ŞENAY BÜYÜKKÖŞDERE
Pandemi döneminde dünya, gıdaya erişimin bir problem olabileceği gerçeğiyle yüz yüze gelince tüm ülkelerde panik başladı, hükümetler bu konuda daha korumacı politikalara geçti. Hemen arkasından başlayan Rusya- Ukrayna savaşı ise bu politikaları bir kat daha perçinledi. Bu arada girdi maliyetlerindeki artışa paralel olarak fiyatlar da yükselişe geçti. Reis Gıda Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Reis, bu hassas dönemin, pandemi döneminde çok iyi bir sınav veren Türkiye için bir avantaj olabileceğini söylüyor. Mehmet Reis, "Türkiye'nin önünde büyük bir fırsat var. Tarımsal nüfusu artırarak, ekilebilir tarım alanlarını değerlendirir, uzun vadeli iyi bir üretim planlaması yapar ve kaynaklar verimli kullanılırsak, dünyanın en güçlü gıda tedarikçisi ve lojistik merkezlerinden biri olabiliriz" diyor.
■ Gıda sektörü, pandemi dönemininin en fazla konuşulan sektörlerinden biri oldu. Etkileri sürüyor mu Kovid-19'un?
Son birkaç yılda önce Kovid-19 pandemisi ve arkasından gelen Rusya savaşıyla birlikte gıda sektöründe dengeler değişti. Tabii tüm dünyada bunların etkileri devam ediyor. Mesela geçtiğimiz günlerde Hindistan birdenbire buğday ihracatını durdurduğunu açıkladı. O gün dünya fiyatları yukarı çıktı. Geçen yılla bu sene arasında baktığımız zaman fiyatlarda ciddi artışlar var. Ama pandemide aslında Türkiye'nin gıda konusunda çok iyi bir sınav verdiğini söylememiz gerek. Tüm dünyada bir lojistik üs olduğumuz anlaşıldı. Özellikle güney komşularımız için en önemli tedarikçi olduğumuzu ortaya koyduk. Çünkü ihtiyaçlarını Meksika'dan, Kanada'dan getirmeye kalksalar en az 1.5-2 ayda gelecekti. Türkiye'den ise 3-5 günde sevkıyat mümkün. Buna bir de navlun fiyatlarındaki artış eklenince Türkiye'nin avantajı daha da arttı. Pandemi döneminde başlayan bu süreç şu anda hâlâ devam ediyor. Ülke olarak bu hassas dönemi avantaja çevirebiliriz.
FİYAT GERİLEMESİ BAŞLADI
■ Açılmasında Türkiye'nin de büyük rol oynadığı Tahıl koridorunun etkileri görülüyor mu?
Tahıl koridorunun açılmasıyla birlikte, uzun vadeli olmamak şartıyla kısmen biraz bir rahatlama olacak ülkelerde. Buğday fiyatlarında da bu etki hemen 15-20 gün içerisinde görülmeye başlandı. En azından yükseliş durdu. Bir miktar da gerileme söz konusu.
■ Türkiye'nin buğday rekoltesi ne durumda?
Türkiye geçen yıl istediği rekolteyi elde edemedi. TÜİK rakamlarına göre 2021 rekoltesi 19.5 milyon ton ama bizim 20-20.5 milyon ton arasında ürün üretmemiz lazım. Diğer yandan aslında Türkiye'nin 30 milyon ton üretebilecek potansiyeli var. Çünkü ekilemeyen arazilerimiz 3-4 milyon arasında ve burada en az 10 milyon ton buğday üretmek mümkün. Türkiye kendi iç tüketiminin dışında, ihracata gidecek ürünler için de üretim yapmak zorunda. Türkiye'deki makarna, un fabrikaları yüzde 20 - 60 kapasiteyle çalışıyor. Yarın çıkıp Rusya, bize bu alanda rakip olabilir. Bizim pazarlarımıza girebilir. Çünkü dünyada artık güçlü olmanın koşulu değişti.
■ Gıda üretimi olmayan ülkeler artık güçlü sayılmıyor mu?
