Dünyaya yerli İHA satan 92 yıllık mobilyacı

Güran ve Renan Gökyay kardeşler, Nurus’a artık mobilya şirketi demenin haksızlık olacağını söylüyor. Yeni havalimanının koltuklarını üreten, THY’nin ‘rüya uçağı’nın koltuklarını tasarlayan şirket, artık İHA'da da iddialı...

Şenay Büyüköşdere

Nurus, 92 yıllık bir mobilya markası. Hikayesi 1927’de Marangoz Nurettin Usta’yla başlıyor, şu anda 3’üncü kuşak olan Güran ve Renan Gökyay kardeşlerle devam ediyor. Ancak ofis mobilyalarıyla tanıdığımız Nurus, çoktan yeni ufuklara yelken açmış durumda. Yönetim Kurulu Başkanı Güran Gökyay, bu dönüşümü; ‘teknoloji şirketine evrilme’ diye tanımlıyor. Son dönemde şirketin flaş sektörü havacılık. İstanbul Havalimanı’nın 30 bin koltuğunu Nurus üretti. THY’nin yeni uçağı Dreamliner’ın koltuklarının endüstriyel tasarımı yine Nurus’a ait. THY ile TUSAŞ’a uçak camı üretmeyi de planlayan şirketin geliştirdiği insansız hava araçları (İHA) ise çoktan görücüye çıktı. ‘Uçak kadar hızlı, drone kadar marifetli bir İHA’ yaptıklarını söyleyen Nurus Yönetim Kurulu Üyesi ve Baş Tasarımcısı Renan Gökyay, İDEF’te görücüye çıkan İHA’nın yurtiçi ve yurtdışından talipleri olduğunu ifade etti. 

KULUÇKA MERKEZİ DE VAR

Nurus bünyesinde bir kuluçka merkeziniz var. Nereden çıktı bu Ar-Ge merakı?

? Güran Gökyay: Biz tutkulu bir aileyiz. Türkiye 20 sene önce bir tasarım ülkesi olarak tanınmıyordu. Ama biz 1999’dan bu yana Türkiye’ye tasırım ödülleri getiriyoruz. Katmadeğerli işin kıymeti şimdi daha iyi anlaşılıyor. Bu tutku sürekli öğrenme merakını getiriyor. 

Neler çıktı bu kuluçka merkezinden? 

? GG: Dünyanın en büyük ofis fuarında görücüye çıkan ‘Calma’ çıktı mesela. Dünyada içinde akustik ses laboratuvarı olan tek mobilya şirketi Nurus. Calma da ofis ortamında akustiği yönetiyor. Bu ürünü şimdiden Hollanda, İngiltere, Çin, Malezya ve Belçika’ya sattık. Türkiye’den de Vodafone ve Acun Medya ilk müşterilerimiz oldu. Dünyada havalimanı mobilyası işini toplasanız 12-13 şirket yapıyor. Biz de 12-13 yıldır bu endüstrinin içindeyiz. İstanbul Havalimanı’nın 30 bin koltuğunu biz ürettik.

? Renan Gökyay: THY’nin geçtiğimiz günlerde teslim edilen yeni uçağı Dreamliner’a takılan ekonomi sınıfı koltukların endüstriyel tasarımını da biz yaptık. Şu anda da uçak camları üretiyoruz. Hedefimiz bu camları önce TUSAŞ’a ve THY’ye sonra da yurtdışına satmak. Bunların yanı sıra bir de uçak maketimiz ve İHA’mız var...

Artık her şeyi üretebilecek düzeydeyiz

Uçak, İHA... Bunlar çok ciddi teknoloji gerektiren büyük işler...

? R.G.: Bizden her şeyi sakladılar. Dedelerimizin uçak yaptığını, Devrim Arabalarını bizden sakladılar... Eğer biz bunları bilseydik, ülke olarak çoktan bir uçağımız, bir otomobilimiz olurdu. Ama artık biliyoruz ve ülke olarak artık her şeyi çok daha rahatlıkla yapabilecek düzeydeyiz.

Peki sizin ürettiğiniz İHA’dan bahseder misiniz, ne gibi özellikleri var?

