Hürjet ve MMU için önemli gelişme! Tümüyle yerli sermayeye dönüştü

Havacılık ve savunma sanayisine Türk-İngiliz ortaklı olarak katkı sağlayan BNA, tümüyle yerli sermayeye dönüştü. Şirketin ilk işi Hürjet ve MMU olacak.

AA

Havacılık ve savunma sanayisine Türk-İngiliz ortaklı olarak katkı sağlayan BNA, yola yüzde 100 Türk sermayeli Nurol Kontrol ve Aviyonik Sistemleri olarak devam edecek, Hürjet ve Milli Muharip Uçak (MMU) projelerine katkı sağlayacak.

Nurol Holding ve İngiliz BAE Systems ortaklığı olarak faaliyet gösteren savunma ve havacılık şirketi BNA'da ortaklık yapısı değişti. BAE Systems'ın yüzde 49 hissesinin Nurol Holding'e devriyle şirket, Nurol Kontrol ve Aviyonik Sistemleri AŞ ismi ve yüzde 100 Türk sermayeli olarak devam edecek.

Nurol Kontrol ve Aviyonik Sistemleri AŞ Genel Müdürü Eray Gökalp, AA muhabirine, şirketin yeni yapısının sağlayacağı avantajlar, devam eden ve planlanan projelere ilişkin açıklamalarda bulundu.

Nurol-BAE Systems ortak girişiminin 2016 yılının ikinci yarısında faaliyetlerine başladığını ifade eden Gökalp, bu ortaklık süresince, şirkette havacılık sektörünün zorunlu kıldığı tüm altyapının başarıyla kurulduğunu, hedeflenen kritik teknolojilerin kazanımı için yatırımlar gerçekleştirildiğini söyledi.

Son dönemde, hem Türkiye'de yüksek bir ivmeyle geliştirilmekte olan yeni nesil havacılık teknolojilerinin, hem de BAE Systems'ın yüksek katma değeriyle başlatılarak sürdürülen yabancı yeni nesil havacılık programlarının kapasite ihtiyaçlarının, sektörde daha etkin olmak adına her iki ortağın da odağını tekrar gözden geçirmesini zorunlu hale getirdiğini vurgulayan Gökalp, şöyle konuştu:

"BNA'nın iş stratejisi, her iki ortağımızın da değerlendirmeleri ile yeniden şekillendirilmek üzere tekrar ele alındı ve ortaklık devri müzakereleri böylelikle başlatıldı. BAE Systems, Türkiye pazarındaki stratejisi ile uyumlu olarak, tüm hisselerini Nurol Holding'e devretme konusunda hemfikir oldu. Böylelikle, her iki ortak da kendi stratejilerine uygun yolu belirleyerek Türk havacılık sektörüne ayrı ayrı katkı sağlamaya devam etme yolunda anlaşmaya vardılar. Ancak yıllarca oluşturulan bu değerli ve güçlü işbirliği, havacılık sektöründe farklı platformlarda ve uygun zamanlamada tekrar canlandırmak üzere her zaman devam edecektir. Nurol Holding, savunma ve havacılık sektöründeki milli hamleye kayıtsız kalmamak üzere, gelişen teknolojileri yakından takip etmekte, gerekli yatırımları yapmakta ve sürekli gelişmeyi hedeflemektedir. Nurol Holding, savunma sanayisinde FNSS, Nurol Makina, Nurol Teknoloji gibi köklü ve başarılı girişimlerinin yanı sıra ülkemizin geçmiş 100 yıllık havacılık tutkusu ve gelecek hedeflerinde en etkin şekilde katkıyı sağlamak üzere BNA'ya olan inanç ve desteğini sürdürme kararlığındadır. Yüzde 100 yerli sermaye yapısıyla yoluna devam eden şirketimiz, hem Nurol Holdingin güçlü deneyim ve altyapısıyla, hem de tümüyle yerli ve kalifiye mühendislik iş gücüyle, Savunma Sanayii Başkanlığının stratejilerine uygun bir şekilde Türk havacılık ve savunma sanayisi projelerine destek sağlamaya devam ediyor. Sektörel deneyimimizin Nurol Grubunun güçlü yapısıyla birleşmesi ve böylelikle savunma sanayimize yerli katkının en üst düzeyde sağlanabilecek olması hepimizi heyecanlandırıyor."

- ÖZGÜN ÇÖZÜMLER ARTACAK, TEKNOLOJİ ÜLKEDE KALACAK

Hisse devri sonrasında şirketin adı ve logosunun tamamıyla değiştiğini belirten Gökalp, "Yeni unvanımız, şirketimizin iş odağıyla uyumlu olarak, Nurol Kontrol ve Aviyonik Sistemleri AŞ (Nurol Controls & Avionics Systems-Nurol CAS) olarak belirlendi. Yönetim Kurulundaki 7 üyemizin tümü Nurol Holdingin saygıdeğer yöneticilerinden ve sektörde deneyimli profesyonel kişilerden oluşacak." dedi.

Gökalp, dinamik ve esnek yapıyı, inovatif çalışma yaklaşımını, mevcut sermaye ve insan kaynaklarını daha da geliştirerek devam edeceklerini ifade etti. Gökalp, "Karar mekanizmalarımızın daha hızlı işleyeceği, BNA kurgusundaki hedefleri ön planda tutarak sadece havacılık alanında değil, uzay ve diğer savunma sanayi platformlarında yenilikçi, rekabetçi ve güvenilir çözümlere odaklanacağımız bir dönem olacak." diye konuştu.

