Genç sanayicilerden GES-RES atağı

Enerjide yerli kaynak kullanımının önemi artarken, TÜGİAD Başkanı Nilüfer Çevikel, sanayicinin yenilenebilir yerli enerji için elini taşın altına koymaya hazır olduğunu söyledi. Çevikel, “Üyelerimizin yarısı GES ve RES yatırımı için düğmeye bastı” dedi.

ŞENAY BÜYÜKKÖŞDERE

Türkiye çapında 800'den fazla üyesi, yıllık 58 milyar dolarlık ticaret hacmiyle Türkiye ekonomisinin yüzde 20'sin temsil eden Türkiye Genç İş İnsanları Derneği'nin (TÜGİAD) Başkanı Nilüfer Çevikel, son dönemde iş dünyasının en önemli gündem maddesi haline gelen enerji maliyetleri konusunda sanayicilerin elini taşın altına koymaya hazır olduğunu söyledi. Çevikel özellikle güneş enerjisi yatırımlarında büyük hareket olduğuna dikkat çekerek, "Üyelerimizin yarısı güneş ve rüzgar enerjisi yatırımı için düğmeye bastı, henüz başlamayanlar da konuyu araştırma aşamasında" dedi.

İki yıllık bir pandemi sürecinin sonuna yaklaştığımız bir dönemdeyiz. Bu dönem sanayici açısından nasıl geçti?

Tedarik zincirlerinde yaşanan kırılmalar alıcıları daha yakın pazarlardan alım yapmaya yönlendirirken özellikle Uzakdoğu siparişleri Türkiye'ye kaymış oldu. Şimdi bu alıcıları elimizde tutmak önem taşıyor. Aslında çok büyük bir krizi lehimize çevirmiş durumdayız. Bunu da pandemide ekonomik anlamda diğer ülkelerden olumlu ayrışarak ve ihracat rakamlarımızda yeni rekorlar kırarak kanıtlamış olduk. Tekstil, otomotiv, enerji, demir çelik ve seramik bu dönemde en hızlı büyüyen sektörler oldu. Bu sektörlerde faaliyet gösteren üyelerimiz ortalama yüzde 30 büyüme kaydettiler. Üretim ve tedarik konusunda kolaylık sağlanması, istikrarlı döviz kuru için gereken adımların atılması ve enflasyonun tek haneyi inmesi gibi stratejik konulardaki beklentilerimiz ise sürüyor.

Bu dönemde dünya çapında ciddi tedarik sorunları ortaya çıktı. Bu sorunlar aşılabildi mi?

Tedarik zincirindekiı hasar tüm dünyada etkisini göstermeye devam ediyor. Özellikle çip ve hammadde ticaretinde ciddi bir küresel sorun var. Ancak uzun süredir Türkiye'deki üretim sistemini de etkileyen bu problem kurdaki hızlı yükselişle beraber farklı bir boyut kazandı. Neredeyse her sektörde kendini gösteren tedarik problemi aynı zamanda fiyatların da yükselmesine neden oluyor.

Enerjideki maliyet artışı sanayiciler için son dönemde en önemli gündem maddesi. Bu konuda önlemleriniz var mı?

Birkaç ay önce yaşadığımız enerji krizin kısa süreli olması, sanayiciler tarafından üretimi hafta sonuna yayarak bir şekilde tolere edildi. Ancak, bunun tekrarlama ihtimali var. Rusya - Ukrayna savaşını da dikkate alırsak enerjide arz güvenliği sorunu önümüzdeki dönemlerde başımızı ağrıtabilir. Öte yandan enerji maliyetlerinde de yüzde 100'ü aşan ciddi artışlar oldu. Bu aşamada yerli kaynak kullanımının önemi giderek artıyor. Sanayicinin de gözü bu alana çevrildi. Sürdürülebilir üretim için sanayici yenilenebilir, yerli enerji üretiminde elini taşın altına koymaya hazır.

ENERJİDE 'YERİNDE ÜRET YERİNDE TÜKET' MODELİ

OSB'lerde faaliyet gösteren sanayicilerin kendi enerjisini üretmesinin önündeki bazı engellerin kaldırılması için bakanlıklara bir rapor sunmuştunuz. Bu konuda nasıl gelişmeler var?

