Çin'in yeni taktiği: Made in Turkey

Çin pandemi kayıplarını geri kazanmak için ‘Türkiye formülü'nü devreye soktu. Çin'in Türkiye'yi üs olarak kullanmaya başladığını söyleyen Fuat Pamukçu, “Türkiye'ye mal yığıp, ‘made in Turkey' etiketi basıyorlar” dedi.

ŞENAY BÜYÜKKÖŞDERE

Küresel ihracatta yüzde 15'e yakın pay alan Çin, pandemide Batı'da yaşadığı kayıpları "Türkiye formülü" ile geri kazanmaya çalışıyor. Son dönemde özellikle Avrupa'ya ihracatta Türkiye'yi üs olarak kullanmaya başlayan Çin, limanlara yüklü miktarda mal sevk etmeye başladı. Avrupa'nın önde gelen denizcilik şirketlerinden DFDS'nin Akdeniz İş Birimi Başkan Yardımcısı Fuat Pamukçu, pandemi döneminde ticarette kan kaybeden Çin'in yeni stratejisini şöyle anlattı:

MAL YIĞIYORLAR

"Çinliler daha çok yarı mamul ya da bitmeye yakın ürünlerini Türkiye'ye yığıyorlar. Sonra da üstüne 'Made in Turkey' etiketi basıp ihraç ediyorlar. Bu durum son dönemde birçok ürün grubunda yoğun olarak yaşanıyor. Geçtiğimiz yıllarda yine Çinli Cosco Pasific tarafından alınan Kumport Limanı da önemli bir güzergah oldu."

1 KONTEYNERE 12 BİN DOLAR NAVLUN

Türkiye'nin son dönemde Batı'nın önde gelen tedarik üssü konumuna yükseldiğini söyleyen Pamukçu, "Çin ve Asya piyasalarından Türkiye'ye kayış var. Büyük alım grup grupları yönünü Türkiye'ye döndü" diye konuştu. Pamukçu şu bilgileri verdi: "Özellikle dünyada artan lojistik maliyetleri Türkiye'yi Batı'nın tedarik üssü yaptı. Pandemi öncesinden Batılı bir tedarikçi için Çin'den mal almanın ciddi fiyat avantajı sağlıyordu. Şimdi bu avantaj ortadan kalktı. Çin'den 40 bin dolara alınan bir konteyner mal için 12 bin dolar navlun ödeniyor. Aynı ürünü Türkiye'den 45 bin dolara alan firma 5 bin dolar navlun ödüyor. Bu durumda Türkiye Avrupalı firmalar için daha cazip hale geldi. Rekabetçi fiyatlarla üretim yapan Türk firmaları rüzgarı arkasına almış durumda."

BU RÜZGAR BİZİM İÇİN BÜYÜK AVANTAJ

İki ay önce Fransa Ulaştırma Bakanı ile bir toplantıda görüşme fırsatı bulduğunu anlatan Pamukçu, "Türkiye'den daha çok ihracat yapmak istediklerini ifade etti. Aynı şekilde Danimarka da tekstil ürünlerini Çin yerine Türkiye'den almak istiyor. Bu rüzgar Türkiye için büyük avantaj" ifadelerini kullandı.

PANDEMİDE YENİ GEMİ ALDIK

Türkiye'nin önde gelen lojistik şirketi UN Ro-Ro'yu üç yıl önce satın alan Danimarkalı DFDS, Türkiye'de halen 800 kişiye istihdam sağlıyor. Pandemi döneminde büyümeye devam ettiklerini söyleyen Pamukçu, "Pandemide gemi sayımızı 14'ten 15'e çıkardık. Filomuzu büyütmeye devam ediyoruz" diye konuştu.

KADIN GİRİŞİMCİYE DESTEĞE HAZIRIZ

DFDS Akdeniz İş Birimi olarak KAGİDER iş birliğiyle hayata geçirdikleri 'Kadın İçin Taşıyoruz' isimli sosyal sorumluluk projesiyle ilgili bilgi veren Pamukçu, geçen yıl başlayan proje kapsamında bugüne kadar 11 kadın girişimcinin tekstil, gıda gibi sektörlerdeki ürünlerini, Pendik, Yalova ve Mersin kalkışlı taşımacılık ağında ücretsiz olarak Avrupa ve Kuzey Afrika'ya taşıdık" dedi.