1
Ekonomiden sorumlu Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek, bütçede mali disiplinin korunduğunu belirterek, "Terörle mücadele için gerekli kaynakları zaten ayırdık, ekonomiye, makrofinansal istikrarımıza Afrin kaynaklı önemli bir risk görmüyoruz." dedi.
Şimşek, Kanal 7'de gündeme ilişkin soruları yanıtladı.
Yurt dışında Türkiye'nin Zeytin Dalı Harekatı ile Suriye'deki Kürtlere savaş açtığına yönelik algı operasyonu yürütüldüğüne dikkati çeken Şimşek, Türkiye'nin Kürtlerle herhangi bir sorununun olmadığını, kendisinin de bir Kürt aileden geldiğini ve terörle ilişkili olmayan kimseye olumsuz bir müdahalede bulunulmadığını anlattı.
Şimşek, sorunun bir terör meselesi olduğuna işaret ederek, PKK'nın bölücü bir terör örgütü olduğunu, YPG/PYD'nin bütün sembol ve söylemleriyle özü itibarıyla bölücü terör örgütünden bir farkı olmadığını vurguladı.
Kürtlerle Türklerin et ve tırnak gibi iç içe geçtiklerinin altını çizen Şimşek, dünyanın her yerinde bütün demokrasilerde terörle mücadelenin her ülkenin meşru hakkı olduğunu belirtti. Şimşek, "Nitekim Suriye'deki konu da bu. Bizim ne Suriye ne Irak ne de başka bir yerdeki Kürt kardeşlerimize yönelik asla ve asla bir çatışma içinde olmamız hayal edilemez, çünkü biz kardeşiz, bir ve beraberiz. Türkiye çok net bir şekilde terörle mücadele ediyor." diye konuştu.
Şimşek, iş ulusal güvenlik olunca, yaşamsal bir tehdit ile mücadele etmeden ekonominin sürdürülebilirliğinin olamayacağını söyledi.
Bir ülkede terör tehdidi varsa ilk görevin bununla mücadele etmek olduğunun altını çizen Şimşek, bu durumun ekonomik kalkınma ve refah için ön koşul olduğunu kaydetti.
Şimşek, en son Batman'a gittiğinde 170 yatırımcının organize sanayi bölgesinde yer tahsis edilmesini için beklediğini tespit ettiklerini ifade ederek, Türkiye'nin bölgede terörle mücadelede başarı kazandığını belirtti. Şimşek, şunları kaydetti:
"Terörle mücadele etmemenin maliyeti o kadar büyük ki... Terörle mücadelenin getireceği yük konusu bence fazla tartışılmaması gereken bir konu. Geçen sene zaten bütçe çalışmalarında Savunma Sanayii Fonu'nu güçlendirmek için ciddi bir kaynak artışına gittik, ayrıca Milli Savunma Bakanlığının bütçesini artırdık. Geçen sene toplamda genel anlamda savunma bütçesini 18-19 milyar lira artırdık. Bu uzun süredir devam eden terörle mücadelenin yoğunlaşarak devam edeceğini ima ediyordu. Türkiye zaten uzun bir süredir terörle mücadelenin seviyesini oldukça yükseltmiş, buna ilişkin kaynak çalışmasını yapmıştı. Bütçeyi yaparken bunları öngördük, kaynakları ayırdık ama istenirse ilave kaynak da oluşturulur. Bütçemiz gayet sağlam."
Türkiye'nin 2016'da büyük bir şok yaşadığını ancak 2017'de alınan tedbir ve reformlarla bunun geride kaldığını anlatan Şimşek, gelecekte yaşanabilecek şoklara, ileriki dönemde yaşanabilecek küresel ticaret savaşları veya parasal sıkılaştırmalara yönelik de önlemler almaya devam ettiklerini söyledi.
Şimşek, "Bütçemizde mali disiplini koruyoruz, terörle mücadele için gerekli kaynakları zaten ayırdık, ekonomiye, makrofinansal istikrarımıza Afrin kaynaklı önemli bir risk görmüyoruz." değerlendirmesinde bulundu.
"Dünya neredeyse durgunluğa doğru gidiyor"
ABD Başkanı Donald Trump'ın ticaret savaşları söylemleri ile ABD'nin çelik ve alüminyum ithalatına getireceği ek gümrük vergilerine ilişkin sözlerinin sorulması üzerine de Şimşek, küresel ticaret savaşlarının arifesinde bulunulduğunu, korumacılığın küresel kriz sonrası arttığını fakat dünyanın şimdi yeni bir seviyeye çıkmanın eşiğinde olduğunu söyledi.
Şimşek, küresel ticaretin belli kurallar çerçevesinde açılmasının ülkeleri zenginleştirdiğini, ticaretin ve refahın arttığını belirterek, "Bazı ülkelerde az, bazı ülkelerde çok artmış olabilir ama bu farkları giderici telafi edici politikalar devreye sokulmalı. Küresel kriz ile birlikte dünyada gelir dağılımı daha da bozuldu. Küresel kriz sonrası 3-4 yıllık dönemde büyümenin neredeyse yüzde 95'i en zengin yüzde 1'e gitti. Bu beraberinde popülizmi getirdi." şeklinde konuştu.
Küresel krizin artçı şoklarının halen göründüğünü dile getiren Şimşek, "Dünya neredeyse bir demokratik resesyona, durgunluğa doğru gidiyor." dedi.
Şimşek, küreselleşmenin zirveyi gördüğüne, korumacılık ile birlikte aşağı yönlü bir trend içerisine girildiğine işaret ederek, Trump'ın ek gümrük vergisi açıklamalarına Çin ve Avrupa'nın karşılık verdiğini ve "bu karşılıksız kalmaz" dediklerini belirtti. ABD tarafından da bunun üzerine yeni bir ticari tehdit geldiğini ifade eden Şimşek, bu gelişmeye bakıldığında ticaret savaşının aslında fiilen başlamış durumda olduğunu kaydetti.
Başbakan Yardımcısı Şimşek, ABD yönetiminin bir anlamda küresel ticaret savaşını başlatacak noktada hareketler yaptığına dikkati çekti.
Şimşek, Amerika'nın eskiden uzun bir süre serbest piyasa ekonomisinin bayraktarlığını yaptığını belirterek, ülkelerin şimdi çok taraflı yaklaşımlar yerine kendi başına buyruk politikalar geliştirmek istediklerini söyledi.
Bunun kurala dayalı bir küresel sistemin dışına çıkmak anlamına geldiğini dile getiren Şimşek, "Bu küresel bir ticaret savaşını ve korumacılığı daha ileri seviyeye çekecek bir yaklaşım. Bu bence dünya ekonomisi açısından çok sıkıntılı bir durum." değerlendirmesinde bulundu.
Yerlileştirme Yürütme Kurulunun çalışmalarına da değinen Şimşek, bu kapsamda Türkiye'nin cari açığının yüksek olduğu alanların belirlendiğini, bu alanlarda Türkiye'ye nasıl yatırım çekileceği üzerinde çalışılacağını söyledi. Şimşek, "Diyelim ki petrokimya alanında belirlenecek alt başlıklar altında üretim yapacaklara biz ilave destek vereceğiz. Bu, şu anda ABD'nin yaptığı anlamda bir korumacılık değil." şeklinde konuştu.
AA