Çözüm olarak OSB'lerde olduğu gibi, OSB'ler dışında da farklı bölgelerde üretilip kullanılabilmesini sunmuştuk. Geçtiğimiz günlerde bu konuda karar çıktı. Yenilenebilir enerji kaynaklarının teşvik edilmesi amacıyla güneş enerjisine dayalı enerji üretim tesislerinin, sanayi parselinin en fazla yüzde 25'ine yapılabileceğine ilişkin sınırlama kaldırıldı. Güneş ve rüzgar enerjisine dayalı elektrik üretimi yatırımlarının bölgesel teşvik kapsamında 4. Bölge desteklerinden yararlanmasının önü açıldı. Güneş Enerjisi Santrali (GES) ve Rüzgar Enerjisi Santrali (RES) kuracaklara KDV istisnası, gümrük vergisine ilave yüzde 30 vergi indirimi, 6 yıl sigorta prim işveren hissesi gibi destekler sağlanacak. Bu teşvikler sayesinde artık yenilenebilir enerji yatırımları 4 yılda kendini amorti edebilecek. Bu çok olumlu bir gelişme. Çünkü 'Yerinde Üret, Yerinde Tüket' modeli Türkiye'nin enerji altyapısı için kritik öneme sahip. Bir enerji santralinde ürettiğiniz enerjinin iletimi sırasında kayıplar oluyor. Yerinde üretince hem iletim kayıpları azalıyor hem de verimlilik artıyor. Bu teşviklerle yenilenebilir enerji yatırımları artacaktır.

1 MW SOLAR ENERJİ YATIRIMI 500 BİN $

Sanayicinin kendi enerjisini üretmesi konusunda en kolay yatırım sanırım güneş enerjisi. Peki bu o kadar kolay bir uygulama mı? Herkes bunu altından kalkabilir mi?

Zaten birçok sanayicimiz kendi fabrikalarını çatılarına güneş enerjisi paneli kurarak bu sorunu çözme yoluna gidiyorlar. Yapılan bir hesaplamaya göre; 7000 metrekareye 1 mV solar enerji uygulamasının maliyeti 500 bin dolar civarında. Yeni düzenlemeyle gelen kolaylıklara ek olarak sanayici ve yenilenebilir enerji yatırımcıları arasında yatırım ve finansmana yönelik yeni sözleşme modellerinin de mevzuata dahil edilmesi halinde yatırımlar daha da hızlanacaktır.

KARBON VERGİSİNE ÖNLEM

Sizin üyeleriniz yenilenebilir enerji yatırımı yapıyor mu peki?

Şu anda üyelerimizin yarısı güneş ve rüzgar yatırımı için düğmeye basmış durumda. Önemli bir kısmı da konuyu araştırma aşamasında. Zaten yenilenebilir enerji yatırımları artık dünya için olmazsa olmaz hale geldi. Sınırda yüzde 25 karbon vergisi ile karşılaşmak istemiyorsak küresel standartlara şimdiden uymalıyız.

SU SORUNU KAPIMIZA GELDİ

TÜGİAD olarak sık sık su konusuna da dikkat çekiyorsunuz. Sanayide su kullanımında farkındalık yaratmak için girişimleriniz olacak mı?

Ne yazık ki ülkemiz zannedildiğinin aksine su açısından fakir bir ülke ve buna rağmen hemen her alanda suyu hoyratça harcıyoruz. Özellikle tarımsal üretimde yanlış sulama yapılmasından dolayı kullanılan suyun oranı yüzde 75'ler seviyesinde. Su sorunu kapımızda. Hatta bazı üretici firmalarımızın su kesintileri nedeniyle üretime ara verdiği bile oldu. Bu nedenle TÜGİAD olarak, tüm dünyayla beraber önemli bir tarım ve sanayi ülkesi olan Türkiye'yi de yakından ilgilendiren; sürdürülebilir sanayi, tarım ve gıda ve küresel kıtlık konularıyla ilgili proje hazırlığı içindeyiz. Proje kapsamında TÜGİAD başta olmak üzere, ilgili sivil toplum kuruluşlarının, iş insanlarının, girişimcilerin, beslenme uzmanları ve doktorların, yazılımcıların ve Z kuşağı temsilcilerinin de dahil olacağı 'sürdürülebilir sanayi, tarım ve gıda' ve 'küresel kıtlık' konularının tartışılacağı bir zirve gerçekleştirmeyi planlıyoruz.