulaştı. Bunun iki temel sebebi var; geçmiş yıllarda ciddi kârlar elde ettik, artık bu kârları eski sahiplerine dağıtmıyoruz, öz kaynaklara dahil ediyoruz. Ayrıca sermaye artırımı da oldu” dedi.
55 YENİ MAĞAZA YOLDA
Gülal “Bu şirket bize emanet. Basiretli tüccar gibi yönetiyoruz. Ekonominin içinde tutuyoruz ve istihdam sağlıyoruz” dedi. Gülal, geçen yıl 70 mağaza açarak 659’a ulaştırdıklarını belirterek bu yıl ise 55 mağaza açacaklarını anlattı.
ANLAŞTIĞIMIZ ALMANLARIN OFİSLERİNİ PKK BASTI
Gülal, Dumankaya’da yaşanan mağduriyetlere ilişkin bir soru üzerine “3 yıldır TMSF Başkanlığı yapıyorum ve beni en fazla yoran inşaat şirketlerimiz. Dairesini bekleyen 8 bin 156 mağdur var” dedi. Mağduriyetleri gidermek için kendilerine gelen Alman Dress&Sommer, Eurabau, CPB ve Flagman Capital’den oluşan konsorsiyum ile anlaştıklarını hatırlatan Gülal şöyle devam etti: “Dumankaya’nın Mozaik projelerini tamamlamak üzere başladık ama Alman grubun başına gelmeyen kalmadı. PKK Almanya’daki ofislerini bastı, Dumankaya ailesinin oradaki mensupları bunları tehdit ettiler, burada taşeronlarla ilgili baskılar neticesinde sıkıntılar yaşadık ve işler çok ağır gitti. En son geçen hafta itibarıyla bir araya geldik ve inşallah o iki projeyi tamamlayacaklar, yüzde 90-95 seviyesine geldi. Sonrasında tekrar bir araya gelip ‘Onlarla mı devam edeceğiz, yoksa biz farklı bir modelle mağduriyeti nasıl gideririz?’ diye bir çalışma yapacağız.”