? R.G.: Bizim üretim şirketimiz Numaş’ın Zyrone Dynamics işbirliğiyle yürüttüğü proje sonucunda ortaya çıkan bu İHA, dünyada da ilk. Çünkü biz uçak kadar hızlı ve drone kadar kıvrak ve marifetli bir araç yapmayı başardık. Teknik olarak diğer üreticilerden farkımız ise, sabit ya da döner kanatlı İHA’ların avantajlarını tek bir platformda birleştirmemiz yani ‘değişken hacimli İHA’ geliştirebilmemiz oldu.

Yabancılardan büyük talep var

Bu İHA'yı İDEF’te sergilediniz. Peki ürüne talep var mı?

? RG: Evet çok ilgi gördü ve yurtiçinden de yurtdışından da pek çok talep aldık. Şu anda görüşme halinde olduğumuz bazı firmalar var. Sanırım ilk satışımız yabancı bir firmaya ve 120 adetlik bir sipariş olacak. Yılın son çeyreğinde sözleşmeyi imzalar, ilk teslimatı 2020 yılı başında yapmak üzere, toplam 120 adetlik siparişi yıl sonuna kadar teslim edebiliriz diye düşünüyoruz.

Cironuzun ne kadarını Ar-Ge harcamalarına ayırıyorsunuz?

? GG: Toplam cironun yüzde 5’i Ar-Ge’ye ayrılıyor. Bu sene ciromuz enflasyonun yüzde 10-12 üzerinde büyümeyle 220 milyon TL’yi bulur.

Sektörde düşüş var, bizde yok...

Mobilya sektörünü canlandırmak için KDV’nin indirilmesi, taksit sayısının 18’e çıkarılması gibi önemli hamleler yapıldı. Sizde durum nasıl?

? GG: Yüzde 8 piyasayı canlandırdı. Fakat biz kurumsal müşteri tarafına baktığımız için kredi kartıyla alışveriş söz konusu değil. Türkiye dünyayla bir ekonomik savaş veriyor. Batıdan doğuya geçen bir ekonomik güç dalgası var. Tabii ki bunun yansımaları hissedildi. Çok fazla boş ofis metrekaresi var. Kiralamalar düştü. Sektörde yüzde 20-30 civarında bir düşüş vardır. Ama bizim satış yaptığımız uluslararası şirket sayısı düşmedi. Bazı sektörlerde daralmalar olurken, bir taraftan bakıyorsunuz internet yatırımları cephesinde de ciddi hızlanma var.

Teknoloji insanı yalnızlaştırdı,ofis sosyalleştiriyor

Herkesin ofisi telefonu, bilgisayarı oldu. İşiniz zorlaşıyor mu, bir gün ofis mobilyası gereksiz olur mu?

? GG: Bir zamanlar da ‘home office’ yaygınlaşacak, herkes evinden çalışacak’ diyorlardı. Ama öyle bir şey olmadı. Çünkü insanın insana ihtiyacı var. Telefonla görüşme ya da video konferans da fiziksel görüşmenin yerini tutmuyor. Teknolojinin hayatımıza bu kadar girmesiyle oluşan çok ciddi bir yalnızlık var. Ve artık herkesin çok daha fazla sosyal alana ihtiyacı var. Ofisin de burada bir sorumluluğu var.

Ofiste bulunma oranı düşüyor

Maliyetlerin yüksek olduğu bir ortamda ofisler daralmıyor mu?

? GG: Mesela metrekareye 30 dolar kira ödüyorsanız. O şirketin ebitdası yüzde10’sa o metrekarede 3 bin 600 dolarlık iş üretilmesi lazım ki 1 metrekarenin kirasını ödeyebilsin. Tüm dünyada çalışanların ofiste bulunma oranları da düşüyor. Şu anda yüzde 42-43’lerde... Bu yüzden artık paylaşımlı ofisler yaparak, çalışanın ofiste olmadığı zamanlarda boş kalan metrekareleri değerlendirmek gerekiyor. Biz de stratejimizi bunun üzerine geliştiriyoruz.