ŞENAY BÜYÜKKÖŞDERE
2020 yılında pandemiden yara alan sektörlerin en başında kuşkusuz turizm geldi. Tüm dünyada sınırlar kapandı. Dünya Turizm Örgütü verilerine göre Kovid 19 nedeniyle yaşanan gerilemeyle dünyada turizm hareketi tam 30 sene öncesine, yani 1990 yılı rakamlarına geriledi. Sektör oyuncuları bunu son 100 yılın en büyük krizi olarak nitelendiriyor. Ne zaman ‘tamam bitti, eski günlere dönüyoruz’ denebileceğine dair de henüz hiçbir fikir yürütülemiyor. Son 15 gündür çeşitli ülkelerdeki muadil turizm örgütlerinin başkanlarıyla görüşmeler yapan Türkiye Seyahat Acentaları Birliği (TÜRSAB) Başkanı Firuz Bağlıkaya, “Henüz dünyada maskesiz tatilin lafı bile yok” diyor.
KARANTİNA KRİTERİ
Bağlıkaya’nın 2021’in ikinci yarısında turizm trafiğinin başlayacağını, dünyada en popüler destinasyonların ise ‘tatilcilerin dönüşte, karantinaya girmek zorunda kalmayacağı ülkeler’ olacağını belirtiyor. Bağlıkaya, “İnsanlar virüsten çok, ülkelerine döndüklerinde karantinaya girmekten korkuyor. ‘Acaba virüs kapar mıyım’ korkusu yaşayanlar zaten hiç seyahat etmiyor. “Tedbirimi alırım, tatilimi yaparım’ diyenler için ise en önemli kriter ‘zorunlu karantina’ olacak. O yüzden mutlaka Avrupa’nın karantina listelerinden çıkmalıyız” diyor.
Korona en büyük darbeyi turizme vurmuş gibi görünüyor. Rakamlar nasıl?
Mart ayından itibaren sınırların kapatılması turizm sektörünü çok zor bir noktaya taşıdı. Birleşmiş Milletler Dünya Turizm Örgütü verilerine göre ocak- ekim döneminde uluslararası turizm hareketlerinde yüzde 72 gerileme söz konusu. 2008 ekonomik krizinin 10 katı seviyesinde bir buhran yaşıyoruz. 2020 yılında turizm sektöründe 1.1 trilyon dolarlık bir kayıptan söz ediliyor.
Rakip pazarlarımızda durum nasıl?
Türkiye’nin en önemli rakibi olan ülkelerden İspanya’da kayıp yüzde 75’in üzerine çıktı. İtalya’da yüzde 57’lik bir kayıp söz konusu. Yunanistan’da da yüzde 77’lik bir kayıp var.
HAZİRANDAN SONRA
Peki Türkiye’de ne kadar kayıp söz konusu?
Pandemi öncesi biz dünyanın en çok ziyaretçi çeken 6’ncı üyesiydik. TÜİK verilerine göre ilk 11 ayda yabancı ziyaretçi sayımız yüzde 72 düştü. 42.9 milyondan 12 milyon kişiye geriledi. Yaz aylarında kısmi bir hareketlilik yaşandı, sektör biraz nefes aldı. Ama ne yazık ki sonra işler tekrar kötüye gitti. Birçok seyahat acentası şu anda ayakta kalma mücadelesi veriyor. İstihdamda ise pandeminin yarattığı zararın büyüklüğüne bakılırsa, sektör hükümetin de desteğiyle yetişmiş insan gücünü elinde tutmaya çalıştı diyebiliriz. Daha dramatik bir tablo olabilirdi. Biz ülke olarak turizm tarihinde bugüne kadar birçok kriz yaşadık. Bağışıklığımız da var. Ama bu gerçekten beklenenin çok üstünde ve zamanı da öngörülemeyen bir kriz.
Zamanı öngörülemiyor mu gerçekten... Aşılamaların başlaması krizi biraz daha öngörülebilir kılmadı mı?
