Dağlıoğlu: Hedef Türkiye'yi küresel bir ekonomik güç merkezi yapmak

Cumhurbaşkanlığı Yatırım ve Finans Ofisi Başkanı Burak Dağlıoğlu, Türkiye'yi Avrupa ve Asya arasında köprü görevi gören bir ülke konumundan bölgesel bir merkez haline getirdiklerini belirterek, ''Peki gelecek hedefi ne aslında? Neyden bahsediyoruz? Türkiye'yi artık bölgesel bir ekonomik aktör olmanın ötesinde küresel bir ekonomik güç merkezi yapmak. Ben 'Türkiye Yüzyılı'nda yatırım deyince açıkçası bunu anlıyorum.'' dedi.

AA

Albayrak Medya tarafından düzenlenen Yatırım ve Finansta Türkiye Yüzyılı Zirvesi, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz'ın katılımıyla İstanbul Finans Merkezi Halkbank Salonu'nda düzenlendi.

Zirveye, Cumhurbaşkanlığı Yatırım ve Finans Ofisi Başkanı Dağlıoğlu, Türkiye Varlık Fonu (TVF) Genel Müdürü Arda Ermut, Türkiye Bankalar Birliği Başkanı ve Ziraat Bankası Genel Müdürü Alpaslan Çakar, Halkbank Genel Müdürü Osman Arslan ve Albayrak Medya Genel Müdürü Abdullah Hanönü katıldı.

Dağlıoğlu, zirvede yaptığı konuşmada, gelecek yüzyılı "Türkiye Yüzyılı" yapmak için çalıştıklarını kaydederek, ekonomik olarak Türkiye'nin dünyanın ilk 10 ekonomisinden biri olması için çalıştıklarını söyledi.

Gelecek yıllarda satın alma gücü paritesiyle Türkiye'nin ilk 10'a girmiş olacağını düşündüklerini aktaran Dağlıoğlu, bu yıl hesaplamalara göre 11'inci olunacağını ancak Türkiye'nin bunu nominalde de başarabilecek bir ülke olduğunu bildirdi.

Dağlıoğlu, özellikle odaklandıklarını alanın yatırımlar olduğuna işaret ederek, şunları kaydetti:

"Hepinizin bildiği üzere 2003'ten bu yana bizim yıllık ortalama büyüme hızımız yüzde 5,3. Bu toplam büyüme içerisinde gayri safi hasılanın bileşenlerine baktığımız zaman yatırımların payı yüzde 30'un üzerinde. Bizce bu çok kıymetli bir gösterge. Uzun vadede çok sağlıklı bir büyümenin işaretlerinden biri. Yine uluslararası doğrudan yatırımlar açısından baktığımız zaman Sayın Cumhurbaşkanımızdan önceki dönemde biz dünyadaki yatırımların binde ikisini çeken bir ülkeyken Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde bunu yüzde 1'e çekmişiz, 5 kat büyütmüşüz. Önümüzdeki döneme dair hedefimiz de aslında bunu yüzde 1,5'a çıkarmak."

- "HEDEFİMİZ TÜRKİYE'NİN REKABETÇİLİĞİNİ HER ZAMAN KORUMAK"

Burak Dağlıoğlu, Türkiye'yi Avrupa ve Asya arasında köprü görevi gören bir ülke konumundan bölgesel bir merkez haline getirdiklerini anlattı.

Dağlıoğlu, "Üretimde, imalatta, ihracatta, hizmetler sanayinde, AR-GE'de, inovasyonda, teknolojide, lojistikte, uluslararası şirketlerin bölgesel yönetim merkezi olması hasebiyle bölgesel yönetim faaliyetlerinde biz bunu birçok alanda başarmış olduk. Peki gelecek hedefi ne aslında? Neyden bahsediyoruz? Türkiye'yi artık bölgesel bir ekonomik aktör olmanın ötesinde küresel bir ekonomik güç merkezi yapmak. Ben 'Türkiye Yüzyılı'nda yatırım deyince açıkçası bunu anlıyorum." diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan liderliğinde Türkiye'nin 280 milyar dolardan fazla yatırım çektiğini aktaran Dağlıoğlu, gelecek döneme dair yatırımlarda dijitalleşme, yapay zeka, sürdürülebilirlik, muhafazakar ticaret politikaları gibi konuların ön plana çıktığını vurguladı.

Dağlıoğlu, bunların hepsinin küresel tedarik zincirindeki birtakım şekillenmelere neden olduğuna işaret ederek, "Ülkelerin rekabetçiliklerini koruması lazım. Özetle bizim hedefimiz, uyguladığımız politikalarla, yaptığımız faaliyetlerle Türkiye'nin rekabetçiliğini her zaman korumak, yatırımlar için Türkiye'yi rekabetçi bir ülke kılmak, yerli ve uluslararası yatırımcıların Türkiye'deki yatırımlarının artırılmasını sağlamak, Türkiye'nin küresel tedarik zincirindeki pozisyonunun rekabetçiliğinin sağlanması, güçlenmesi ve değer zincirindeki daha yüksek halkalara, daha katma değerin yüksek olduğu alanlara odaklanılmasını sağlamak." ifadelerini kullandı.

