Dolar/TL 10 haftanın en düşük seviyesini gördü

Türk lirası varlıklara ilginin artmasıyla dolar/TL 18 Ekim'de 10 haftanın en düşük seviyesi olan 5,52'ye kadar geriledi.

Son zamanlarda yurt içinde ve dışında yaşanan gelişmeler Türk lirası varlıkların değer kazanmasına neden oldu. Dolar/TL 13 Ağustos'ta 7,2169 ile tarihinin en yüksek seviyesini görmesinin ardından, ekonomi yönetimi, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) ve Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu'nun (BDDK) attığı adımlarla düşüşe geçti.

TCMB'nin politika faizini 13 Eylül'de 625 baz puan artırarak yüzde 24'e yükseltmesi, ardından Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak'ın açıkladığı Yeni Ekonomi Programı (YEP) ve Enflasyonla Topyekun Mücadele Programı'nın piyasalar tarafından olumlu karşılanması, son olarak da Amerikalı Rahip Andrew Brunson'ın serbest bırakılması Türk lirası varlıklara olan ilgiyi artırırken, dolar/TL'nin de 10 haftanın en düşük seviyesi olan 5,5194'e kadar gerilemesine neden oldu.

Türk lirasının son bir aylık performansına baktığımızda Brezilya reali ile Türk lirasının gelişmekte olan ülke para birimlerinden pozitif ayrışırken, bu haftaki performansına baktığımızda Türk lirasındaki pozitif ayrışmanın derinleştiği görüldü. TL 30 günlük performansına göre dolar karşısında yüzde 11,65 değer kazandı.

Dün 5,6578 ile son 11 haftanın en düşük haftalık kapanışını gerçekleştiren dolar/TL, haftalık bazda bakıldığında yüzde 3,7, ay başından bu yana ise yüzde 6,5 değer kaybetti. Analistler, geçen hafta Rahip Brunson'ın serbest bırakılmasıyla ABD-Türkiye arasında yaşanan gerilimin azaldığını, bu durumun da Türk lirası varlıkların fiyatlamalarına olumlu yansıdığını kaydetti.

Dolar/TL'deki gevşemenin en önemli nedeni TCMB'nin faiz artırımı 

İntegral Yatırım Araştırma Direktörü Tuncay Turşucu, dolar/TL'deki gevşemenin en önemli nedeninin TCMB'nin yaptığı 625 baz puanlık faiz artırımı olduğunu söyledi. Bu durumun dolar/TL'deki kırılganlığın önüne geçtiğini bildiren Turşucu, "Açıklanan YEP ve enflasyonla mücadele programının başlaması, yurt dışında büyük fonlarla görüşmelerin beklentilerin iyi yönetilmesini sağlamıştır. Bu gelişmeler majör olarak TL’nin güçlenmesini sağlayan temel nedenlerdir. Bir diğer yardımcı neden ise Brunson’un serbest bırakılması ile ABD-Türkiye arasındaki yüksek tansiyonun düşeceğine yönelik iyimserliklerdir." değerlendirmesinde bulundu.

Turşucu, dolar/TL'de 5,45 seviyesinde 22 haftalık ortalama bulunduğunu ve şimdilik bu seviyenin altına gerilemesini beklemediklerini belirterek, bu noktaya yakın yerlerden dolar/TL'de tepki yükselişlerinin olduğunu söyledi.

Yukarı hareketlerde 5,70 seviyesi önemli olduğuna dikkati çeken Turşucu, "Dolar/TL'nin 5,70 seviyesini geçmesi ve üzerinde kalması durumunda tepki yükselişi 6 seviyesine yakın noktalara kadar devam edebilir. 5,90 bu aşamada direnç olabilir." ifadelerini kullandı.

Turşucu, dolar/TL'nin 6,15 seviyesindeki 50 günlük ortalamanın üzerine yükselmedikçe aşağı yönlü eğilimin devam ettiğini, 5,45'in altının ise yeni bir düşüş süreci olacağını dile getirdi.

GCM Menkul Araştırma Uzmanı Enver Erkan da, Brunson krizinin piyasa dostu bir senaryo ile geride bırakılması ile beraber önemli bir olayın riskinin elimine edildiğini ve ABD ile ilişkilerin normalleşme aşamasına geçebileceği iyimserliğinin dolar/TL'nin gerilemesine neden olduğunu kaydetti.

Papaz Brunson’ın serbest bırakılması ile birlikte TL'nin gelişen ülke para birimleri arasında dolar karşısında kaydettiği pozitif performansın, dolar/TL'nin 5,50 seviyesine doğru önemli bir atak gerçekleştirmesine imkan tanıdığını ifade eden Erkan, " ABD ile ilişkilerde tansiyon düşmesi fiyatlama davranışlarını pozitif etkiliyor. Türk lirası değerlenme süreci devam ederken, fazla değerlenmenin önündeki en önemli negatif faktör ABD 10 yıllık tahvil faizinin tekrar yüzde 3,20 seviyesinde bulunması gösterilebilir." değerlendirmesinde bulundu.

Erkan, teknik olarak dolar/TL'nin 5,5650 başta olmak üzere psikolojik 5,5000 ve 5,4250 desteklerine doğru gerileyebileceğini ifade etti ve dolar/TL'nin 5,30'a doğru gerileyebilmesi için 5,5650 altındaki kalıcı hareketlere ihtiyaç olduğunu söyledi.

(AA)