İtalyan gıda devi ortaklık için Trakya'da

Gazetecilerle iftar yemeğinde bir araya gelen Trakya Tarım ve Veterinerlik Tic. Ltd. Şti. Yönetim Kurulu Başkanı İlhami Özcan Aygun, İtalyan Gıda devi Barilla’nın makarnalık buğday tohumu üzerine ortak bir çalışma için kendilerini ziyaret ettiğini belirtti.

Gazetecilerle iftar yemeğinde bir araya gelen Trakya Tarım ve Veterinerlik Tic. Ltd. Şti. Yönetim Kurulu Başkanı İlhami Özcan Aygun, İtalyan Gıda devi Barilla’nın makarnalık buğday tohumu üzerine ortak bir çalışma için kendilerini ziyaret ettiğini belirtti.

Trakya Tarım ve Veterinerlik Tic. Ltd. Şti. tarafından gazetecilere verilen iftar yemeğinin ardından konuşan Trakya Tarım Yönetim Kurulu Başkanı ve Ziraat Yüksek Mühendisi İlhami Özcan Aygun iftar yemeğine katılan herkese teşekkür etti.

“İtalya devi Barilla ortak çalışma için bizi ziyaret ettiİ”


Trakya Tarım firmasının sınırları aştığını ifade eden İlhami Özcan Aygun, Türkiye’ye mal olan bir marka haline geldiklerini belirterek, İtalyan Gıda devi Barilla’nın makarnalık buğday tohumu üzerine ortak bir çalışma için kendilerini ziyaret ettiğini söyledi.
Yaptıkları çalışmalar hakkında bilgi veren Aygun, “Ülkenin çavdara ihtiyacı var. Çavdar tohumunun üzerine çalışmalar yapıyoruz. Eti’nin ham maddesinde, yulaflı bisküvilerinde yine bizim çeşidimizin kullanılması, geçtiğimiz ay içerisinde İtalyan devi Barilla, makarnalık buğday tohumu üzerinde ortak bir çalışma için bizleri ziyaret etti. Trakya’yı büyüklerimiz daha iyi bilir. Trakya, eskiden makarnalık buğdayın üretildiği topraklardı. Sonra verimin düşük olması ve fiyatlandırmayla beraber, makarnalık buğday ekiminden ekmeklik buğday ekilişine bir kayış oldu. Fabrikacılar bunu iyi bildiği için ‘‘Tekrar Trakya’da makarnalık buğday yetiştirebilir miyiz?’’ fikrinin peşinde ama bakalım. İnşallah Eti’yle yapmış olduğumuz o başarılı çalışmayı da, Barilla’yla da yaparsak, bölge çiftçileriyle beraber daha fazla kazanç sağlamış olacağız. Eti,o bölgedeki üretimlerin büyük bir kısmını bizim bölgeye getirdi. Buradaki çiftçilerle sözleşmeli üretim yaparak, bizim Sebat yulaf çeşidimizi üreterek, fabrikada bisküvi yapımında hammadde olarak kullanıyorlar. Yani bölgeye de ekstra bir kazanç sağlıyoruz. Bu sene hasat edilen ürünlerde verim ve kalite güzel sonuçlar alınıyor. Bu yönde bir sıkıntımız yok. Tüccara ve sanayiciye sorduğunuz zaman, Konya, Şanlıurfa, Diyarbakır ve Ankara Borsası dahil bizim çeşitlerimiz en yüksek seviyededir” dedi.

“Tekirdağ'a borcumuz var”