Türkiye'nin finans sektörünün özellikle bankacılık alanında dünyanın gıptayla baktığı, en dijital sektörlerinden biri olduğuna dikkati çeken Dağlıoğlu, şöyle devam etti:

"Şimdi tabii şöyle de bir durum var, zaten şu ana kadar dijitalleşemeyen bir ülke, bir sektör varsa zaten çoktan geçmiş olsun. Niye? Yapay zeka geldi. Önümüzdeki en büyük sınamalardan biri finansta ve özellikle bankacılıkta yine bu yapay zekaya adaptasyon diye düşünüyorum. Burada çünkü regülatörün de büyük etkisi var, mevzuatın da büyük etkisi var ve tabii ki aktörlerin de büyük etkisi var. Bütün paydaşlar olarak bu sınamanın da üstesinden gelebileceğimizi, Türkiye'nin bankacılık, finans sektörünün küresel rekabetçiliğini koruyabileceğini düşünüyoruz."

Dağlıoğlu, yeşil finansman ve sürdürülebilirliğin hala çok kıymetli olduğuna ve gelecekte de önemini yitirmeyeceğine değinerek, gelecek yıl COP31'in Türkiye'de düzenlenmesinin sektör için çok kıymetli olduğunu dile getirdi.

- "DÜNYANIN EN BÜYÜK 10 MİLLİ VARLIK FONUNDAN BİRİ HALİNE GELDİK"

TVF Genel Müdürü Ermut da jeopolitik riskler, uluslararası ticaret dengeleri, iklim krizi, yapay zeka ve dijitalleşme gibi başlıkların artık yalnızca ekonomiyi değil devletlerin uzun vadeli stratejilerini ve şirketlerin temel yatırım kararlarını da doğrudan etkilediğini ifade etti.

TVF'nin kuruluş dönemine değinen Ermut, "Varlık fonumuz yalnızca bir portföy yönetim yapısı olarak değil, dönüşen dünyada Türkiye'nin yatırım ve finans kapasitesini güçlendirecek stratejik bir aygıt, yeni bir kaldıraç olarak tasarlandı. TVF, ülkemizin sürdürülebilir finans ekosistemi vizyonunun en güçlü unsurlarından biri haline gelmiştir. Kuruluşumuzdan bu yana yalnızca mevcut değerleri yöneten değil aynı zamanda yeni değer alanları oluşturan, sermaye piyasalarını derinleştiren, stratejik yatırımlara yön veren aktif bir yapı haline geldik." diye konuştu.

Ermut, portföylerinde bankacılıktan telekomünikasyona, enerjiden madenciliğe, lojistikten finansal hizmetlere kadar geniş bir yelpazede faaliyet gösteren 34 şirket, 2 lisans ve çeşitli gayrimenkullerin yer aldığını söyledi.

Bu şirketlerin büyük bölümünün ülke ekonomisinin omurgasını oluşturan köklü kurumlar olduğuna dikkati çeken Ermut, şunları kaydetti:

"Kuruluşumuzun onuncu yılı dolmadan dünyanın en büyük 10 milli varlık fonundan biri haline geldik. Cumhurbaşkanımızın vizyonları doğrultusunda hem sahip olduğumuz varlıkların değerini artırarak hem de yeni yatırımlarla bu ivmeye devam etmek istiyoruz. Temel hedeflerimizden biri portföyümüzdeki şirketlerin değerini artırmak ve uzun vadeli bir kurumsal güç inşa etmektir. Bu amaçla şirketlerimizin kurumsal yapılarını güçlendiriyoruz. Aynı zamanda finansal dayanıklılıklarını artırıyor ve sürdürülebilir büyümelerini destekliyoruz.

TVF olarak belirlediğimiz ikinci ana hedefimiz de ülkemizin ihtiyaç duyduğu stratejik yatırımlara sermaye sağlamak. Enerji, madencilik, altyapı, lojistik, teknoloji gibi alanlara dışa bağımlılığı azaltacak, özellikle ülkemizin uzun vadeli ekonomik hedeflerinden olan cari açığı azaltma noktasında önemli katkılar sağlayacak, üretim kapasitesini artıracak ve uzun vadeli ekonomik fayda üretecek projelere önem veriyoruz."

- "ULUSLARARASI YATIRIMCI TABANIN GENİŞLEMESİNDE ÖNEMLİ ADIMLAR ATTIK"

Arda Ermut, finansal piyasanın derinleşmesine yönelik katkıları ve çalışmaları da stratejik sorumluluk alanlarından biri olarak gördüklerini belirterek, "Özellikle son dönemde gerçekleştirdiğimiz eurobond, sukuk ve murabaha işlemleriyle de uluslararası yatırımcı tabanın genişlemesinde önemli adımlar attık. Son iki yılda toplamda 5,3 milyar dolarlık başarılı ihraçlar gerçekleştirdik." diye konuştu.

TVF olarak yatırım ve finansta Türkiye Yüzyılı hedefi doğrultusunda yatırımın, sermaye piyasalarının ve kurumsal dönüşümün itici gücü olmaya devam etmek istediklerini söyleyen Ermut, ülkenin yarınlarına bu anlayışla katkı sunarken attıkları her adımda güçlü kurumlar, sağlam finansal yapı ve uzun vadeli bir vizyonla hareket etmeyi umduklarını sözlerine ekledi.