MURAT KELKİTLİOĞLU
Başbakan Binali Yıldırım, kredi derecelendirme kuruluşlarının son dönemde Türkiye’ye yönelik yaptığı açıklamaların masum olmadığını belirterek, “Piyasalarda ve ekonomide yaşananların bir kısmı seçime yönelik manipülasyonlardır, bir kısmı da küresel ölçekteki gelişmelerden kaynaklıdır. Enflasyon konusundaki hassasiyetimiz, enflasyonun aşağıya çekilmesi, tek haneye indirilmesi konusundaki kararlılığımız devam edecek. Tabii ağırlıklı olarak seçimden sonra bu daha hız kazanacak. Bir cari açık konusunda dengeleme yoluna mutlaka gidilmesi gerekiyor. Bunun çalışmalarını yapacağız, tedbirlerini aldık” dedi.
TÜM DÜNYA DOLARDAN ETKİLENİYOR Medya yöneticileriyle iftarda bir araya gelen Binali Yıldırım ekonomide yaşanan son gelişmeleri değerlendirdi. Başbakan Yıldırım, döviz piyasasındaki hareketlerle ilgili soruya şu yanıtı verdi: “2018 yılının başından itibaren gelişmekte olan ülkelerin paraları Amerikan Doları karşısında değer kaybetmeye başladı. Dolayısıyla bu değer kaybı bütün paralarda var, hatta euroda da var. Amerikan yönetiminin aldığı kararlar doğrultusunda ciddi anlamda dolarda bir değer artışı söz konusu. İkinci konu da, Amerika faiz artırıyor. Belki yakın zamanda tekrar faiz artışına gidecek. Bunun tercümesi ne? Dünyadaki dolar yatırımcılarına evine dön diyor. Bu da, özellikle gelişmiş ülkelere kaynak sağlayan fonların çıkışı anlamına geliyor. Bir başka konu, petrol fiyatlarındaki artış, son 1 yılda yüzde 100 arttı. 80 dolara varili neredeyse dayanmış vaziyette. Bunlar dış faktörler, yani bizde de böyle, Arjantin’de de böyle, İran’da vesaire sayıları çoğaltabilirsiniz, hatta Avrupa ülkelerinde.” ZAMANLAMA AÇISINDAN MANİDAR Türkiye’nin petrolü ve doğalgazı olmadığını belirten Yıldırım, küresel petrol fiyatlarındaki artışla beraber enflasyonun ve cari açığın olumsuz etkilendiğini ifade etti. Bu tür gelişmelerin katkısıyla derecelendirme kuruluşlarının Türkiye’nin çifte açığını bir olumsuz gelişme olarak öngördüklerini hatırlatarak, “Sık sık toplanıyorlar, dağılıyorlar, açıklama yapıyorlar, not indiriyorlar. Bunlar olmakla beraber, seçim sürecini, seçim sonucunu etkilemeye yönelik ayrı bir gayretin olduğunu da göz ardı etmememiz lazım, bunu da görüyoruz. Çünkü mutat zamanlarda yapmaları gereken değerlendirmeleri öne çekiyorlar, seçim takvimine göre program değiştiriyorlar, bunlar manidar, zamanlama açısından manidar” diye konuştu. 