‘Görünmez el’ hep Damat’ın üzerinde

Adam Smith’in ‘görünmez el’ metaforuna atıfta bulunan Süleyman Orakçıoğlu, “Gerçekten iyi ürün yapıyor, iyi hizmet veriyorsanız, piyasada ‘görünmez el’ sizi destekler. Biz bu eli hep üzerimizde hissediyoruz. Konjonktürden etkilenmiyoruz. Ciroda %30, ihracatta %70 büyüme hedefliyoruz” diyor. 

1700’lü yıllarda yaşayan İskoç filozof Adam Smith, iktisatta ‘görünmez el’ metaforuyla modern ekonominin babalarından biri olarak kabul edilir. Smith, “Kişi kendi ihtiyaçları için çabalarsa, bu çaba bireyin de toplumun da yararına olur. Adeta bir ‘görünmez el’ işleri yolunda tutar” der. Perakende sektörü temsilcilerinin kârsızlıktan, işlerin yavaşlamasından yakındığı bugünlerde Orka Holding’in patronu Süleyman Orakçıoğlu, Smith’in ‘görünmez el’ine atıfta bulunuyor; “Biz bu eli üzerimizde hissediyoruz. Konjonktürden fazla etkilenmiyoruz. 15 Temmuz’un hemen sonrasında, 17 Temmuz’daki yurtdışı bayii toplantımızı dahi iptal etmedik. Bu yıl ciroda yüzde 30, ihracatta yüzde 70 büyüme hedefliyoruz” diyor.

‘NAZAR DEĞMESİN’

- 2017 zor bir yıldı. Siz bu seneyi nasıl geçirdiniz?

Aslında 2016 çok zordu. 2017 daha iyiydi, hedeflerimizi tutturduk. Yurtdışı mağazacılık konusunda ışık hızıyla yolumuza devam ettik. Yurtiçinde 14, yurtdışında 60 tane mağaza açtık.

500 YENİ İSTİHDAM

- İç pazarda durum nasıldı?

Türkiye bizim için yaş ortalaması 29-30 olan genç bir pazar. Biz de genç, dinamik, enerjik bir marakıyız. Ülke pazarıyla kendimizi özdeşleştiriyoruz. Başarımızın temelinde bu var. Gençler değişim istiyor, heyecan istiyor. Bizim markamızda da bunlar var. 2017’de iç pazarda yüzde 23 büyüme kaydettik.

- Büyüyenler ‘Kârdan feragat ettik’ diyor. Sizde durum nasıl?

Biz nazar değmesin diye fazla bir şey söylemiyoruz. 2017 yönetim becerilerinin üst seviyesinde olması gereken bir yıldı. Adam Smith’in bir sözü var. Siz gerçekten iyi bir ürün yapıyorsanız, iyi hizmet veriyorsanız. Piyasada ‘görünmeyen el’ sizi destekler. Biz bu eli üzerimizde hissediyoruz. Şimdiye kadar konjonktürden dolayı herhangi bir engelle karşılaşmadık. 15 Temmuz’dan sonra dahi 17 Temmuz’daki yurtdışı bayii toplantımızı iptal etmedik. Bizim tasarım, kalite ve inovasyon gibi vazgeçilmezlerimiz var. Lüks markalar kalite, tasarım ve inovasyonu bir araya getirdiği zaman, fiyatları da yukarı çekiyorlar. Biz hem bunları vazgeçilmez olarak görüyoruz aynı zamanda da fiyatlarımızı ulaşılabilir seviyede tutuyoruz.   

- Bu yıl mağaza sayınız artacak mı, 2018 hedefleriniz nasıl?

2018 bizim için verimlilik yılı. Her mağazayı bir kâr merkezi olarak görüyoruz. Bir mağaza verimsizse dönüp arkamıza bakmıyoruz, kapatıyoruz. 2017’de 14 mağaza açtık, 7 tane de kapattık. 7 mağaza artıdayız. Bu yıl yurtiçinde 30 mağaza açıp, 210 olan iç piyasa mağaza sayımızı 240’a çıkaracağız. Toplam mağaza sayımız da 450’ye ulaşacak. Damat, Tween ve D’s markalarımızla ciroda yüzde 30 ihracatta yüzde 70 büyüme hedefliyoruz. Çalışan sayımızı da 500 kişi artıracağız. 

PORSCHE TÜRKİYE’YE YATIRIMA GELEBİLİR

- Almanya’yla gerilimli bir dönem geçirdik. Sizin de orada büyüme planlarınız vardı. Etkilendi mi?