Ülkeye cari açığın kapanması için, ülkenin kaynaklarını boşa harcanmaması için geceyi gündüze katarak yeni ürünler ortaya çıkardıklarını kaydeden Aygun, “İşin en güzeli de, ortaya çıkardığımız ürünlere birilerinin sahiplenmesidir. O kişiler bizim adımıza elçiliğimizi yapıyorlar. Kimdir bunlar. Tabi ki çiftçilerimizdir. Diğerleri, ise çiftçilerimizin ürettiği buğdayı, arpayı, işleyen işletmecilerdir. Fabrikacılarımız, sanayicilerimiz bunları sahiplendiler. Biz kuruluşumuzdan bu yana, kendimize bir hedef koymuştuk. Bu hedefi konusunda uzmanlaşmış tecrübeli ekibimizle, arkadaşlarımızla beraber başardık. Rumeli Ekmeklik buğday çeşidimiz, arkasından gelecek olan Maden ekmeklik buğday çeşidimiz gibi verim ve kalitede üstün özelliklere sahip çeşitlerimiz var. Biz sadece işimizi yaptık. Neden yaptık. Ülkemizin, vatandaşlarımızın karnını iyi şekilde doyurabilmek için yaptık. Sanayicimizin ihtiyacı olan buğdayı, iç piyasadan temin edebilmek için yaptık. Çünkü istatistiklere bakarsanız, Türkiye Un Sanayisi, 2015 ihracatında, dünya birincisi oldu. Ama dünya birinci olurken de kullanmış olduğu hammaddenin büyük bir kısmını da kaliteli buğdayı ithal etmek zorunda kaldı. Biz, bu sıkıntıyı giderebilmek için yola çıkmıştık. Hem hastalıklara dayanıklı, hem verimli, hem de kaliteli ürünlerle şu anda çiftçimizle beraber sanayicimizin hizmetindeyiz. İnşallah daha güzel olacak. Geçtiğimiz günlerde yine arazideydik. Koşacağız, hem Tekirdağ’a borcumuz var, en önemlisi bu topraklara bu ülkeye borcumuz var, Atamıza borcumuz var. Bu borcu ödemek için gecemizi gündüzümüzü, 24 saatimizi 365 günümüzü onlara feda etmek için biz hazırız” diye konuştu.

“Türkiye'de ilk çeltik ihracatını biz yaptık”


Aygun 2009 yılından itibaren çeltik üretiminden çekildiklerini de ifade ederek, Türkiye’de ilk çeltik tohumu ihracatını yapanın Trakya Tarım olduğunu dile getirdi. 2008-2009 yıllarında çeltik üretiminden neden çekildiklerini anlatan Aygun, fiyatlanma politikası konusunda sıkıntı oluşturduğunu belirtti.
En çok aranan ekmeklik buğday çeşidinin Rumeli olduğunu da sözlerine ekleyen Aygun, az önce bir mesaj aldığını söyleyerek, "Az önce bir üreticiden mesaj geldi. Saray Çukuryurt’tan dekardan 900 kilogram verim almış. Türkiye Ziraat Odaları Birliği eski Yönetim Kurulu Üyesi Tuncer Başoğlu,750 kilogram verim aldı. Rumeli’nin sadece verimi değil, birde kalitede ön planda olan bir çeşidimizdir. Çiftçi kendi istiyor, sanayici kendi istiyor” diyerek değirmencinin aradığı ana ürünün Rumeli ekmeklik buğday çeşidi olduğunu söyledi.

“TRAKYA TARIM BAŞKA FİRMALARA LİSANS HAKKI DEVREDİYOR”
Trakya Tarım'ın ülkede tohum alanında çalışma yapan başka firmalara Royalty bedel karşılığında lisans hakkını devrettiğini vurgulayan Aygun konuşmalarını şöyle noktaladı:
“Pastayı kendi başımıza yemiyoruz. Çünkü benim Konya’da, Diyarbakır’da ve Güneydoğu’da çeşitlerimizin üretimi var, ama benim oraya gidip, üretim yapma şansım olmaz. Diğer tohum firmalarına üretim hakkımızı devrediyoruz. Onlarda, orada bizim çeşitlerimizi üretiyorlar ve ekonomiye katkıda bulunuyorlar. Çünkü tek başınıza pastayı yedirmezler. Çiftçilerden aldığımız bilgilerde son 20 yıllarda böyle bir çeşit görmediklerini söylüyorlar. Ayçiçek üzerinde çalışmıyorum. Şimdi şöyle bir şey var. Her işi siz yaparsanız, başarılı bir adım atamazsınız. Bizim çalıştığımız konular, buğday, arpa, yulaf, çavdar ve tritikale’dir. Biz doğal ve klasik yöntemlerle çalışıyoruz.”
Konuşmaların ardından Trakya Tarım firması yetkilileri, iftar yemeğine katılan gazetecileri fabrikayı gezdirerek, üretilen buğdayları yerinde inceledi.