16 yıllık performans 7’nci büyük yapardı 1924’ten 2002’ye kadar geçen süre içerisinde Türkiye’nin ortalama her yıl yüzde 4.7 büyüdüğünün altını çizen Yıldırım, “2003-2017’de ortalamamız 5.7, yani 1 puan var. Eğer 1924’ten bu güne 1 puan fazla büyüseydik, 5.7’yi Cumhuriyetin kuruluşundan bugüne kadar muhafaza etseydik, Türkiye 2.6 kat daha büyüyecekti. İlk yedinci ülke oluyor. Bir Amerika, iki Çin, üç Japonya, dört Almanya, beş İngiltere, altı Fransa, yedi Türkiye. İlk yedi içinde yerini alacak. Evet, 1 puanlık farkla, 2 trilyon 250 milyar dolarla bu hale gelecekti. Güven ve istikrarı yakaladığımız an neler yapabileceğimiz ortada. Biz ortalama 5.7 büyümeyi yaparken, demokrasimizi de en az 4 sefer müdahale oldu. Onlara rağmen bu büyümeyi yaptık” dedi. AB ile farkı 33 puan kapattık Yıldırım, “AK Parti iktidarı zamanında gelişmiş ülkelerle aramızdaki farkı kapattık. Mesela, 2002’yi baz alırsak reel olarak, 2017’ye kadar 2.3 kat büyümüşüz. Dünyanın büyümesi ne? 1.7 kat. Avrupa Birliği büyümesi 1.2 kat. Yani kişi başı milli gelirde Avrupa Birliği ile aramızdaki farkı 33 puan kapattık. Üçte biri kadardı, şimdi üçte ikisi seviyesine çıktı. Bu performansımızla devam edersek, 13-14 yılda Avrupa Birliği’nin ortalamasını geçebiliyoruz” dedi. Darbede yapamadıklarını ekonomiyle yapma çabası Kredi derecelendirme kuruluşlarının piyasalara olumsuz algı yerleştirmeye çalıştıkları uyarısında bulunan Başbakan Yıldırım, “Türkiye’de işte ekonomi kur hareketleriyle beraber bu olumsuz algı seçimde olumsuz bir sonuç doğursun. 15 Temmuz darbesi başarısızlıkla sonuçlandı, mutsuz oldular bazı şeylerde. Darbede yapamadıklarını ekonomi üzerinden yapma gayretine girdiler ama o zaman da yine sonuç alamadılar. 2017 için büyük bir felaket senaryosu yazılmıştı. Ama 2017’yi Türkiye dünyanın bütün ekonomilerinin üzerinde bir büyümeyi başardı” dedi. İhracat ve turizmdegelişmeler olumlu “Tabii bunlar olurken iyi şeyler de var” diyen Yıldırım şunları söyledi: “Mesela turizmde ciddi bir sıçrama var, 40 milyonu aşacağımızı öngörüyoruz. Biz bugün Rusya’yla daha çok ticaret yapıyoruz, yüzde 40’ı aştı bu sene. Aynı şekilde İran’la, Ortadoğu ülkeleriyle, bunlar petrol üreticisi ülkeler, bunlarla ticaret gelişiyor. Niye? Nakitleri, dövizleri olmaya başladı. Seçim dönemi olduğu için ekonomide herkes bekle-gör moduna giriyor, bu doğal bir şey. Seçimden sonra artık ekonomi tekrar normal hızına dönmüş olacak.” AK Parti söz verdiği işleri yapar Bayram ikramiyelerine yönelik memurlardan da talebin olduğunun hatırlatılması üzerine Başbakan Yıldırım, “Emekli maaşı kaç para olursa olsun 1000 lirayı herkes alacak. Hükümetlerimiz döneminde memurumuzu hiç unutmadık. Yaşlılar, yani 65 üstü 266 lira alıyorlardı ayda, onu 500 lira yaptık. Üç aylık ödeniyor, 1500 lira. Söz bizde namustur, AK Parti’nin en önemli özelliğinden bir tanesi, söz verdiği işleri yapar, yapamayacağı işin sözünü vermez” dedi. Sanal değil gerçek büyüme 2002 2017 Yıllık traktör satışı 7.000 72.900 Yıllık otomobil satışı 91.000 723.000 Motorlu taşıt sayısı 8.5 milyon 22 milyon Yıllık beyaz eşya satışı 2.5 milyon 8.5 milyon YurtdIşına giden yerli turist 3 milyon 8.9 milyon Yeni kurulan şirket sayısı 30.800 73.800 Yabancı turist sayısı 12.9 milyon 40 milyon