Bizim için önemli hedef pazarlardan biri Almanya. 2 mağazamız vardı, 2 tane de Stuttgart’da açtık 4 oldu. Yıl sonuna kadar da Almanya’daki mağaza sayımızı 12’ye çıkaracağız.  Stuttgart’da mağazamızı açtığımız zaman Türkiye - Almanya ilişkilerinin en gergin olduğu günlerdi. Açıkçası o dönemde açılışa bile gitmeye çekindik ama çok değişik bir tablolya karşılaşdık. Orada Porsche’nin yönetim kurulunun davetlisi olarak çok güzel bir şekilde ağırlandık. Volkswagen ve Porsche’nin yönetim kurulu üyesi Uwe Hück’ün ‘Böyle dönemlerde Türk-Alman dostluğuna inanan insanların daha fazla ön planda olması gerek’ sözünü unutamıyorum. Biz de onları İstanbul’a davet ettik. Buraya geldiler. Türkiye İhracatçılar Meclisi’yle, otomotiv endüstrisiyle bir araya geldiler. Ve şu anda bu gelişmeler başka noktalara da gidebilecek durumda. 

- Hangi noktaya gelebilir?

Porsche’nin veya diğer markalarının Türkiye’de yatırım yapmaları söz konusu olabilir. Hibrid arabaların üretimi konusunda Türkiye’yle işbirlikleri olabilir. Her ne kadar gergin bir dönem geçiyorsa bile ben bunun olabileceğini hissediyorum. 14 Mart’ta biz de oraya gideceğiz. 

Türkiye’de hazır giyim fiyatları çok uygun. Bu yüzden yabancılar gelip, bavullar dolusu alışveriş yapıyor.  

ARTIK ‘SORUNSUZ PAZARI’ UNUTALIM

- Rusya’da durum nasıl, bölgedeki ekonomik sorunlar bitti mi?

Rusya’yla büyük travmalar yaşadık. Oradaki devalüasyonla birlikte Kazakistan, Azerbeycan gibi ülkelerde de zorluklar yaşandı. Ama şimdi bunlar da geride kaldı. Şimdi Kazakistan’da mağaza sayımız 9’a çıktı. Daha evvel bunu düşünemezdik. Azerbaycan’da 5’inci mağazayı açıyoruz. Romanya’da Pazar lideriyiz Özbekistan, Ermenistan markamız çok ilgi görüyor. Moskova ise diğer ülkeler için podyum gibi. Oradaki 7 mağazamız önemli bir çekim gücü oluşturuşyor. Makedonyla’da çok iyiyiz. 

TRAVMALARA TAKILMADIK 

Zaman zaman bazı travmalar yaşıyorsunuz. Bunlara takılmamak lazım. Mesela geçen yıl Katalanlarla yaşanan sorunların en hararetli döneminde spanya’da büyük bir açılış yapacaktık. Her tarafta protestolar vardı. O anda ilk akla gelen ‘bizim burada ne işimiz var’ oluyor. Ama ‘sorun varsa çözüm de vardır’, diyerek önümüze baktık. Bir iki ay sorun yaşadık ama aralık ve ocak satışları çok iyiydi. Şunu kabul edelim. Dünyada artık sorunsuz bir dönem, sorunsuz bir bölge yok. Bizim yapmamız gereken sorunlarla rağmen işimizi 

nasıl en iyi yaparız’a odaklanmak. 

Bayrağımızın dalgalanması için sınır ötesinde bizim için savaşan Mehmetçiğimize selam olsun...    

Sydney’den Madrid’e Fildişi Sahilleri’ne kadar 70’in üzerinde ülkede mağazalarımız var. Yeni rotamız Güney Amerika.

OXFORD’UN DÜZENİ BİR TESADÜF DEĞİL

- Perakende sektörüne baktığımızda popüler caddelerin son dönemde kan kaybettiğini görüyoruz. Markalar neden terkediyor caddeleri?

Doğru son dönemde caddeler biraz daha ‘no name’e (markasız mağazalara) doğru yöneldi. Burada bence belediyelere de görev düşüyor. O caddelerin rehabilite edilip, belli bir disiplin içinde AVM yönetir gibi katılımcı bir yapıyla hayata kazandırılması lazım. Dünyada hâlâ cadde mağazacılığı ön planda. Oxford Caddesi’ndeki mağazaların veya o düzenin tesadüfen mi olduğunu zannediyorsunuz. Tabii ki değil. AVM yönetiminden çok daha üst düzeyde bir yönetim disiplini var. Bizim de aslında belli bölgelerde bunları yapmamız lazım. Bu yüzden belediyelere çok iş düşüyor. Yoksa bu düşüş devam eder. 

% 30 DAHA ZAYIF % 20 DAHA UZUN  

- Yeni inovatif ürünleriniz var mı? 

Bulunduğu ortamdaki kötü kokulardan etkilenmeyen, koku tutmayan takım elbise ve ceketlerimiz var. Favori gördüğüm bir diğer ürün de travel süitlerimiz. Bunlar ütü problemi yaşamayan takım elbiselerimiz. Eskiden yurtdışına gittiğimiz zaman takım elbiseyi bavula koyardık, sonra otel odasında banyoya asar, buharı açıp akşama kadar kendi kendine ütülenmesini beklerdik. Şimdi bu dertten kurtulduk. Bir de kalıplar konusunda çok iddialıyız. Yüzde 30 daha zayıf 20 santim daha uzun gösteren ürünlerimiz var. 

Yurtdışında ışık hızında ilerliyoruz. İhracatımız her yıl yüzde 55-60 büyüyor. İspanya ve İtalya’da derinleşeceğiz.