ÖZGÜL ÖZTÜRK
Türkiye’de yılda 14.5 milyar dolar değerinde 14.5 milyon ton gıda çöpe gidiyor. Bunun yüzde 50’si evlerde yapılan israftan kaynaklanırken, geri kalan yüzde 50’si üretici, sanayici ve perakende noktalarında oluşan gıda kayıplarından kaynaklanıyor. İstanbul Ticaret Borsası (İTİB) israfla mücadele için geçen yıl ‘Gıda İsrafını Engelleme Projesi’ni başlattı. Üreticiden son tüketiciye her aşamada ortak bir bilinç oluşturup, gıda israfının minimuma indirilmesinin hedeflendiği projeyle, 2 yıl içinde gıda israfı 2-3 milyar dolar azaltılacak.
Gıda israfını önlemek için bir yol haritası oluşturduklarını anlatan İSTİB Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı İsmet Aral, “Türkiye’de marketler, iade konusunda bir sınırlama olmadığı için düzensiz alım yapıp kalan ürünü üreticiye iade edebiliyor. Marketler üreticiden aldıkları kuru gıdanın yüzde 2’sini, et, tavuk, süt gibi hayvansal ürünlerin de % 15’ini iade ediyor. Üretici bu ürünleri ya çöpe atıyor ve ya hayvan yemi olarak kullanıyor. Buradan doğan zararını ise fiyatları artırarak telafi ediyor. Yüzde 20-21’lerde seyreden gıda enflasyonunun % 7-8’i bu iadelerden kaynaklanıyor” dedi.
Bu sorunun önüne geçmek için Tarım Bakanlığı’na iadeleri ortadan kaldıracak bir regülasyon önerisinde bulunduklarını anlatan İsmet Aral, şunları kaydetti: “Marketlerin ürünleri üreticiye iade etmek yerine gıda bankalarına bağışlamasını teşvik edecek bir regülasyonla gıda israfı ciddi oranda engellenir. Örneğin Avrupa Birliği ülkelerinde iade edilen ürünler vergiden düşülüyor. Böylece son tüketim tarihi yaklaşan ürünler gıda bankalarına bağışlanıyor. Bu ürünler içinde bozulmayanlar gelir düzeyi düşük insanlara dağıtılıyor ve ya hayvan yemi olarak kullanılıyor. Tüketilemeyecek ürünler ise atılıyor.”
İSTİB’in Gıda İsrafını Önleme Projesi kapsamında yapılması gerekenler şöyle sıralanıyor:
• Kamu spotlarıyla tüketicinin bilinçlendirilmesi
• Mevzuatlarla iade oranının düşürülmesi
• MEB müfredatına israf dersinin konması
• Restoranlara sertifika verilmesi
• Gıda bankası sayısının artırılması
• Yarışmalarla israfı önleme projeleri geliştirilmesi
• Çöpün ayrıştırılarak toplanması
• Geri dönüşüm şirketlerine teşvik verilmesi
• Açık büfe uygulamasının azaltılması.
Gıda israfıyla mücadelenin en önemli bacağının gıda bankacılığının artırılması olduğunu vurgulayan Aral şunları kaydetti: “550 milyon nüfuslu AB’de 33 bin gıda bankası var. Türkiye’de bu sayı 100. Bu sayıyı vakıf ve dernekler aracılığıyla artırmalıyız.”
İSTİB’in psikologlarla görüşüp hazırladığı projeye göre gıda israfını önlemek için alışverişe aç gidilmemeli, market alışverişine çıkmadan önce buzdolabına bakılıp eksikler listelenmeli. Restoranlarda sipariş ettiğiniz yemek artarsa paket yapılıp eve götürülmeli. Türkiye’de her yıl toplanan çöpün yüzde 15’inin ayrıştırılabildiğine dikkat çeken Aral, “Belediyeler ve tüketici çöpünü ayrıştırarak atarsa, yılda 5 milyar euro ekonomiye kazandırılır” dedi. İsmet Aral, Emine Erdoğan öncülüğünde ilerleyen Sıfır Atık Projesi’yle eş zamanlı ilerleyen bu projeyle Türkiye’de israf sorununun ciddi oranda azaltılacağını sözlerine ekledi.