Aksam.com.tr
Asgari ücretteki gelir vergisi ve damga vergisinin kaldırılması asgari geçim indirimi (AGİ) ile ilgili soru işaretlerini beraberinde getirdi. AGİ'nin kalktığı yorumları yapılırken bunun işçilerin aldığı ücrete yansıyıp yansımayacağı konusu tartışılmaya başlandı. Avukat Cüneyd Altıparmak gelir ve damga vergisinin işveren ve işçiye nasıl yansıyacağı konusunu AKŞAM TV'den Eda Cabul'a değerlendirdi.
Vergilerin kalkmasının sadece işverene değil işçiye de bir jest olduğu değerlendirmesinde bulunan Cüneyd Altıparmak şunları söyledi:
İşçiye ödenecek tutar üzerinden gelir vergisi ve damga vergisi belirleniyordu, ondan asgari geçim indirimi (AGİ) dediğimiz tutar düşülüyordu. Geri kalan devlete veriliyordu. Asgari geçim indirimi (AGİ) tutarı da vergi matrahı üzerinden işçiye ödeniyordu. Burada aslında devletin işverene değil işçiye doğrudan bir jesti oldu. İşçinin aldığı maaştan alması gereken gelir vergisini devlet almamış oldu. Burada işverenin üzerinden vergi yükü alınması konusunda şöyle bir durum var: 213 sayılı Vergi Usul Kanununa göre gelir vergisinde devlet işçi ile devlet arasında aracılık yapar. Matrah belirlenir ve bu tutar devlete ödenir.
AGİ devletin işçiye ödemesi gereken bir tutardı. Bu tutarı gelir vergisi içinden çıkarıp işçiye öderdi. Bununla ilgili prosedür ortadan kalkmış oldu. İşçinin maaşında bütün alacağı vereceği bir bordroya yansır. Burada net tutarı bulmak için önce brüt tutar üzerinden bir hesaplama yapılır ve net olarak işçiye ne kadar düşeceğini o bordro üzerinden görürüz. Biz burada AGİ'yi, damga vergisini ve gelir vergisini sıfır (0) olarak göreceğiz. Uzun yıllardır Türkiye'de konuşulmasına rağmen baz maaş olarak asgari ücretten vergi alınmaması konuşuyordu. Burada hükümet bir ilki başarmış oldu. Burada devlete büyük yük olacağı söyleniyor ama devlet büyük bir fedakarlığı yapmıştır. Aslında asgari ücretlinin geliri ne kadar artarsa ekonomi o kadar canlanır.