Dolar ayın en düşük seviyesinde

Brent petrolün varil fiyatının 52,30 dolarla 12 Ekim 2015'ten bu yana en yüksek seviyesine ulaşması ve Çin'in ithalat verisinin beklentilerden iyi gelmesiyle dolar endeksi, bir ayın en düşük seviyesi olan 93,54'ü gördü. Bugüne 2,90 sınırından başlayan dolar/TL, doların gelişen ülke para birimlerine karşı değer kaybetmesinden bulduğu destekle son bir ayın en düşük seviyesi olan 2,8797'ye kadar geriledi.

Dünya Bankası'nın küresel büyüme beklentilerini aşağı yönlü revize etmesine karşın, ABD'de açıklanan petrol stoklarının beklentilerin altına gerilemesinin ardından yükseliş eğilimini sürdüren petrol fiyatları, küresel piyasalardaki risk iştahını artırdı. Brent petrolün varil fiyatının 52,30 dolarla 12 Ekim 2015'ten bu yana en yüksek seviyesine ulaşması ve Çin'in ithalat verisinin beklentilerden iyi gelmesiyle dolar endeksi, bir ayın en düşük seviyesi olan 93,54'ü gördü.

Bugüne 2,90 sınırından başlayan dolar/TL, doların gelişen ülke para birimlerine karşı değer kaybetmesinden bulduğu destekle son bir ayın en düşük seviyesi olan 2,8797'ye kadar geriledi. Dolar/TL saat 15.20 itibarıyla 2,88 seviyesinden alıcı buluyor. Avro/TL ise 3,2810 seviyelerinde bulunuyor.
Öte yandan dolara karşı Rus rublesi yüzde 1,30, Güney Afrika randı yüzde 1,27, Brezilya reali yüzde 1,10 ve Türk lirası yüzde 0,50 değer kazandı.
Analistler, petrol fiyatlarındaki yükselişin küresel risk iştahında artış sağladığını belirterek, gelişen ülke para birimlerinin dolar karşısındaki değer kazancının etkisiyle TL'ye yönelik iyimserliğin arttığını vurguluyor.
Teknik açıdan dolar/TL'nin 2,88'in altında dengelenmesi durumunda 2,8750 - 2,8500 seviyelerinin destek konumunda olacağını öngören analistler, tepki alımlarında ise 2,90 - 2,91 seviyelerinin direnç konumuna geleceğini kaydediyor.

''Dolar/TL'de 2,70'i görmek mümkün"
Ziraat Yatırım Ekonomisti Bora Tamer Yılmaz yaptığı değerlendirmede, TL ile ilgili Ağustos 2015'ten beri 2,86 beklentilerini koruduklarını belirtti.
Reel bazda incelediğinde sepet kur, "forward" kur, enflasyon beklentileri ve verimlilik artışı ile düzeltildiğinde TL'nin yaklaşık yüzde 10 değersiz kaldığı görüşünde olduklarını söyleyen Yılmaz, "Normal şartlarda kendi haline bırakılsa Türk lirasının 2,70 seviyesine doğru güç kazanabileceğini düşünmekteyiz. Zira bizim denge noktası olarak takip ettiğimiz seviye 2,70. Ancak bu seviyelerde sepet kur açısından Türk lirasının, ihracatçıların uluslararası pazarlarda rekabet gücünü zorlayabileceği nedeniyle Türk lirasındaki değer kazançlarının faiz indirimlerine dönüşeceği görüşündeyiz." görüşünü paylaştı.
Yılmaz, TL'nin değer kazanması yerine faizlerin düşmesinin tercih edileceğini vurguladı.
Almanya'da ikinci çeyrek sanayi üretimdeki zayıflığın bugünkü veride Türkiye'ye yansımasının hem iç talebin canlı tutulması hem de ihracat pazarları açısından çeşitlendirmeye ihtiyaç duyulduğunu gösterdiğini belirten Yılmaz, şunları da kaydetti:
"İçinde bulunduğumuz konjonktür 2012 yılının ikinci yarısını andırmakta. Eğer 23 Haziran günü İngiltere referandumundan kötü bir sonuç çıkmazsa gelişen ülkeler için iyimser koşullar sürecektir. 2012 yılının ikinci yarısında Türk lirası yatay seyretmişti. Önümüzdeki dönemde de Türk lirasının belirttiğimiz 2,86 etrafında yatay kalmasını beklemekteyiz. 2,85 ve 2,80 seviyeleri güçlü destekler olarak karşımıza çıkmaktalar. Özellikle 2,80 seviyesinin altına güçlenme çok beklediğimiz bir gelişme değil. Üst tarafta ise 2,90 ve 2,95 ana dirençler. Avro/TL ise avro/dolar paritesindeki harekete göre şekillenecektir. Haziran ayında avronun 1,1250 – 1,15 bandında seyrettikten sonra koşullara göre yılın ikinci yarısında doların güçlenmesiyle tekrar 1,10 seviyesine doğru çekilmesi mümkün. Normal dağılım varsayımında Türk lirasının mevcut seviyesinden değer kazanma şansı yüzde 70, değer kaybetme şansı ise yüzde 30."   (AA)