Dünyada artık güçlü olmanın koşulu ne silah ne asker ne de savunma. Artık bunlar bir ülkenin güçlü olduğunun göstergesi değil. Güçlü ülke olmanın koşulu gıdaya ve suya sahip olmak. Dünyada tarım ürünleri ihracatında söz sahibi ülke sayısı 20. Küresel fiyatları bu 20 ülke belirliyor ve bu ülkeler arzı kısarak fiyatlarını artırıyor. Rusya 1990'da dünyada en çok buğday ithal eden ülkeydi. 2017 itibarıyla dünyada en çok buğday ihraç eden ülke haline geldi. Sadece 2 ülkenin savaşından dolayı oradaki 25 milyon ton tahılın nasıl dünya piyasalarını sarstığını gördük. Buğdayın ton fiyatı 500 dolara kadar çıktı. Bugün 325 dolar civarında.
■ Peki Türkiye burada söz sahibi ülkeler arasında yer alabilir mi?
Son 2.5 yılda özellikle tarımsal üretimde küresel alanda en güçlü ülkeler arasında yer aldığımızı gördük. Biz bitkisel üretimde çok zengin bir ülkeyiz. 7 bölgemiz var, hepsinde ayrı ayrı iklim şartları var. Ve çok stratejik bir bölgedeyiz. Eğer Türkiye bu potansiyeli değerlendirirse, dünyada tarımsal üretimde ve tedarikte önemli rol oynayan ülkeler arasında yerimizi alırız. Dünyanın en güçlü gıda tedarikçisi ve lojistik merkezlerinden biri olabiliriz. Önümüzdeki yıllarda artık çatışmaların ve savaşların çıkış nedeni gıda ve su olacak. Savaşların bitimini de bu ürünler tayin edecek.
DEVLET ÇİFTÇİYE NE EKECEĞİNİ SÖYLEMELİ
■ Bu potansiyeli değerlendirmek için ne yapmak gerek, kafanızda bir model, yol haritası var mı?
2021 yılı itibarıyla Türkiye'deki 38 milyon hektar toplam tarım alanının 23.4 milyon hektarı ekiliyor. Yaklaşık 2 milyon hektarı aşkın ekilmeyen arazi ve 3 milyon hektar nadas alanları tarımsal üretim için değerlendirildiği takdirde, hem büyük şehirlere göçün önüne geçilecek hem de kendi kendine yeterlilik açısından önemli bir adım atılmış olacaktır. Ayrıca ihracatımız artacaktır. Burada önemli bir konu da çifçinin yönlendirilmesi. Çiftçiler; neyi, nerede, ne kadar ekeceği konusunda devlet tarafından yönlendirilmeyi istiyor. Ayrıca tohum, ilaç, gübre alımında ve kullanımında daha fazla destek bekliyor.
GIDADA UCUZ İTHALAT DÖNEMİ KAPANDI
■ Gıdada ucuz ithalat günleri geri gelir mi?
Bu hassas dönemde bir ülkenin öz kaynaklarıyla kendi kendine yetmesinin önemi bir kez daha anlaşıldı. Yani artık dışarıdan istediğiniz anda istediğiniz fiyatta ürün tedarik etmek imkansız hale geldi. Ucuz ithalat dönemi bitti. Dünyada tarım ürünleri girdi fiyatlarında yüzde 124 artış var. O yüzden özellikle stratejik ürünlerde ülkeler mutlaka kendi ihtiyaçlarını karşılayabilmeli.
CİRO ARTTI, TONAJ DÜŞTÜ■ Sizin Reis olarak cironuz nasıl oldu 2021 yılında, ihracatınız artıyor mu?
2021 yılını 270 milyon TL'nin üzerinde bir yurtiçi ciroyla tamamladık. İhracatımız ise bunun yüzde 10'u seviyesinde yani 27 milyon civarında gerçekleşti ama biz bu oranın yüzde 30-40'lar civarında olması gerektiğini düşünüyoruz. Bu arada ciromuzda artış söz konusu olsa da ne yazık ki tonaj bazında kayıplarımız var. Bu da tüketicinin yükselen fiyatlardan dolayı daha ucuz ürünlere kaymasından kaynaklanıyor.