Ben bir süredir, Türkiye’ye en çok ziyaretçi gönderen Rusya, Ukrayna, Almanya, Hollanda, İngiltere’nin ve dünya turizmine yön veren Amerika’nın muadil meslek örgütleriyle, devlet kalkınma ajanslarıyla görüşmeler yapıyorum. Ve bu toplantılarda öne çıkan görüş, aşılanmanın etkisinin henüz tam olarak bilinmemesi sebebiyle 2021 rezervasyonlarında belirsizliğin sürdüğü yönünde. 2021’in ilk yarısında bu ülkelerin hiçbirinde önemli bir hareket beklenmiyor. Haziran sonrası dönemde ise kısmi bir hareketlilik yaşanabileceği tahmin ediliyor. Vaka sayılarını kontrol altına alan ve bunun iletişimini iyi kuran ülkeler 2021’de turizmde kazanan ülkeler olacak.
Ancak diğer yandan bu yıl turizm hareketinin tek belirleyicisi aşı olmayacak. Pandeminin küresel ekonomiye verdiği zarar, alım gücünü etkiledi. Özellikle Rusya’da, yurtdışı seyahatlerin bundan ciddi anlamda etkilenmesi bekleniyor.
Bize 2021 yazında da maskesiz tatil yok anladığım kadarıyla…
Dünyanın hiçbir yerinde daha maskesiz tatilin adı bile anılmıyor. Öyle bir durum yok daha henüz. Maskesizliği düşünmek için toplumların minimum yüzde 60’ının aşılanması gerekiyor. 25-30 milyon insanın aşılanması o kadar kolay değil. Bakın Almanya’da da aşılanmalarla ilgili tarih verildi, sonra hepsi 15 Ocak’a ertelendi. Bu konuda her şeyin de planlandığı gibi tıkır tıkır işleyeceğini düşünmemek lazım, işler sarkabilir.
‘İNTİKAM TATİLİ’
Pandemide uzun süre alışveriş yapamayan Çinlilerin, mağazalar açılınca marka çantalara saldırması literatüre ‘intikam alışverişi’ olarak geçmişti. Siz böyle bir ‘intikam tatili’ hareketi beklemiyor musunuz?
Bu noktada dünya standartlarında bilgi akışının sağlanması çok önemli. Bizim sağlık bakanlığımızla farklı ülkelerin sağlık bakanlıkları arasındaki bilgi paylaşımı ülkemize yönelik turizmi çok pozitif etkileyecektir. Çünkü tatilciler bu dönemde dönüşte, ülkelerinde karantina altına girmek zorunda kalmayacakları ülkeleri tercih edecekler. 2021’de bütün trafiğin yönünü bu belirleyecek. Çünkü seyahat eden insanlar virüsten çok, ülkelerine döndüklerinde karantinaya girmekten çekiniyorlar. ‘Bir yere gittiğimde virüs kapar mıyım’ korkusunda olanlar zaten seyahat etmiyor. ‘Ben tedbirimi alırım, dikkat ederim’ diyorlar. O yüzden ülkelerin karantina listelerinden mutlaka çıkmak zorundayız. Avrupa’dan turist alabilmemiz için bu çok önemli.
FİYAT DUYARLILIĞININ YERİNİ HİJYEN ALDI
Peki turizmde yeni trendler neler olacak bu yıl?
Önceki yıllarda uygun fiyat, tüketicilerin tercihlerinde en önemli öncelikken, pandemiyle birlikte ilk sırayı hijyen ve güvenlik aldı. Tatilciler daha küçük ve butik tesislere yöneldi. Bu trend 2021’de de devam edecektir. Önümüzdeki yıl, doğa ve macera turizmine, kamp ve karavanlara, bungalov ve villa kiralamaya olan talebin devam edeceğini düşünüyoruz. Arkadaş ve akrabalarla küçük grup tatilleri, yat turları, izole tatiller yine ön plana çıkacak. İnsanlar önce yavaş yavaş yakın destinasyonlara gitmeye başlayacak. Eski seyahat alışkanlıkları ise zamanla geri gelecek.