ŞENAY BÜYÜKKÖŞDERE
Sağlıklı beslenme alanında farkındalık sağlamaya yönelik projeler hayata geçiren Sabri Ülker Vakfı, "Pandemi Sonrası Yeniden Şekillenen Gıda Tüketim Alışkanlıkları Araştırması"nı açıkladı. Doğu Akdeniz Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. İrfan Erol'un liderliğinde Türkiye'nin her bölgesinde farklı sosyo-ekonomik gruptan 2 bin 400 kişiyle görüşülerek yürütülen araştırma sonuçları, toplumun büyük bir kesiminin gıdaların güvenliğinden emin olmadığını ortaya koyuyor. Pandemi sonrasındaki en kapsamlı araştırmalardan biri olarak öne çıkan çalışma, toplumun gıda güvenliği konusunda yeterli bilgi sahibi olmadığını gösteriyor. Prof. Dr. İrfan Erol, araştırmaya göre oransal çoğunluğu 18-24 yaş grubu bireylerden oluşan tüketicilerin yüzde 66,1'i gıda güvenliği kavramını hiç duymadığını, bozuk gıdayı şikayet etmeyenlerin yüzde 62,1'inin ise "uğraşmak istemediğini" söylüyor.
AKSİYONA GEÇMELİ
Dünyadaki kaynakların sınırsız olmadığına da dikkat çeken Erol, "Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre dünyada 700 milyon aç insan var. Buna karşılık obez insan sayısı ise 1.5 milyar. Ve dünya yeni kaynaklar arayışında. Laboratuvarda et üretimi, yulaf, badem gibi farklı ürünlerden süt üretimi çalışmaları var. Önümüzdeki yıllarda inovatif ürünler pazarı dünyada çok büyük bir pazar haline gelecek. Bizim de ülke olarak inovatif ürünlere açık olmamızda ve bu konuda aksiyon almamızda fayda var" dedi.
'SON TÜKETİME' BAKIYORUZ
Pandemi Sonrası Yeniden Şekillenen Gıda Tüketim Alışkanlıkları Araştırması'na göre tüketici ilk etapta ürünlerin son tüketim tarihi (yüzde 77,3), etiket bilgileri (yüzde 73,8) ile kalite ve lezzet (yüzde 73,5) kriterlerine dikkat ediyor. Tüketicilerin çoğunluğu "geçmişte gıda ürünlerini daha iyi bulduğunu" belirtirken, tüketicilerin yüzde 60,8'i fiyatların geçmişte daha iyi olduğunu düşünüyor, yüzde 19,5'i de etiket bilgisini geçmişe göre daha iyi buluyor.
ALO 174'Ü BİLMİYORUZ
Araştırmaya göre; her 10 katılımcıdan 3'ü bozuk veya hatalı gıda ürünüyle karşılaştığını ifade ediyor. Toplumun yarısı böyle bir durumda ALO 174 hattının aranabileceğinden haberdar olmasına karşın, katılımcıların yüzde 31,6'sı böyle bir hattın varlığından habersiz olduğunu ifade ediyor.