Yüzde 100 milli bir şirket yapısının sağlayacağı avantajlara dair ise Gökalp, "Savunma sektöründeki en önemli meselelerden biri, dışa bağımlılığı ortadan kaldırarak yurt içinde özgün ürün ve çözümler oluşturmak. Yüzde 100 yerli bir şirket olduğumuzda bunu sağlamak ve ortaya çıkan teknolojinin ülkemizde kalmasını sağlamak çok daha mümkün. Öte yandan bazı hedef ülkelerde Türk savunma sanayisi ürünlerine olan ilgiyi görmek mümkün. Zamanı geldiğinde kendi tasarımımız olan bazı ürünlerin bu ülkelerde de üretim altyapısını kurmak bu hisse yapısıyla çok daha kolay olacaktır. Nurol Holdinge bağlı kuruluşlarının, hali hazırda yurt dışında kurmuş olduğu iş birliklerinin de bize katkısı fazla olacaktır." değerlendirmesinde bulundu.

- İLK İŞİ HÜRJET VE MMU OLACAK

Şirketin kuruluşunda havacılıkta emniyet kritiklik seviyesi yüksek olan kontrol, otonomi ve bazı aviyonik sistemlere odaklandıklarını anlatan Eray Gökalp, bu faaliyet alanları kapsamında kontrol teknolojileri altında yazılım ve donanım yoğun uçuş kontrol, motor kontrol ve görev kontrol sistemleri başta olmak üzere, diğer uçak sistemleri kontrol birimleri, kokpit kontrol üniteleri ve ilave olarak yakıt, hidrolik, iklimlendirme sistem alt birimlerinin geliştirilmesine yönelik çalışmalar yaptıklarını söyledi.

Almanya'ya ihracatı kapsayan, çok amaçlı gaz türbin motor kontrol sisteminin geliştirmesini tamamlayıp MTU-Safran ortaklığı ile kurulmuş AES firmasına teslimatları tamamladıklarını ifade eden Gökalp, Uçuş Kontrol Sistemi teknolojileri geliştirilmesi için özellikle uçuş kontrol bilgisayarı ve aktif pilot kumandaları ile ilgili altyapı geliştirme çalışmalarına yoğun emek ve kaynak harcadıklarını belirtti.

BAE Systems'ın İngiltere'de yürüttüğü "sanal gerçeklik" tabanlı insan makina arayüzü alt yapı geliştirme ve bazı insansız hava aracı konsepti çalışmaları ile araştırma geliştirme projelerinde yer aldıklarını dile getiren Gökalp, "sanal gerçeklik" geliştirme projesi ile BAE Systems Chairman Ödülleri'nde "Business Leader" ödülüne layık görüldüklerini aktardı.

FNSS için sağlık izleme ve kontrol sisteminin geliştirme projesinin kabul aşamasına geldiğini bildiren Gökalp, şunları kaydetti:

"Hali hazırda Hürjet programı için aviyonik kontrol panelleri geliştirme kapsamında TUSAŞ'a ilk ürün teslimatlarımıza başlamış durumdayız. Milli Muharip Uçak Programı kapsamında yine TUSAŞ'a yakıt sistemleri sistem mühendisliği desteği sağladık ve aviyonik sistemler ile ilgili olarak uzman mühendislik desteği çalışmalarımız devam ediyor. Yakıt sistem birimlerinin yerlileştirme projelerinde yer almayı hedeflemiş durumdayız. Verdiğimiz çeşitli teklifler var. Ülkemizdeki havacılık programlarında daha fazla yer almak ve katma değer sağlamak üzere yaptığımız ve giderek artan girişimlerimizin yakın dönemde çıktılarını görmeyi arzu ediyoruz."

Gökalp, AR-GE amaçlı başlattıkları Alesta isimli insansız hava aracı konsept çalışmasının kontrol ve otonom teknolojiler için çok iyi bir platform oluşturduğunu ifade ederek, bu platformu daha etkin kullanarak, sistem teknoloji hazırlık seviyelerini artırmayı planladıklarını kaydetti.

Eray Gökalp, kontrol ve otonom sistemler konusunun uygulama alanı fazla olduğundan, geliştirdikleri altyapıyla, havacılığın yanında otomotiv, uzay sanayisi gibi farklı sivil ve askeri platformlarda da yer almayı amaçladıklarını vurguladı.

- ALMANYA VE İNGİLTERE İHRACATLARINI BÜYÜTME HEDEFİ

Nurol Kontrol ve Aviyonik Sistemlerinin, havacılık, uzay ve savunma sanayisinin ihtiyaç duyduğu, henüz girişimde bulunulmamış ve dışa bağımlılığı süren kritik teknolojileri ülkeye kazandırmak için çalışacağını dile getiren Gökalp, küresel rekabet gücüne ulaşmış ve geliştirdiği ürünlerle ihracat yapabilen bir firma olmak hedefleriyle yoluna devam edeceğini söyledi. Gökalp, şu değerlendirmelerde bulundu:

"Ana hedefimiz, ülkemizde hızla gelişen havacılık, uzay ve savunma programları için, odaklandığımız teknolojiler ile, ana sistem üreticilerimizin güvenilir ve kalifiye alt yüklenicisi olabilmek. Bunu gerçekleştirebilmek ve sürdürülebilir hale getirebilmek adına gerekli kurumsal adımları atacağız. Almanya ve İngiltere'ye yapmaya başladığımız ihracat niteliğindeki projeleri, daha da genişleterek sürdürmeyi amaçlıyoruz. Bu anlamda firma kabiliyetlerimizi ve ürünlerimizi tanıtabilmek için ilgili kümelenme, fuar ve etkinliklerde yer alacağız. Üniversite sanayi iş birliklerimizi, bilimsel yeni yaklaşımlar üretme, araştırma-geliştirme projelerimize destek ve kalifiye insan kaynağı yetiştirme amaçlı olarak genişleteceğiz."